Anime izlemeye yeni başlayan herkesin aklına gelmiştir bu soru. Ekseriyetle aksiyon, mecha, dövüş sanatları ve büyü – büyücü kız animelerinde karşılaşırız bu bağırma olayıyla. Yani düşmanı hazırlıksız yakalamak varken yapacağın hareketin ismini söyleyerek neden hem vakit kaybedip hem de düşmanına saldırını nasıl savuşturacağı hakkında ipucu verirsin ki? Benim de bir süredir yazmak istediğim bir konu olmakla beraber fırsatım olmamasından ötürü bu kadar geciktiği için kusurumuza bakmayın.
Öncelikle animelerde bu saldırı isimlerini bağırmanın artık geleneksel bir konu olduğunu anlamak gerek. Yani şu an animelerinde ve mangalarında bu bağrışmalara yer verenlerin bazıları bile neden verdiklerini bilmiyor olabilirler. Tabii ki bu sadece spekülasyon. Ancak bu bağırarak isim beyan etmenin kökleri çok eskilere dayanıyor; konu bütünlüğü açısından oraya daha sonra geleceğiz.
Çıkış noktası
Genel olarak saldırı ismini bağırmanın çıkışına, manganın sınırlamalarının neden olduğunu söyleyebiliriz. Zaten siyah beyaz olan çizimlerin aksiyon sekanslarında iyice iç içe girdiği ve sahnelerin bulanıklaştığı yerlerde karakterlerin kendilerini tanıtması ve saldırılarını bağırması suretiyle okuyucuya neler olduğuna dair fikir verilmesi amaçlanıyor.
Bu karakterlerin ulvi bir şekilde neler olup bittiğine dair bilgi verme alışkanlığına animelerde pek gerek kalmasa da, hem alışkanlık haline gelmesinden ötürü hem de başka nedenlerle yapımlarda kullanılmaya devam ediyor. Animelerde her saldırının isminin bağrılması geleneğini başlatan 1972 ile 1974 yılları arasında yayınlanan Mecha türündeki “Mazinger Z” gösteriliyor. Karakterin her saldırısını bağırması suretiyle hedeflenen kitle olan okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocukların da hep bir ağızdan saldırı ismini bağırması amaçlanıyor ve böylece anime büyük bir başarıya ulaşıyor. Bu başarı daha sonraki yıllarda yapılan başta Gundam gibi mecha animelerinin de aynı yöntemi kullanmasına ve bunun bir gelenek haline gelmesine neden oluyor. Gerçekten de pek çoğumuzun küçüklük yıllarına tekabül eden Pokémon’u düşününce, o yaşlarda boş bağırmalarda mantık aramak bir yana dursun, kendimizi daha da kaptırmamıza yol açtığı bir gerçek.
Bunun dışında bir alt bilgi olarak yapılan hareketlerin isimlerinin olması ve söylenmesi, zaten Japonlara ait judo ve kendo’da farklı poz ve duruşların özel isimlerinin olması nedeniyle garipsenecek bir durum değil. Pek çok Japon’un çocukluğunda ve okullarında bu dövüş sanatlarının az da olsa eğitimini aldığı veya aşina olduğu düşünülecek olursa, bu bağırma rutininin onlara, bize geldiği kadar ters gelmediğini düşünebiliriz.
Spor müsabakalarındaki hareket isimleri de bir sebep
Yine saldırı hareketlerinin isimlerinin olması ve bunların bağırılmasının diğer sebeplerinin arasında, eski efsane savaşçıların kendilerine özel hareketlerinin bulunması ve edebiyatta bunların yer alması sayılabilir. Bu sinemaya da, Bruce Lee’nin pek çok kullandığı hareketin bir isminin olması şeklinde tecelli etmiştir. Ayrıca Japonya’da oldukça popüler olan Pro Wrestling’te (Profesyonel Güreş Müsabakaları) güreşçilerin nevi şahıslarına münhasır hareketlerinin olması ve spikerler tarafından güreşçi bu hareketi gerçekleştirmeden önce seyirciye anons edilmesi yine etken bir neden olabilir.
Tüm bunların ötesinde, bağırarak ilan edilen şeylerin kökeni aslında yine Japonların derin kültürlerine dayanıyor. Savaşlar günümüzde tüm dünyada kitle imha etkinliği haline gelmeden önce ki bu batı dünyasında çok daha önce olmuştur, Japonya’da daha çok bir onur ve beceri yarışı halinde idi. Samuraylar komuta ettikleri ordunun önüne çıkıp kendi isimlerini, soylarını ve başarılarını ilan eder, kendilerine layık bir rakip ararlardı. Çıkan rakiplerle düello edip orada kazanan ordu belli bile olabilirdi. Hatta ödül olarak öldürdükleri kişilerin başlarını alabilirlerdi. Yendikleri rakipler ne kadar şanlı iseler bu samurayların ve dolayısıyla da hizmet ettikleri Shogun’ların (General) başarılarını daha da arttırırlardı. Her ne kadar bu dönem geride kalmışsa da edebiyattaki ve tarihi manga ve animelerdeki yerini korudu. Dragon Ball, Bleach ve Naruto gibi animelerde bu dövüşten önce kendini tanıtma ve daha güçlü rakiple savaşma arzusu taşıma gibi durumlar kendine yer bulabiliyor.
Özellikle belli tür animelerde daha yaygın
Günümüzdeki animelere dönecek olursak, her biri belli bir kitleye hitap edecek şekilde tasarlanıyor. Hedef kitlesi daha küçükler olan shounen ve shoujo animeler, her ne kadar her yaştan izleyiciye kendilerini zevkle izletseler de çocukların kendilerini kaptırmaları için saldırı ismi bağırma gibi büyüklere mantıksız gelen şeyleri yapmaktan çekinmiyorlar. Yetişkinlere hitap edilen animelerde ise daha çok sessiz ve zeki karakterler izleyiciler tarafından benimseniyor. Yani bu saldırı ismini bağırma olayını artık hedef kitle belirliyor. 30 yaşında My Hero Academia’yı severek izliyorsanız da birkaç DETROIT SMASH ve PLUS ULTRA’ya katlanmanız gerekiyor.
Yorum yap