Körili pilavın animelerde Japonlar için çok popüler ve sevilen bir yemek olduğunu farketmişsinizdir. Kendilerinin “curry-rice” (kare-rays) olarak telaffuz ettiği körili pilavın, ne geleneksel bir Japon yemeği olması, ne de piknik ve kamp gibi imkanların kısıtlı olduğu aktivitelerde pişirilmesinin pratik olmasına rağmen, neden ısrarla her tüm malzemeleriyle uğraşılıp pişirildiğini büyük ihtimalle merak etmişsinizdir.
Öncelikle bilmemiz gereken Japon körisinin orijinali Hindistan’a ait olan köriye pek benzemediği. Japon körisi daha çok acısız krema kıvamlı bir yahni şeklinde. İçine başta et, patates, soğan ve havuç olmak üzere aklınıza gelebilecek sebzelerin çoğu doğranabilir.
Japonlar köriyle Meiji Döneminde (19. YY Sonu – 20. YY. Başı), Birleşik Krallık aracılığıyla tanışmışlar. Japon İmparatorluk Donanması, B1 vitamin eksikliğinin neden olduğu beriberi hastalığıyla mücadele etmek için İngiliz donanmasından köri yapımını öğrenmiştir. Daha sonra tahmin edeceğiniz üzere günümüze kadar Japonlar köriyi kendi zevklerine adapte ederek bol bol tüketmeye başlamışlar.
Kamplarda neden körili pilav tercih edildiğine gelecek olursak, askeri kökenli bir edinme söz konusu olunca herhalde dışarıda pişirme geleneği ile paket olarak gelmiş olsa gerek. Yine de köriyi dışarıda pişirmeye uygun hale getiren bir kaç sebep daha var. Öncelikle köri pişirilmesi kolay bir yemek, hatta kötü köri yapmak için baya uğraşmak gerek. Japonya’da marketlerde önceden hazırlanmış pişirilmeye hazır köri karışımları satılmakta ve bunlar kaynar suyla karıştırılıp birkaç malzeme daha eklenmesiyle yemeye hazır hale geliyor. Zaten bu karışımın içindeki baharat ve diğer aromalar o kadar baskın ki içine atacağınız sebze / et oranı ve kombinasyonu ne olursa olsun hemen hemen aynı tada ulaşıyorsunuz. Japon körisi esasında zaten bir yahni olduğu için de kolay kolay yanmıyor. Böylece dışarıya yakacağınız bir ateşte kolaylıkla pişirebiliyorsunuz.
Yine aynı bağlamda Japonya ilkokul ve ortaokul seviyesindeki öğrenci kamplarında çocuklara, büyük bir kamp körisi pişirmek için yiyecek arama görevi verilir. Köriyi kırsal hayata aşina olanlar hasattan sonra bulgur kaynatma gibi düşünebilirler, herkes katkıda bulunur, hazırlanan yemeği de herkes birlikte yer. Öğrenci kampları için burada asıl odak görev paylaşımı ve sorumluluk bilinci aşılamaktır. Bazıları malzeme doğrar, bazıları ateşi hazırlar, bazıları masaları düzenler. Bu hep birlikte köri hazırlama ve emeklerin sonucunda hep birlikte yeme çoğu kişinin çocukluğunun en güzel anılarındandır. Hatta bu nostalji o kadar önemli bir yere sahiptir ki Japonya’da kamp temalı köri restoranları bulunur.
Pilava gelince, Japonlar ve diğer tüm Asya halkları için pirinç asıl yemek demek, yanına yediğiniz diğer herşey ise yan yemek oluyor. Gerçekten de pirinç anlamına gelen “gohan” aynı zamanda yemek için kullanılıyor ve diğer tüm yan yemeklere “okazu” deniyor. Haliyle köri de pirinçsiz olmuyor ve kampta da pişirmek gerekiyor. Japonların pirinci pişirmedeki püf noktaları ise kısık ateş kullanma ve işlem süresince kapağın açılmaması. Evlerde pirinç pişirirken genellikle kettle(su ısıtıcı) işlevi de gören pişiriciler kullanılırken, kamplarda ise “hango” adı verilen kapağı sıkıca kapatılmış kaplar imdada yetişiyor. Eğer yolunuz oralara düşerse, yemek yediğiniz restoranlarda, pirincinizin otantiklik adına bu hangoların küçük versiyonlarıyla servis yapıldığına da denk gelebilirsiniz.
Kamp aktivitesinde körili pilav hazırlama geleneğini anlaması, bizim gibi çimeni görünce mangal yakan bir toplum için başta zor gelse de aslında kendi içinde tutarlı sebepleri olduğu açık. Bu sebepler olmasa bile geleneklerin mantığından, pratikliğinden ziyade insanların bu aktiviteyi gerçekleştirirken ne hissettikleri önemli. Hem Japonlar açık havaya çıkınca sadece köri ve pilav pişirmiyorlar, barbekü de yapıyorlar. Yine animelerde et, mısır, soğan, biber ve domates takılı şişleri pişirip yediklerini görmüşsünüzdür. Haliyle kamp piknik yemeğini körili pilava indirgeyemeyiz fakat Japonlar için dışarı çıkınca akla ilk gelenin ve iple çekilenin körili pilav pişirip yemek olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz.
Yorum yap