Smiling Friends 1.Sezon İnceleme

Smiling Friends 1.Sezon İnceleme

Oğuz Kaan Bekar tarafından ·
Aralık 5, 2025

Smiling Friends 1. Sezon – Renkli Delilik, Karanlık Alt Metin

1. Bölüm – Desmond’s Big Day Out İlk bölümden şunu fark ettim: bu dizide alt metin var. İstersen derine in, fark ediliyor. Düz Fast & Furious kafasıyla izleyen biri “renk patlaması var” diye geçer ama aslında bayağı felsefi. Neden yaşıyoruz? Neden intihar etmiyoruz? Bu soruyu okuduğunda aklına ilk ne geldiyse—işte o yüzden yaşıyorsun. Benim için müzik, çizgi filmler, geeklik, birkaç sevdiğim insan. Bölümün sonunda karakter sevdiği şeyi buluyor: fareyi anlamak. Belki de mesele bu: anlamaya çalışmak.

2. Bölüm – Mr. Frog Yine çok komik ve absürt bir bölümdü. Bay Kurbağa tam bir medya çöküşü vakası. Eskiden çocukların sevgilisi, şimdi skandal manyağı. Alt metin: Toplum birini yüceltip sonra çöpe atmakta usta. Ama komik mi? Evet. Hem de çok. Finalde yine ünlü oluyor ama hâlâ toksik. Sistem böyle işliyor işte.

3. Bölüm – Shrimp’s Odyssey Karides Shrimpina terk edilmiş, depresyonda. Pim duygusal yaklaşıyor, Charlie “geçer ya” modunda. Alt metin: Aşk sonrası boşluk, bağımlılık, duygusal çöküş. Bölüm boyunca “bu kadar saçma olamaz” diyorsun ama sonra bir bakmışsın kendini sorguluyorsun.

4. Bölüm – A Silly Halloween Special Korku bölümü ama klasik değil. Gotik, grotesk, rahatsız edici. Alt metin: Korkunun kendisiyle dalga geçmek. Bir yandan gülerken bir yandan “bu ne lan” diyorsun. Görsel olarak da bayağı karanlık, ama o karanlıkta bile neon var.

5. Bölüm – Who Violently Murdered Simon S. Salty? Cinayet gizemi parodisi. Herkes şüpheli, herkes saçma. Alt metin: Medya suçu nasıl magazinleştiriyor. Finalde katilin kim olduğu bile umursanmıyor çünkü zaten her şey saçma. Ama işte o saçmalıkta gerçek var.

6. Bölüm – Enchanted Forest Masal dünyası ama çürümüş. RPG göndermeleri, fantastik evrenin içindeki çöküş. Alt metin: Kaçış fantezilerinin içindeki karanlık. Yani “Middle Earth” değil, “Middle Mess”. Büyülü orman değil, çürümüş bilinçaltı gibi.

7. Bölüm – Frowning Friends Rakip şirket geliyor: “Somurtkan Arkadaşlar”. Alt metin: Mutluluğun bile rekabeti olur mu? Olur. Kapitalizm her şeyi yutar, gülümsemeyi bile. Dizi kendi kendisiyle dalga geçiyor, bu da onu daha gerçek yapıyor.

8. Bölüm – Charlie Dies and Doesn’t Come Back Charlie ölüyor. Cidden. Ve geri dönmüyor. Alt metin: Ölüm, bilinç, varoluş sonrası. Ama anlatım öyle absürt ki, felsefe dersi gibi değil, LSD tripi gibi. Cehennem, cennet, tanrılar, şeytanlar… ama hepsi pastel tonlarda.—Genel HissiyatBu dizi “komik” değil sadece. Absürt, rahatsız edici, ama bir şekilde dürüst. Her bölümde başka bir çöküş var. Ama hepsi neon ışıklarla, çığlıklarla, saçmalıkla kaplı. Yani hem “haha çok komik” hem de “lan bu çok gerçek” dedirten bir şey. Ve en güzeli: sana “şunu düşün” demiyor. Ama istersen, çok şey düşünebiliyorsun.

9. Bölüm – The Smiling Friends Go to Brazil! Bölüm direkt “haydi Brezilya’ya gidiyoruz” diye başlıyor. Neden? Çünkü şirketin CEO’su öyle dedi. Ama işin komik tarafı şu: Brezilya’ya gitmeleri 10 saniye sürüyor, sonra da ormanda kayboluyorlar. Alt metin: Kurumsal saçmalık, anlamsız görevler, “müşteri memnuniyeti” adı altında yapılan her şeyin ne kadar boş olduğu. Bir de şu var: Pim ve Charlie ormanda ne yapıyorlar, neden oradalar, neyi çözmeye çalışıyorlar—hiçbir şey net değil. Ama zaten hayat da öyle değil mi? Bazen bir yere gönderiliyorsun, ne yapacağını bilmiyorsun, ama yapıyorsun işte. Finalde yine her şey çözüldü gibi oluyor ama aslında hiçbir şey çözülmüyor. Ve bu dizinin olayı da bu: çözülmemesi. Çünkü bazı şeyler sadece yaşanıyor. Anlamaya çalışıyorsun, ama bazen sadece yürüyorsun. Ormanda. Brezilya’da. Kafanın içinde.

Sonuç: Neonun Altında Çürümüşlük Var Smiling Friends . Ya da sadece çizgi film değil. Bu dizi, çocuk programı estetiğiyle varoluş krizini tokat gibi suratına çarpan bir şey. Renkli mi? Evet. Komik mi? Fazlasıyla. Ama aynı zamanda rahatsız edici, yer yer mide bulandırıcı, bazen de “ben ne izliyorum lan şu an?” dedirten bir deneyim.Her bölümde başka bir çöküş var. Biri intiharın eşiğinde, biri şöhretin dibine vurmuş, biri ayrılıkla darmadağın, biri ölmüş ama dönmemiş. Ama bunların hepsi pastel renklerle, çığlıklarla, saçma karakterlerle süslenmiş. Yani LSD almış gibi hissediyorsun ama aslında hayatın kendisi bu kadar garip.Dizi sana “şunu düşün” demiyor. Ama sen istersen, çok şey düşünüyorsun. Mesela: – Neden yaşıyoruz? – Neden hâlâ buradayız? – Mutluluk satılabilir mi? – Medya kimi yiyor, kimi kusuyor? – Ve en önemlisi: fareyi anlamak neden bu kadar önemli?Smiling Friends, “komik” olmanın ötesinde bir şey. Absürt mizahın arkasına saklanmış bir varoluş çığlığı. Ve işin güzelliği şu: İstersen sadece gülüp geçersin. Ama istersen, o kahkahanın içinde bir şey seni dürter. Ve o dürtü, belki de seni hâlâ hayatta tutan şeydir.

Okuduğun için teşekkür ederim seni seviyorum🤗

Oğuz Kaan Bekar

Oğuz Kaan Bekar

Ben BraveStrike liseliyim ve bass gitaristim.Geek kültürü, sinema ve RPG'ler hakkında yazıyorum. Filmlerin, oyunların ve çizgi romanların ardındaki derin alt metinleri keşfediyorum.

Yorum (0)