Çocukluğumuzun, hatta bazılarımızın yetişkinliğinin bile vazgeçilmez bir parçası olan o pizza kokulu kanalizasyon hikayelerine geri dönüyoruz. Ninja Kaplumbağalar (Teenage Mutant Ninja Turtles), çizgi roman dünyasında son dönemde gerçekten altın çağını yaşıyor. Özellikle Jason Aaron gibi bir efsanenin, seriyi en çok satanlar listesine sokan ve karakterleri yeniden tanımlayan on iki sayılık o muazzam koşusundan sonra, “Acaba bundan daha iyisi olabilir mi?” diye düşünüyorduk. Cevap, IDW Publishing’den gelen son haberle netleşti: Evet, olabilir!
[[[GORSEL_PLACEHOLDER_0]]]
Eisner Ödüllü Kalemlerin Devir Teslim Töreni
Çizgi roman dünyasında bir serinin yazarının değişmesi bazen endişe yaratır. Ancak burada durum çok farklı. Jason Aaron, seriyi bırakıyor ama bayrağı devralan isim, ödüllü yazar Gene Luen Yang. Yani şöyle düşünün; takımınızdan yıldız bir oyuncu ayrılıyor ama yerine en az onun kadar yetenekli, hatta iki kez “En İyi Yazar” Eisner Ödülü kazanmış başka bir süperstar geliyor. Görsel tarafta ise Freddie E. Williams II’nin o kendine has, dinamik çizgilerini göreceğiz. Bu ikili, Ninja Kaplumbağalar efsanesini bambaşka bir seviyeye taşımaya hazırlanıyor.
IDW Publishing, 10 Aralık’ta raflardaki yerini alacak olan Teenage Mutant Ninja Turtles #13 sayısı için bize küçük bir pencere açtı. Bu yeni dönemde sadece yazar değişikliği değil, hikaye anlatımında da köklü değişiklikler bizi bekliyor. Kaplumbağalarımız, Jason Aaron döneminin sonunda isimlerini temize çıkarmayı başarmıştı. Artık onlar, New York sokaklarında saklanan kaçaklar değil, halkın gözünde birer kahraman.
Yeni New York, Yeni Tehditler ve Ujigami
Hikayenin başladığı noktada New York, bildiğimiz o karanlık atmosferden biraz daha farklı. Mutantlar artık toplumun içine daha fazla entegre olmuş durumda. Hatta sokakta yürürken Kaplumbağalarımıza teşekkür eden mutant vatandaşlar bile görüyoruz. Ancak bu huzur ortamı, yer altı dünyasının kaynamasına engel değil. Papa Beng adındaki mutant bir yak (evet, bildiğimiz yak öküzü), çetesinin etki alanını genişletmek için fırsat kolluyor.
[[[GORSEL_PLACEHOLDER_1]]]
Fakat asıl bomba bu değil. Gene Luen Yang, seriye “Ujigami” adında yepyeni ve oldukça ürkütücü bir kötü karakter dahil ediyor. Paylaşılan ön izlemelerde, gizemli bir adamın yerel bir Triad çetesi lideriyle yaptığı gergin pazarlığa şahit oluyoruz. Tam işler kızışırken sahneye Ujigami çıkıyor. Kaplumbağalar gibi bir mutant mı yoksa bir iblis mi olduğu henüz belli olmayan bu karakter, çete liderini oracıkta ortadan kaldırıyor. Bu cinayet, New York çeteleri arasında kanlı bir savaşın fitilini ateşliyor ve kahramanlarımız kendilerini yine kaosun ortasında buluyor.
Ninja Kaplumbağalar Hakkında Merak Edilenler: Splinter Usta Öldü mü?
Bu yeni seride duygusal dozajın da bir hayli yüksek olacağını söyleyebiliriz. Özellikle Leonardo’nun iç dünyasına indiğimizde, Donatello’nun yaşadığı büyük bir travmaya tanıklık ediyoruz. Seriyi yakından takip etmeyenler veya sadece filmlerden bilenler sıkça “Splinter Usta öldü mü?” sorusunu soruyor. İşte işin en can alıcı noktası burada gizli.
Hikayenin şu anki akışında Kaplumbağalar, babaları Splinter Usta’nın yokluğunun acısını derinden hissediyor. Donatello bu kayıpla baş etmekte oldukça zorlanıyor. Ancak biz okuyucular olarak, Jason Aaron’ın finalinde yaşanan o büyük sürprizi biliyoruz: Splinter aslında hayatta! Diriltildi, geri döndü ama oğulları bundan henüz habersiz. Bu dramatik ironi, Gene Luen Yang’ın elinde muazzam bir hikaye örgüsüne dönüşecek gibi duruyor. Kaplumbağaların bu gerçeği ne zaman ve nasıl öğreneceği, serinin en büyük gizemlerinden biri.
[[[GORSEL_PLACEHOLDER_2]]]
Özetle, Ninja Kaplumbağalar #13 sadece yeni bir yazarın başlangıcı değil, aynı zamanda New York’un dinamiklerinin tamamen değiştiği, kahramanlığın tanımının yeniden yapıldığı bir dönemin kapısı. Ujigami’nin gerçek kimliği, çete savaşlarının varacağı nokta ve tabii ki Splinter Usta’nın akıbeti… Tüm bu soruların cevabı için Aralık ayını iple çekiyoruz.
📰 Kaynak: Kaynak


Yorum (0)