My Hero Academia evreninde perdeler yavaş yavaş kapanırken, hepimizin içinde buruk bir heyecan var. Kohei Horikoshi’nin ellerinden çıkan ve son on yılın en büyük Shonen olaylarından birine dönüşen bu seri, türün kurallarını hem yıkmayı hem de onlara saygı duruşunda bulunmayı başardı. İzuku Midoriya’nın, nam-ı diğer Deku’nun hikayesi, bizlere “kahramanlığın” sadece güçlü yumruklar atmak olmadığını, aynı zamanda o yumruğun arkasındaki kalbi de taşıdığını öğretti. Ancak dürüst olalım; serinin finaline doğru koşarken hissettiğimiz o eski tat, yerini biraz aceleye gelmişlik hissine bırakıyor. Anime dünyasında sıkça rastladığımız o “final sendromu”, ne yazık ki MHA’nın kapısını da çalmış durumda.

Fanzade ekibi olarak seriyi ilk gününden beri takip ediyoruz ve açıkçası ilk sezonların tadı damağımızda kaldı. O zamanlar her şey daha “tane tane” işleniyordu, değil mi? Midoriya’nın gücünün %5’ini kullanabilmek için kemiklerini kırmadan verdiği mücadele, hikayenin en inandırıcı ve bizi ekrana kilitleyen kısmıydı. Ancak ComicBook.com’daki meslektaşlarımızın da haklı olarak dikkat çektiği üzere, özellikle 7. ve 8. sezonlarda yaşanan olaylar, sanki hızlandırılmış bir turda gibiyiz hissi yaratıyor. Bu tempo sorunu, aslında 2023’te yayınlanan 6. sezondaki tek bir replikle kendini belli etmişti, ama o zaman belki de toz kondurmak istemedik.
My Hero Academia’nın “Hız” Tuzağı ve Bozulan Denge
Serinin başlarında Midoriya’nın One For All gücünü kontrol etme süreci, adeta bir maraton koşusu gibiydi. Her bir ilerleme, her bir küçük zafer bizim için de büyük bir olaydı. İzleyici olarak onunla birlikte büyüyor, her antrenman montajında biz de gaza geliyorduk. Midoriya uzunca bir süre gücünün sadece %5 ila %8’ini kullanabildi ve bu yavaş gelişim, hikayenin temel direğiydi. Ancak son sezonlarda bu inandırıcı yapı, yerini biraz daha “oldu da bitti” mantığına bıraktı.

Özellikle 5. sezonda One For All’ın içinde önceki kullanıcılara ait altı farklı Özgünlük (Quirk) daha olduğunun ortaya çıkmasıyla işler değişti. Bu kağıt üzerinde muazzam bir “power-up” olsa da, hikaye anlatımı açısından tempoyu altüst etti. Yıllarca tek bir gücü kontrol etmek için çabalayan karakterimiz, bir anda İsviçre çakısı gibi her duruma uygun yetenekler sergilemeye başladı. Önceki kullanıcıları tanımaya başladık evet, ama bu karakterler, serinin o meşhur yan karakter derinliğine ne yazık ki tam olarak erişemedi. Midoriya’nın bu yeni güçleri, çoğunlukla savaş anında “açıldı” ve biz gelişim sürecini değil, sadece sonucu izlemek zorunda kaldık.
İnsanlar Bunları da Sordu: My Hero Academia Finali Hakkında Merak Edilenler
Hazır finalden ve güç dengelerinden bahsetmişken, Türkiye’deki anime severlerin Google’da en çok arattığı sorulara da hızlıca bir göz atalım ve kafalardaki soru işaretlerini giderelim:
- My Hero Academia mangası bitti mi?Evet, manga yakın zamanda finalini yaptı. Anime de bu finali takip ederek sona yaklaşıyor.
- Deku’nun kaç tane gücü var?Deku, One For All’ın temel güç depolama ve aktarma yeteneğinin yanı sıra, önceki kullanıcıların (Kara Kırbaç, Süzülme, Tehlike Sezgisi vb.) 6 farklı özgünlüğüne daha erişim sağlamıştır.
- My Hero Academia 7. Sezon neyi anlatıyor?Bu sezon, kahramanlar ve kötüler arasındaki nihai savaşa, yani Final Savaşı arkına odaklanıyor ve olaylar oldukça hızlı gelişiyor.
6. Sezondaki O Meşhur Replik ve Kaçırılan Fırsatlar
Aslında bu tempo sorununun en büyük sinyali, 6. sezonda Bakugo’nun ağzından dökülen bir cümleyle verilmişti. “Deku vs. A Sınıfı” bölümünde Bakugo, Midoriya’ya “Dördüncü ve Altıncı’nın güçlerini açtığını duyduk!” diye bağırdığında, aslında senaryodaki bir eksiği de haykırmış oluyordu. Bahsettiği güçler “Tehlike Sezgisi” ve “Sis Perdesi”ydi. Biz izleyiciler olarak bunları savaş sırasında görmüştük ama sorun şuydu: Midoriya bu güçlerde ne ara ustalaştı?

Bakugo’nun bu cümlesi, “ekran dışı gelişimin” (off-screen development) itirafı gibiydi. MHA’yı MHA yapan o detaylı eğitim sahneleri, karakterlerin birbirleriyle olan etkileşimleri ve o “okul” havası, yerini sadece aksiyona bırakmıştı. Fa Jin, Kara Kırbaç ve Süzülme gibi yetenekler için de durum benzerdi; onlara ayrılan ekran süresi o kadar kısıtlıydı ki, Midoriya’nın bu güçleri nasıl benimsediğini tam olarak hissedemedik. Özellikle Vites Değiştirme (Gearshift) yeteneğinin Final Savaşı’na saklanması, bu gücün ağırlığını hissetmemize pek fırsat tanımadı.
Sonuç olarak, hikayenin Final Savaşı arkına bir an önce gelmesi için acele edildiği aşikar. Elbette finalin heyecanı bambaşka ama biz Fanzade olarak, keşke biraz daha “okul hayatı” ve “eğitim süreci” izleyebilseydik diyoruz. Paranormal Kurtuluş Savaşı’ndan Final Savaşı’na geçiş bu kadar sert olmasaydı, belki de vedamız çok daha duygusal ve tatmin edici olabilirdi. Yine de Deku ve arkadaşlarının son mücadelesini izlemek, her şeye rağmen büyük bir keyif.
Kaynak: Comicbook Anime


Yorum (0)