Empire Dergisi gelecek yeni FANTASTIC BEASTS: THE CRIMES OF GRINDELWALD karakterleri olan Newt ve Tina’ya ait fotoğrafı paylaştı.
J.K. Rowling’in büyücülük dünyasının derinliklerine indiğimiz Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald filmi, izleyicileri Newt Scamander’ın maceralarına yeniden ortak ediyor. Bu film, sadece yeni sihirli yaratıkları değil, aynı zamanda büyücülük dünyasının en karanlık dönemlerinden birini, Gellert Grindelwald’ın yükselişini ve Albus Dumbledore ile olan karmaşık geçmişini de gözler önüne seriyor. Eddie Redmayne’nin canlandırdığı Newt Scamander ve Katherine Waterston’ın hayat verdiği Tina Goldstein, bu büyülü ve tehlikeli yolculukta kaderlerini bir kez daha kesiştiriyor.
Fantastic Beasts: Grindelwald’ın Suçları ve Büyücülük Dünyasının Karanlık Yüzü
Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald, ilk filmin sonunda yakalanan güçlü karanlık büyücü Gellert Grindelwald’ın Avrupa’dan kaçışını ve dünya çapında büyücülerin üstünlüğünü savunmak için yandaş toplamaya başlamasını konu alıyor. Johnny Depp’in canlandırdığı Grindelwald, karizmatik ancak tehlikeli bir figür olarak, büyücülük dünyasını muggle’lardan (büyücü olmayanlardan) gizlenmek yerine onları yönetmeye ikna etmeye çalışır. Bu ideoloji, Harry Potter serisinin daha sonraki dönemlerinde Voldemort’un yükselişine zemin hazırlayan politik ve sosyal gerilimlerin ilk tohumlarını atar. Grindelwald’ın bu yıkıcı planlarını durdurabilecek tek kişi, bir zamanlar en yakın arkadaşı olan Albus Dumbledore’dur. Ancak Dumbledore’un Grindelwald ile olan geçmişi, onu doğrudan müdahale etmekten alıkoymaktadır. Bu noktada devreye, sihirli yaratıklara olan sevgisi ve sıradışı düşünce yapısıyla tanınan Newt Scamander girer. Dumbledore, Grindelwald’ı durdurmak için Newt’ten yardım ister ve onu Paris’e, büyülü dünyanın kalbine doğru tehlikeli bir göreve gönderir.
Film, Grindelwald’ın yarattığı kaosu ve büyücülük topluluğu içindeki bölünmeleri derinlemesine işlerken, aynı zamanda J.K. Rowling’in yaratıcılığının sınırlarını zorlar. Farklı büyücülük bakanlıkları, yeni sihirli okullar ve daha önce hiç görülmemiş yaratıklar, evrenin zenginliğini artırır. Bu dönem, büyücüler için önemli kararların alındığı, sadakatlerin sınandığı ve gizli tarihin gün yüzüne çıktığı bir zamandır. Grindelwald’ın yükselişi, sadece bir kişisel intikam hikayesi değil, aynı zamanda tüm büyücülük dünyasının geleceğini şekillendiren bir dönüm noktasıdır. Bu bağlamda, 2017 yılında beyaz perdede yer alan ve en çok gişe hasılatı yapan filmler arasında yer alan yapımların aksine, Fantastic Beasts serisi, derinlemesine karakter analizleri ve karmaşık hikaye örgüsüyle öne çıkmayı başarmıştır.
Newt Scamander ve Tina Goldstein: Zorlu Bir Aşkın Ortasında
Newt Scamander (Eddie Redmayne) ve Tina Goldstein (Katherine Waterston), Fantastic Beasts serisinin kalbinde yer alan iki karakterdir. Newt, utangaç, biraz sosyal fobik ama sihirli yaratıklara karşı sonsuz bir empatiye sahip, dünyayı kendi özgün bakış açısıyla gören bir magizoologdur. Onun için yaratıklar, insanlardan çok daha anlaşılır ve güvenilirdir. Tina ise Amerika Birleşik Devletleri Sihir Bakanlığı’nda (MACUSA) görevli, kurallara bağlı, pratik ve cesur bir auror’dur. İlk filmde yolları kesişen bu iki zıt karakter, aralarında yavaş ama sağlam bir bağ kurmuştur. Grindelwald’ın Suçları filminde ise bu bağ, hem kişisel hem de büyülü dünyanın tehditleriyle sınanır.
Filmin başında, Newt ve Tina’nın ilişkisi karmaşık bir haldedir. Newt’in yayımlanan kitabı ve ünü, Tina’nın Newt’e olan hislerini etkilerken, yanlış anlaşılmalar ve iletişim eksiklikleri aralarına mesafe koyar. Tina, Grindelwald’ın peşine düşerken, Newt de Dumbledore’un isteği üzerine Paris’e gider. Bu süreçte, birbirlerine olan duygularını ve güvenlerini yeniden keşfetmeleri gerekir. Filmdeki bu fotoğraf, Newt ve Tina’nın birlikte, belki de tehlikeli bir görevin ortasında, birbirlerine destek oldukları bir anı yansıtıyor. Onların ilişkisi, filmin karanlık temasına rağmen umut veren bir ışık kaynağıdır. Newt’in yaratıklara olan sevgisi ve Tina’nın adalet duygusu, onları Grindelwald’ın tehdidine karşı bir araya getiren en güçlü motivasyonlardan biridir. Bu dinamik, serinin hayranları tarafından büyük bir ilgiyle takip edilmektedir ve ikilinin gelecekteki rolleri hakkında birçok fan teorisi üretilmektedir.
Yan Karakterlerin Yükselişi ve Hikayeye Katkıları
Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald, ana karakterlerin yanı sıra, hikayeyi zenginleştiren ve derinleştiren birçok önemli yan karaktere de ev sahipliği yapar. Bu karakterler, filmin evrenini genişletirken, izleyicilere farklı bakış açıları sunar ve ana olay örgüsünü etkiler.
- Credence Barebone (Ezra Miller): İlk filmde Obscurus güçlerini keşfeden Credence, bu filmde kimliğini ve ailesini bulma arayışındadır. Grindelwald’ın manipülasyonlarına açık hale gelen Credence, filmin en kritik figürlerinden biridir. Onun karanlık ve trajik hikayesi, büyücülük dünyasının en hassas konularından birini, yani bastırılmış sihirsel yeteneklerin yıkıcı sonuçlarını gözler önüne serer. Credence’ın Lestrange ailesiyle olan olası bağlantıları ve Dumbledore ile olan ilişkisi, serinin geleceği için büyük önem taşır.
- Queenie Goldstein (Alison Sudol) ve Jacob Kowalski (Dan Fogler): Tina’nın legilimens (zihin okuyucu) kız kardeşi Queenie ve muggle fırıncı Jacob, ilk filmde kurdukları samimi ilişkiyi bu filmde de sürdürürler. Ancak Queenie’nin Jacob ile evlenme isteği, Amerika’daki sıkı büyücülük yasaları nedeniyle engellenir. Bu durum, Queenie’yi çaresizliğe sürükler ve Grindelwald’ın cazibesine kapılmasına neden olur. Onların yasak aşkı, büyücülük ve muggle dünyaları arasındaki gerilimi kişisel bir düzlemde ele alır.
- Leta Lestrange (Zoë Kravitz): Newt’in çocukluk arkadaşı ve Theseus Scamander’ın nişanlısı olan Leta, Lestrange ailesinin karanlık geçmişiyle bağlantılı karmaşık bir karakterdir. Onun Newt ile olan geçmişi ve aile sırları, filmin duygusal derinliğini artırır. Leta’nın hikayesi, kayıp, pişmanlık ve fedakarlık temalarını işlerken, Grindelwald’ın yükselişine karşı duruşunda önemli bir rol oynar.
- Theseus Scamander (Callum Turner): Newt’in ağabeyi ve İngiliz Sihir Bakanlığı’nda başarılı bir auror olan Theseus, Newt’in aksine kurallara daha bağlı ve resmiyet düşkünü bir karakterdir. Kardeşler arasındaki bu zıtlık, filmin dinamiklerine farklı bir boyut katar ve aile bağlarının önemini vurgular. Theseus, Grindelwald’a karşı yürütülen savaşta önemli bir askeri figürdür.
- Nagini (Claudia Kim): Maledictus laneti taşıyan ve zamanla kalıcı olarak bir yılan formuna dönüşecek olan Nagini, Credence’ın yakın arkadaşıdır. Onun hikayesi, gelecekte Harry Potter serisinde Voldemort’un yılanı olacağı gerçeğiyle daha da trajik bir hal alır. Nagini’nin insani yönü ve Credence ile olan bağı, bu karanlık dönüşümün ardındaki acıyı gösterir. Nagini’nin bu dönüşümü, Dracula dizisi gibi fantastik yapımlarda görülen lanetli dönüşüm temalarına benzer bir karanlık hikaye sunar.
J.K. Rowling’in Büyücülük Evrenine Derinlemesine Bakış ve Fan Teorileri
J.K. Rowling’in Fantastic Beasts serisi, Harry Potter evreninin bilinen sınırlarını genişleterek, okuyucuları ve izleyicileri daha önce keşfedilmemiş bir döneme ve coğrafyalara taşıyor. Grindelwald’ın Suçları, bu genişlemenin en belirgin örneklerinden biridir. Film, Paris’teki Büyücülük Bakanlığı’nı, Fransız büyücülük kültürünü ve Avrupa’nın farklı sihirli topluluklarını tanıtarak, evrenin çeşitliliğini gözler önüne serer. Sihirli yaratıkların yanı sıra, farklı büyü türleri, politik yapılar ve sosyal normlar, Harry Potter serisinin daha çok İngiliz odaklı yapısından ayrılarak daha küresel bir perspektif sunar.
Bu genişleme, beraberinde birçok fan teorisini ve tartışmayı da getirmiştir. Özellikle Credence Barebone’un gerçek kimliği, filmin sonunda ortaya çıkan Dumbledore ile olan bağlantısı, hayranlar arasında büyük bir merak uyandırmıştır. Credence’ın bir Dumbledore olduğu iddiası, serinin geleceği ve Albus Dumbledore’un aile geçmişi hakkında birçok spekülasyona yol açmıştır. Ayrıca, genç Dumbledore’un (Jude Law) Grindelwald ile olan karmaşık ve trajik ilişkisi, hayranlar tarafından en çok beklenen ve tartışılan konulardan biridir. Bu iki güçlü büyücünün geçmişteki aşkları ve düelloları, büyücülük tarihinin en önemli olaylarından biri olarak kabul edilir ve filmin bu konuyu nasıl işleyeceği merak konusudur. Hayranlar, Dumbledore’un neden Grindelwald’ı doğrudan durduramadığına dair yeminini ve bu yeminin ardındaki sırrı çözmeye çalışmaktadır.
Film ayrıca, Dumbledore’un Hogwarts’taki gençlik yıllarını ve Grindelwald ile olan ilişkisinin nasıl başladığını da ima eder. Bu geriye dönüşler, Harry Potter evreninin derinliklerine inerek, bilinen karakterlerin geçmişlerine ışık tutar ve onların motivasyonlarını daha iyi anlamamızı sağlar. Büyücülük evreninin bu kadar detaylı ve katmanlı bir şekilde genişletilmesi, serinin hayran kitlesini daha da büyütmüş ve Aquaman’in çıkış tarihi ertelendi! gibi diğer büyük yapımların takvimlerini bile etkileyebilecek bir etki yaratmıştır.
Sonuç: Grindelwald’ın Suçları Nereye Gidiyor?
Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald, J.K. Rowling’in büyücülük evrenini sadece genişletmekle kalmayıp, aynı zamanda karanlık ve karmaşık bir döneme kapı aralayan, kritik bir ara film konumundadır. Film, Grindelwald’ın yükselişini, Newt ve Tina’nın zorlu ilişkisini, yan karakterlerin hikayeye katkılarını ve Dumbledore’un derin geçmişini işleyerek, serinin temel taşlarını döşer. İzleyicileri, sadece sihirli yaratıklarla dolu bir macera değil, aynı zamanda politik entrikalar, kişisel dramalar ve büyülü dünyanın geleceğini şekillendirecek büyük bir çatışmanın içine çeker.
Bu film, Harry Potter evreninin hayranları için kaçırılmaması gereken bir yapım olmasının yanı sıra, fantastik sinema severler için de zengin bir deneyim sunar. Newt Scamander’ın eşsiz bakış açısı, Tina Goldstein’ın kararlılığı ve Grindelwald’ın korkutucu vizyonu, izleyicileri büyülü bir dünyaya davet ederken, aynı zamanda derin felsefi sorularla da yüzleştirir. Serinin geleceği, Grindelwald’ın nihai yenilgisine ve Dumbledore’un büyücülük dünyasındaki merkezi rolüne doğru ilerlerken, Grindelwald’ın Suçları, bu epik yolculuğun en önemli duraklarından biri olarak yerini alır. Biz de Fanzade olarak, bu büyülü dünyanın her yeni gelişmesini merakla takip etmeye devam edeceğiz.

Fantastic Beasts 2 önümüzdeki yılın Kasım ayında ekranlarda olacak. Ezra Miller’ı Credence rolünde ayrıca Alison Sudol Queenie ve Dan Fogler’ı da göreceğimiz yapımda Maledictus rolünde Claudia Kim’i, Leta Lestrange rolünde Zoe Kravitz’i ve de Newt’in ağabeyi Theseus rolünde de Callum Turner’ı göreceğiz.
Harry Potter hayranlarının merakla beklediği yeni Fantastic Beasts filmini biz de merakla beklemekteyiz.


Yorum (0)