X-Men evreninde aile ağaçlarının ne kadar karmaşık olduğunu hepimiz biliyoruz. Summers ailesinin zaman yolculuğu maceralarından Magneto’nun çocuklarıyla olan bitmek bilmeyen dramalarına kadar, mutant dünyasında ebeveyn olmak başlı başına bir süper güç gerektiriyor. Ancak Marvel’ın son hamlesi, en sevdiğimiz ve belki de en korkutucu mutantlardan biri olan Magik (Illyana Rasputin) cephesinde işleri tamamen değiştiriyor. Age of Revelation hikaye örgüsüyle birlikte, Magik’in sadece karanlık tarafıyla değil, aynı zamanda trajik bir kaderi paylaşan gizli kızıyla da tanışıyoruz.
Karanlığın İçinden Doğan Sır: Nika
Marvel çizgi romanlarının güncel serisi Expatriate X-Men #3, okuyucuları oldukça şaşırtan bir karakter tanıtımı yaptı. Eve L. Ewing ve ekibinin kaleminden çıkan bu sayıda, Magik’in kızı Nika ile ilk kez karşılaşıyoruz. Hikayenin geçtiği “Age of Revelation” zaman çizelgesinde işler biraz karışık; zira bildiğimiz Magik on yıl önce ölmüş durumda. Onun yerini ise ruhunun karanlık yansıması olan, Limbo’nun efendisi Darkchild almış.
Kötücül Revelation tüm Amerika’yı ele geçirirken, Darkchild’ın Providence bölgesini neden bu kadar şiddetli bir büyü gücüyle koruduğu uzun süredir merak konusuydu. Cevap nihayet ortaya çıktı: Darkchild, aslında Nika’yı saklıyor ve koruyor. Nika’nın babası Lyrebird ise seri boyunca çeşitli entrikalarla kızına ulaşmaya ve onu bu karanlık himayeden kurtarmaya çalışıyor.
Limbo İle Bağlı Bir Kader
Nika, sıradan bir mutant çocuğu değil. Annesinin hüküm sürdüğü o tekinsiz boyutla, yani Limbo ile fiziksel ve ruhsal bir bağa sahip. Bu bağ ona Providence’ın o şeytani atmosferini kontrol etme, ölülerle iletişim kurma ve ateşli patlamalar yaratma gücü veriyor. Ancak bu muazzam güç, yanında büyük bir trajediyi de getiriyor. Nika, annesinin (veya onun karanlık yansımasının) etkisi olmadan fiziksel dünyada varlığını sürdüremiyor.
Trajik Bir Veda ve Umut Işığı
Hikayenin en can alıcı noktası, babası Lyrebird’ün Nika’yı kurtarmaya çalıştığı anlarda yaşanıyor. Providence sınırlarının dışına çıktığı anda Nika, alevler içinde kalarak yok oluyor. Ancak kaybolmadan hemen önceki son sözleri, X-Men hayranlarının teorilerini doğrular nitelikte: “Anneme selam söyle.”
Bu cümle, Colossus’un uzun süredir savunduğu bir gerçeği destekliyor: Magik tamamen ölmedi, varoluşun başka bir düzleminde hala yaşıyor ve Nika muhtemelen şimdi onun yanına, yani asıl kaynağına döndü. Magik’in sadece bir ışınlanma ustası değil, aynı zamanda Soul Sword (Ruh Kılıcı) gibi nihai bir silahı kullanan, dünya çapında bir büyücü olduğunu hatırladığımızda, kızının biyolojisinin de tamamen büyüyle şekillenmiş olması şaşırtıcı değil.
Magik ve X-Men Evreni Hakkında Merak Edilenler
Bu yeni gelişme, özellikle karakterin geçmişine ve güçlerine aşina olmayan okuyucular için bazı soruları beraberinde getiriyor. İşte bu olay örgüsünü daha iyi anlamanızı sağlayacak detaylar:
Magik (Illyana Rasputin) tam olarak kimdir?
Illyana, X-Men’in çelik derili üyesi Colossus’un kız kardeşidir. Çocukken Limbo boyutuna kaçırılmış, orada büyüyüp güçlü bir büyücüye dönüşmüş ve zaman akışı farkı nedeniyle genç bir kadın olarak geri dönmüştür. Hem mutant yeteneği olan ışınlanmayı (diskler aracılığıyla) hem de kara büyüyü kullanır.
Limbo Boyutu nedir?
Limbo, iblislerle dolu, zamanın ve mekanın kurallarının farklı işlediği cehennemi andıran bir boyuttur. Magik, bu boyutun kraliçesi olarak bilinir. Nika’nın güçlerinin kaynağı doğrudan bu boyuttan gelir, bu yüzden “normal” dünyada var olması zordur.
Bu hikaye ana evreni etkiler mi?
“Age of Revelation” gibi alternatif evren hikayeleri genellikle ana zaman akışını (Earth-616) doğrudan değiştirmez. Ancak Marvel tarihi, alternatif evrenlerden gelip ana evrende kalıcı olan karakterlerle doludur (Bkz: Rachel Summers veya Miles Morales). Limbo gibi büyülü boyutlar gerçeklik sıfırlansa bile varlığını koruyabildiği için, Nika’nın bir gün ana X-Men evrenine geçiş yapma ihtimali her zaman masada.
Yorum (0)