Bugün Indie, 2D, metroidvania oyun incelemelerinin ilki ile sizlerleyim. Çok da inceleme gibi olmayacak.
Bugünkü konumuz : Undertale
İlk olarak beni tanımayan arkadaşlar için, ben sadece 2D ve piksel oyun oynayan beceriksiz bir oyuncuyum.
Undertale, birçok otoriteden yüzlerce insandan tam puan almış bir oyun. Oyun çıkalı 2.5 sene olmasına rağmen Steam’de hala puanları tavan durumda. Yani alan oynayan herkesi etkiliyor. Ayrıca bağımsız stüdyoların bu denli artmasının temel sebeplerinden biri bence.
Geçtiğimiz indirimlerde ben de artık bu oyunu oynamalıyım dedim ve satın aldım. Oyun tamamen hikaye odaklı olduğu için Türkçe yamasını bile buldum. Artık her şey hazırdı, severek takip ettiğim favori kanalların en sevdiği oyunu oynayabilirdim artık.
Her şey müthiş başladı, oyun tercihleri tamamen bana bırakıyor ve bu dehşet keyifliydi. Oyun başladığında içimi ısıtan Toriel hikayesi ile herkesi bağışlayarak ilerledim. Bilmeyen arkadaşlar için ufak bir özetlemek gerekirse, Undertale dövüş mekanikleriyle farklılık yarattığı kadar seçimleriyle de farklılık yaratıyor. Karşılaştığınız bir canavarı öldürebiliyor veya onuna konuşarak durumu çözebiliyorsunuz. İlk başlarda her şey mükemmel, güle oynaya herkesle arkadaş olarak ilerliyorum.
Arkadaş olduğum için kimseyi öldürmüyorum ve level atlayamıyorum. Bir süre sonra oyun tıkandı, imkansız ilerleyemiyorum. Çünkü canım 20 ve karşımdakiyle durumu konuşarak çözmem için bir süre onu ikna etmem gerekiyor. Ben sadece konuşurken o saldırıyor ve ne kadar dodge atabilirim ki? Yani şöyle anlatayım size, konuşmayı bir süre sürdürüp onu ikna etmeniz gerekiyor. Ama bu süreçte o size saldırıyor, eğer ölürseniz en baştan.
Oyun müthiş, hikaye kurgu mekanikler müthiş. Ama benim gibi beceriksiz bir oyuncu oynayınca durum şöyle oluyor;
Konuşmaya çalış, öl , baştan git dene, öl, öl , öl.
Bir süre sonra oyun tüm etkileyiciliğini yitirdi, o kadar çok öldüm ki hikayeyi unuttum ve sıkılmaya başladım. Ben beceriksizim biliyorum ama Undertale’ında bu konuda hiç acıması yok. Yani ya öldürüp level kasacak ve rahat rahat geçeceksiniz ya da herkesle dost olup müthiş dodge mekaniklerinizle acı çekeceksiniz. En azından benim için böyleydi..
Yorum yap