Frankenstein Kitap Analizi – İnsanın Doğası!

Frankenstein Kitap Analizi – İnsanın Doğası!

arwein tarafından ·
Ekim 28, 2025

Frankenstein ya da Modern Prometheus, İngiliz yazar Marry Shelly tarafından yazılan gotik romanın ilk örneklerinden biridir. Ancak bu kitap için sadece gotik roman demek biraz az kalacaktır çünkü sadece bir bilim kurgu hikayesinden çok daha fazlası. Mary Shelley’nin Frankenstein adlı eseri, okuyucuyu insan olmanın anlamı ve ahlaki ikilemler üzerine düşünmeye davet etmektedir. u romanda Victor Frankenstein ve yarattığı “yaratık” üzerinden, insan doğası, Tanrı rolü, sorumluluk ve yalnızlık gibi temel temalar işlenir. Aşağıda bu temalar sade bir dille anlatacağız.

İnsanın doğası

İnsan olmak nedir? Bizi insan yapan şey sadece varlığımız mı yoksa dünya ile kurduğumuz etkileşim midir? Frankenstein tam olarak bunun üzerinde duruyor. En azından yaratığımızın bakış açısından hikayeyi dinlediğimiz zamanlarda. Yaratık başlangıçta sevgi doludur, merhametlidir. Victor’a seslenirken “Ben iyilik doluydum; acı beni canavara çevirdi” der. Yani yaratık aslında doğuştan iyidir ama görüntüsü sebebiyle yaşadığı dışlanma onu merhametsiz ve intikam dolu bir karaktere çevirir.

Yaratıcı Victor Frankenstein ise sıradışı hırsı uğruna insan ilişkilerini ihmal eder; ailesini ve arkadaşlarını göz ardı ederek insani bağlarını koparır. Gün geçtikçe insanlığını daha çok kaybeder. Hatta büründüğü tanrı rolünde çünkü canavarına “yeni Adem” gözüyle bakacak kadar Tanrısal bir rol oynamaya kalkar, merhametsiz bir tutum sergiler. Romanın sonunda yaratık, yaratıcısından daha fazla “insanî” duygular taşır: Pişmanlık ve üzüntü hisseder; bu açıdan kendini yaratıcısından üstün görür. Böylece yazarımız hem insanî iyiliğin hem de kötülüğün aynı varlıkta barınabileceğini, insan doğasının karmaşıklığını vurgular.

Tanrı Rolü

Romanın merkezin­de “Tanrı rolüne soyunma” metaforu vardır. Victor, doğanın sırlarını öğrenerek yeni bir insan yaratmak ister; tıpkı Prometheus gibi ateşi çalan figüre benzetilir. Ancak bilimsel etiğe göre asıl sorun yaratmasında değil, sorumluluklarını yerine getirmemesindedir. Bir etik analizde belirtildiği gibi, “Victor’un gerçek başarısızlığı canavarını yaratması değil, ebeveynlik görevini yerine getirmemesidir”. Canavar bunun farkındadır ve yaratıcısına “Ben iyilikle doğdum ve mutluydum; ama bedenim ve terk edilişim beni mutsuz etti” diyerek yakınır. Özetle Shelley, Victor’u eleştirirken “Tanrı gibi yaratmak” ifadesini değil, bu yaratımın bedelini üstlenmemesini ön plana çıkarır. Prometheus mitinden esinlenerek, teknolojik ikbalin insanı nasıl trajediye sürükleyebileceğini gösterir.

Sorumluluk

Eserde sorumluluk teması en çok Victor’un yarattığı varlığa karşı tutumunda görülür. Victor canavarını hayata kavuşturduktan sonra ondan kaçar; SparkNotes’a göre “yaratmaktan sorumlu olduğu varlıktan ürküp onu reddeder”. Kısaca, sonucu beğenmeyince sorumluluktan kaçmaktadır. Bu tutum, canavar tarafından da dile getirilir: Canavar, Victor’a “Ben senin yarattığın bir varlığım… Ben iyilik doluydum” diyerek adeta “Bana borcun var” mesajı verir. Ne var ki Victor suçluluk duysa da (örneğin ölen Justine olayında) açığa çıkarmayıp susmayı seçer. Tüm bu örnekler Victor’un etik sorumluluktan kaçtığını, eylemlerinin sonuçlarına sırt çevirdiğini gösterir.

Analiz – Son Söz

Mary Shelley’nin Frankenstein’ı, yalnızca bir “canavar hikayesi” değil; insan doğasının sınırlarını, Tanrı rolüne soyunan insanın trajedisini ve sorumluluk duygusunun önemini anlatan derin bir roman.

Victor Frankenstein, ölü beden parçalarından bir canlı yaratırken aslında ölümsüzlük, güç ve bilginin Tanrısal yönüne ulaşmak ister. Fakat yarattığı varlığı görür görmez ondan kaçar. Shelley burada, “yaratmanın” değil, “yarattığından sorumlu olmamanın” asıl suç olduğunu gösterir.

Yaratık ise doğuştan kötü değildir; sevilmediği, dışlandığı ve yalnız bırakıldığı için acımasızlaşır. “Ben iyilik doluydum; ama acı beni canavara çevirdi.” sözü, hem insanın doğuştan saf olduğunu hem de toplumun ve reddedilmenin kişiliği nasıl dönüştürebileceğini anlatır.

Romanın sonunda Victor da, yaratığı da yalnız kalır — biri Tanrı’yı oynamanın bedelini, diğeri ise sevgisizliğin cezasını öder. Shelley bize sessizce şunu hatırlatır: İnsan olmak, yaratmaktan çok, sorumluluk almayı ve sevebilmeyi bilmektir.

arwein

arwein

okur, yazar, izler

Yorum (0)