The Beginning After the End (TBATE), isekai türünün sadece “kamyon çarpması ve başka dünyada uyanma” klişesinden ibaret olmadığını kanıtlayan, hepimizin kalbinde taht kurmuş bir başyapıt. Kral Grey’in Arthur Leywin olarak yeniden doğuşu, sadece geçmişten bir kaçış değil; aynı zamanda yeni kazanılmış bir masumiyet merceğinden geçmişle yüzleşme hikayesi. Bizce TBATE’yi bu kadar özel kılan şey, reenkarnasyon dramasının içsel sorgulamalarını, yüksek fantezi dünyasının büyüleyici büyü sistemleriyle harmanlama becerisi.
Kabul edelim, türün bazı örnekleri formülsel olay örgüleri nedeniyle eleştirilse de, en iyi isekai yapımları fantastik ortamları gerçek insan büyümesi, ahlak ve amaç için bir ayna olarak kullanmayı başarıyor. Doğru yapıldığında, bu hikayeler bizi ekran başına kilitliyor.
Eğer siz de Arthur’un yolculuğuna doyamıyor ve yeni bölümleri beklerken o boşluğu dolduracak, benzer tada sahip yapımlar arıyorsanız, Fanzade ekibi olarak sizin için harika bir liste hazırladık. İşte TBATE hayranlarının mutlaka şans vermesi gereken 5 efsanevi anime.
5. That Time I Got Reincarnated as a Slime (Tensei Shitara Slime Datta Ken)
Listemize, isekai dünyasının en sevimli ama bir o kadar da güçlü lideriyle başlıyoruz. 37 yaşındaki ofis çalışanı Satoru Mikami’nin trajik bir şekilde bıçaklanarak öldürülmesi ve fantastik bir dünyada… evet, bildiğiniz bir “slime” (balçık) olarak yeniden doğmasıyla macera başlıyor. Rimuru Tempest adını alan bu karakter, dış görünüşüne aldanmamanız gereken bir güç makinesi. Tükettiği her şeyin yeteneklerini kopyalama ve absorbe etme gücüyle donatılmış durumda.
Eğer The Beginning After the End‘de Arthur’un sıfırdan başlayıp güçlü bir figüre dönüşmesini ve kurduğu ittifakları sevdiyseniz, Rimuru’nun hikayesi tam size göre. Rimuru sadece güçlenmekle kalmıyor; canavarlarla dostluk kuruyor, ittifaklar inşa ediyor ve Tempest adında bir canavar ulusu kuruyor. Siyasi entrikalar ve savaş tehditleri arasında barışçıl bir toplum yaratma çabası, Arthur’un liderlik vasıflarını ve müttefikleriyle olan ilişkilerini anımsatıyor. Anime, mizah ve dünya inşasını mükemmel bir şekilde dengelerken, savaş ve sadakat gibi daha karanlık temalara değinmekten de çekinmiyor.
4. The Rising of the Shield Hero (Tate no Yuusha no Nariagari)
TBATE’nin daha sessiz ve hüzünlü anlarında hissettiğimiz o “kırık kahraman” temasını iliklerinize kadar hissetmek istiyorsanız, Kalkan Kahramanı’nın yükselişi sizi bekliyor. Üniversite öğrencisi Naofumi Iwatani, krallığı felaket dalgalarından korumakla görevli dört Kardinal Kahraman’dan biri olarak çağrılır. Ancak sadece bir kalkanla silahlanmış olan Naofumi, hikayenin hemen başında ihanete uğrar, korkunç bir suçla iftira atılır ve koruması gereken insanlar tarafından dışlanır.
Naofumi’nin güvenebileceği kimse kalmadığında, kalbini sertleştirir ve strateji, sıkı çalışma ve küçük ama sadık ekibiyle (kölelikten kılıç ustalığına yükselen Raphtalia ve kuş benzeri yoldaşı Filo) gücünü yeniden inşa etmeye başlar. Arthur’un yaşadığı zorluklar ve ihanetler gibi, Naofumi’nin hikayesi de zorluklar karşısında büyümenin destanıdır. Shield Hero, hikaye anlatımında daha “karanlık ve gerçekçi” bir yaklaşım benimsiyor; bu da onu ciddi tonları ve ahlaki karmaşıklığı seven izleyiciler için ideal kılıyor.
3. No Game No Life
Bazen mesele sadece kılıç sallamak veya büyü atmak değildir; bazen en büyük silah zekadır. “Blank” (Boşluk) olarak bilinen dahi oyuncu kardeşler Sora ve Shiro, her türlü çatışmanın şiddet yerine oyunlarla çözüldüğü Disboard adlı fantastik bir dünyaya ışınlanırlar. Bu ikili, eşsiz zekaları ve stratejik düşünme yetenekleriyle dünyanın zorluklarını aşmak, oyun tanrısını yenmek ve Disboard’un parçalanmış ırklarını tek bir yönetim altında birleştirmek için yola çıkar.
Arthur Leywin’in savaşlardaki taktiksel zekasını ve rakiplerini alt etme stratejilerini sevdiyseniz, No Game No Life size fantastik bir dünyada rakipleri zekayla yenmenin farklı ama bir o kadar da tatmin edici bir yolunu sunuyor. Sora ve Shiro’nun beyin yakan kaosunu izlemek, hicivle harmanlanmış olsa bile, kesinlikle bağımlılık yapıcı.
2. Re:Zero – Starting Life in Another World
İşte listemizin psikolojik olarak en ağır topu. Natsuki Subaru, market alışverişinden dönerken aniden bir fantezi dünyasına taşınan sıradan bir gençtir. Ancak birçok isekai kahramanının aksine, Subaru aşırı güçlü yetenekler kazanmaz. Tek gücü, her öldüğünde belirli bir zamana geri dönmesini sağlayan “Ölümden Dönüş” yeteneğidir.
Bu konsept, fantezi yeniden doğuş temasını zihinsel bir gerilime dönüştürüyor; bir adamın her ölümde alçakgönüllülüğü ve cesareti öğrenmesinin hikayesi. Karakter derinliğini ve liderliğin insan ruhu üzerindeki bedelini seviyorsanız, Re:Zero sizi hem yaralayacak hem de iyileştirecektir. Subaru’nun arkadaşları için büyük kişisel bedeller ödeyerek onları kurtarma kararlılığı, Arthur’un koruyucu doğasını ve zorluklarla yüzleşme isteğini birebir yansıtıyor. Ham, ödüllendirici ve unutulmaz bir deneyim.
TBATE ve Isekai Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Fanzade topluluğunda ve genel olarak internette bu türle ilgili en çok merak edilen konuları sizin için derledik.
The Beginning After the End anime olacak mı?
Bu, hayranların en çok sorduğu soru. Şu an için resmi bir anime duyurusu yapılmamış olsa da, serinin popülaritesi göz önüne alındığında bu sadece bir zaman meselesi olabilir. O gün gelene kadar, bu listedeki animeler açlığınızı bastıracaktır.
En iyi reenkarnasyon animeleri hangileri?
Listemizde yer alan Mushoku Tensei ve Slime Isekai, reenkarnasyon temasını en iyi işleyen yapımlar arasında zirveye oynar. Karakterin önceki hayatındaki tecrübelerini yeni dünyasına taşıması açısından TBATE ile büyük benzerlik gösterirler.
1. Mushoku Tensei: Jobless Reincarnation
Ve geldik listenin zirvesine. Birçok otoriteye göre modern isekai türünün “atası” sayılan yapım. 34 yaşındaki evden çıkmayan bir adam, bir trafik kazasında öldükten sonra büyülü bir dünyada Rudeus Greyrat olarak reenkarne olur. Anılarını koruyan Rudeus, önceki hayatının hatalarından arınmış, daha iyi bir yaşam sürmeye yemin eder. Çok küçük yaşlardan itibaren büyü ve kılıç ustalığı eğitimi almaya başlar, olağanüstü yetenek ve kararlılık sergiler.
Mushoku Tensei, zengin detaylara sahip fantezi dünyasında karakter gelişimine odaklanmasıyla The Beginning After the End ile en çok ortak noktaya sahip yapımdır. Rudeus da tıpkı Arthur gibi, geçmiş yaşamının bilgisiyle yeniden doğar ve bu ona büyü ve savaş sanatlarında ustalaşma konusunda büyük bir avantaj sağlar. Arthur’un bebeklikten itibaren büyü çekirdeğini oluşturmaya başladığı o anları hatırlıyor musunuz? Rudeus’un hikayesi size tam olarak o tadı verecek.
Sizin favoriniz hangisi? Ya da listeye eklemek istediğiniz başka bir “gizli hazine” var mı? Yorumlarda buluşalım!
Fanzade Editörlerinin Gözünden Diğer Kareler
Yorum (0)