One-Punch Man 3. sezonu, o beklenen finaline doğru yavaş yavaş (belki de biraz fazla yavaş) ilerlerken, elimizdeki tabloya dürüstçe bakmamız gerekiyor. Kabul edelim, Saitama ve Garo’nun yokluğunda hikayenin temposu bir hayli düştü. Üstüne bir de o dillere destan, “keşke daha iyi olsaydı” dedirten animasyon kalitesi eklenince, sezonun genel gidişatı hayranlar arasında ciddi bir tartışma konusu haline geldi. Ancak, tam umutlar tükeniyor derken 9. bölümle birlikte işler rengini değiştirdi.

9. Bölüm, sadece sanat yönetimi ve animasyon kalitesindeki belirgin iyileşmeyle değil, asıl bombayı senaryo tercihleriyle patlattı. Seri, en sıkı One-Punch Man manga okuyucularını bile ters köşe yapan, “Acaba nereye gidiyoruz?” dedirten bir yola saptı. Gelin, bu beklenmedik hamlenin perde arkasına ve serinin geleceği için ne anlama geldiğine yakından bakalım.
One-Punch Man Animesi Mangayı Nasıl Yok Saydı? (Ya da Saydı mı?)
One-Punch Man evrenini yakından takip edenlerin bildiği üzere, serinin çizeri Yusuke Murata tam bir mükemmeliyetçi. Murata, çizimlerini beğenmediğinde veya hikaye akışını değiştirmek istediğinde, yayınlanmış bölümleri tamamen “yeniden çizen” (redraw) bir sanatçı. Bu durum, aynı bölümün iki, hatta üç farklı versiyonunun dolaşımda olmasına neden oluyor ve biz okuyucular için bazen takip etmesi zor bir karmaşa yaratabiliyor.
İşte tam bu noktada, anime ekibi 3. sezon 9. bölümde inanılmaz riskli bir karar aldı. Bölümün odak noktası olan Child Emperor (Çocuk İmparator) ve Phoenix Man savaşı, mangada en çok değişikliğe uğrayan kısımlardan biriydi. Murata’nın sonradan yayınladığı ve “canon” (resmi hikaye) kabul edilen versiyon, karakter derinliğine odaklanıyordu. Ancak anime ekibi ne yaptı? Tuttu, artık yasal yollardan okunması bile zor olan, tamamen görsel şova dayalı o “ilk/orijinal” versiyonu uyarladı.
Bu karar, anime dünyasında eşine az rastlanır bir durum. Normalde stüdyolar en güncel ciltleri takip eder. Ancak burada anime, “resmi” kabul edilen güncel manga bölümünü değil, görselliği daha ön planda olan eski versiyonu seçti. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: One-Punch Man 3. sezon manga ile aynı mı gidiyor? Görünüşe göre hayır; anime artık kendi yolunu çiziyor olabilir.
Bu Yeni Yönelim Neden Gizli Bir Deha Ürünü Olabilir?
Peki, bu değişiklik neden önemli? İnternette “One-Punch Man manga ve anime farkları neler?” diye arattığınızda karşınıza çıkan o devasa listeler artık daha da karmaşıklaşacak. Ancak bu durum, serinin geleceği için sandığımızdan daha parlak bir hamle olabilir.

Manga okuyucuları bilir; Murata’nın yeniden çizimleri bazen hikayeyi çok uzatabiliyor veya hayranların sevdiği o “ham” aksiyonu, daha detaylı ama yavaş bir anlatıma kurban edebiliyor. Phoenix Man dövüşü bunun en net örneğiydi. Anime ekibi, sanki “Biz hikayenin akıcılığına ve aksiyonun dozuna bakacağız, gerekirse canon materyali es geçeceğiz” mesajı veriyor.
Bu özgürlük, animenin sadece mangaya bağlı kalmayıp, hikaye anlatımı açısından hangisi daha iyiyse (orijinal çizimler, yeniden çizimler ve hatta belki de ONE’ın orijinal webcomic’i) onu seçebileceği anlamına geliyor. Bu, özellikle kaynak materyaldeki bazı hantal kısımları atlamak için harika bir fırsat.
SSS: One-Punch Man 3. Sezon Hakkında En Çok Merak Edilenler
Child Emperor vs Phoenix Man savaşını kim kazandı?
Animede izlediğimiz versiyon, manganın ilk yayınlanan haline sadık kaldı. Bu versiyonda Child Emperor, zekasından ziyade, görsel olarak çok daha etkileyici olan devasa mecha saldırılarıyla ön plana çıkıyor. Sonuç değişmese de gidişat yolu tamamen farklı.
One-Punch Man animesi webcomic’e mi dönüyor?
Henüz kesin bir şey söylemek zor ancak anime ekibinin mangadaki “resmi” versiyonu reddetmesi, ileride ONE’ın orijinal webcomic’inden de direkt alıntılar yapabileceklerinin sinyalini veriyor. Bu, manga ve webcomic arasındaki tartışmalı bölümler için en iyi versiyonun seçileceği bir “karma” yapı oluşturabilir.
Bu Hamle Animeyi Kurtarmaya Yeter mi?
Hikaye anlatımındaki bu cesur tercihler heyecan verici olsa da, odadaki fili görmezden gelemeyiz: Görsellik. One-Punch Man 3. sezon, ne yazık ki hala görsel bir tutarsızlık içinde. J.C. Staff döneminden beri süregelen o “hareketli slayt gösterisi” havası, hikaye ne kadar iyi olursa olsun izleyiciyi bazen soğutabiliyor.

Yine de, eğer stüdyo görsel kalitedeki eksikliğini, anlatıdaki bu sürprizlerle ve “en iyi aksiyon anlarını” seçerek kapatmaya çalışıyorsa, bu takdir edilesi bir strateji. Canavar Birliği (Monster Association) arc’ı gibi devasa ve karmaşık bir hikayeyi, sadece mangayı kare kare takip ederek değil, izleyiciye en çok keyif verecek versiyonları harmanlayarak sunmak, sezonu “izlenmeye değer” kılan o gizli faktör olabilir.
Sonuç olarak, One-Punch Man animesi belki eski görsel ihtişamında değil ama artık çok daha öngörülemez ve merak uyandırıcı bir yolda. Sırf “Acaba bu sefer hangi versiyonu kullanacaklar?” merakı bile bizi ekran başında tutmaya yetecek gibi görünüyor.


Yorum (0)