Marvel evreninin en karizmatik, en karmaşık ve belki de en “haklı” kötüsü kimdir desek, muhtemelen hepimiz bir ağızdan Victor Von Doom deriz. Latveria’nın demir yumruklu lideri, sadece bir kötü adam değil, aynı zamanda bir ikon. Ancak son dönemde çizgi roman sayfalarında yaşananlar, Doom’un mirasını bambaşka bir boyuta taşıdı. Doctor Doom öldü, toza dönüştü ve gitti… Ya da biz öyle sanıyorduk. Marvel’ın yeni sayısı The Will of Doom #1 ile görüyoruz ki, Doom’un gölgesi Dünya’nın üzerinden o kadar kolay kalkmayacak.
Virginia’da Küçük Bir Latveria mı?
Dünyanın geri kalanı, Doctor Doom’un kendi ilan ettiği küresel hakimiyetin sona ermesiyle ve onun şok edici ölümüyle sarsılmış durumda. Herkes derin bir nefes alıp “Bitti” derken, haritanın küçük bir köşesinde işlerin hiç de beklendiği gibi gitmediğini fark ediyoruz. Chip Zdarsky’nin kaleminden ve CAFU’nun muazzam çizimleriyle hayat bulan The Will of Doom #1, bizi Virginia’da küçük bir kasabada karşılıyor. Ve sıkı durun; bu kasabada Doom hala mutlak hakimiyetini sürdürüyor. En azından onun bir versiyonu, buradaki düzeni demir yumrukla yönetmeye devam ediyor.
Fantastic Four ekibi, “One World Under Doom” olaylarının yarattığı enkazı toplamaya çalışırken, karşılarına çıkan bu yeni durum sadece bölgesel bir sorun değil, küresel bir tehdidin habercisi gibi duruyor. Beyaz Saray bu duruma nasıl tepki verecek? Red Hulk işin içine girecek mi? Marvel Evreni’nin yeni dönemi, tam da bu soruların gölgesinde başlıyor.



Doctor Doom ve Valeria Richards: Bir Fedakarlık Öyküsü
Bu noktada hikayenin biraz gerisine, olayların duygusal merkezine inmemiz gerekiyor. Geçtiğimiz yıl boyunca Doom’un gezegen üzerindeki kontrolünü nasıl sağlamlaştırdığını okuduk. Pek çok kahraman ona karşı dursa da, Doom’u tahtından indiren şey bir yumruk veya bir ışın kılıcı olmadı. Onu dize getiren şey, Valeria Richards’ın trajik ölümüydü.
Doom, Valeria’nın ölümüyle kozmosun en derin köşelerine kadar gitti ve sonunda Living Tribunal’ın (Yaşayan Mahkeme) karşısına dikildi. Vishanti gibi yüce varlıklardan bile umduğunu bulamayan Doom, sonunda yapabileceği en büyük pazarlığı yaptı: Kendi hayatına karşılık Valeria’nın hayatı. Bir anda toza dönüşen Doom, Valeria’yı ölümlüler dünyasına geri döndürdü. Bu, sadece bir kötü adamın sonu değil, aynı zamanda trajik bir anti-kahramanın vedasıydı.
Sıkça Sorulan Sorular: Doom’un Mirası ve Geleceği
Marvel evrenindeki bu köklü değişiklikler, okuyucuların kafasında pek çok soru işareti bıraktı. Türkiye’deki çizgi roman tutkunlarının da sıkça merak ettiği, gündemdeki o kritik sorulara ve cevaplarına bir göz atalım.
Doctor Doom gerçekten öldü mü?
Teknik olarak evet, Doom kozmik bir pazarlık sonucu toza dönüştü. Ancak çizgi roman evrenlerinde “ölüm” kavramı oldukça esnektir. Şu an fiziksel bedeni yok olmuş olsa da, The Will of Doom serisi onun iradesinin ve mirasının (veya varyantlarının) hala aktif olduğunu kanıtlıyor.
One World Under Doom olayı nedir?
Bu hikaye arkı, Doctor Doom’un tüm dünyayı ele geçirip tek bir bayrak altında topladığı süreci anlatır. Kahramanların çaresiz kaldığı, Doom’un mutlak otorite kurduğu bu dönem, onun kendini feda etmesiyle son buldu ve şu anki güç boşluğunu yarattı.
Doom’un teknolojisine ne olacak?
İşte asıl kaos burada başlıyor. Doom’un ölümüyle sahipsiz kalan Latveria kalesi ve içindeki inanılmaz teknoloji, dünya üzerindeki süper güçlerin iştahını kabartıyor. Bu da bizi bir sonraki büyük maceraya götürüyor.
Ocak Ayında Kaos Başlıyor: Dungeons of Doom
Doom’un gidişi, arkasında sadece duygusal bir boşluk değil, aynı zamanda devasa bir güç boşluğu bıraktı. Phillip Kennedy Johnson ve Benjamin Percy tarafından yazılan ve Ocak ayında raflarda yerini alacak olan Dungeons of Doom serisi, tam olarak bu kaosu ele alacak. Doom’un kalesi artık sahipsiz ve dünyanın dört bir yanındaki süper güçler, içerideki teknolojiyi ele geçirmek için birbirleriyle yarışıyor.
Ancak bu bir hazine avından çok, bir hayatta kalma mücadelesine dönüşecek gibi görünüyor. Beklenmedik bir patlama, bu teknoloji avcılarını kalenin altında, kimsenin varlığından bile haberdar olmadığı bir zindan labirentine düşürecek. Bir silahlanma yarışı olarak başlayan bu süreç, korku dolu bir hayatta kalma oyununa evrilecek. Doom’un zindanlarında hangi dehşetlerin yattığını ve bu ölümcül labirentten kimlerin sağ çıkabileceğini görmek için sabırsızlanıyoruz.
Victor Von Doom gitmiş olabilir, ama onun yarattığı etki Marvel evrenini şekillendirmeye daha uzun süre devam edecek gibi duruyor. Biz de Fanzade olarak bu karanlık ve heyecan verici dönemi yakından takip etmeye devam edeceğiz.


Yorum (0)