Bu haftaki filmimiz yine kenarda köşede kalmış, eziklenmiş ve biraz da hak eden bir film. İlginç bir şekilde film adını bir seri katilden alıyor. Wampire in Brooklyn olan filmin adını arama motoruna girdiğinizde karşınıza yaşlı ve yamyam bir seri katil çıkıyor. Neyse konumuza dönelim. Bir döneme damgasını vurmuş olan (çılgın zenci) Eddie Murphy‘nin filmlerinden biriyle karşı karşıyayız. Eddie aynı zamanda filmin prodüktörü ve hikayeye de el vermiş. 1995 yapımı olan film Amerikan korku/komedi öğelerini barındırıyor. Diğer oyuncular ise Angela Bassett, Allen Payne, Kadeem Hardison, John Witherspoon, Joanne Cassidy ve Zakes Mokae. Yönetmen ise tabiyki şaşılmayacak biri Wes Craven.
Yalnız Bir Vampir, Lanetlenmiş Bir Vampirdir
Çok çok uzun zaman önce Mısır’dan sürülen vampirlerin bazıları Transilvanya’nın dağlarına, bazılarıysa Bermuda Şeytan Üçgeni‘nde bir adaya kaçmıştır. Gezginlerin kanlarıyla asırlarca mutlu mutlu yaşayan vampirlerin huzurunu yine avcılar bozmuştur. Bulunduğu adada yapılan kıyamdan tek kurtulan olan Maximillian(Eddie Murphy), yabancı bir ülkede doğan ve kabilenin son üyesi olan bir kadını bulmak için Brooklyn’e gelir. Maximillian karaya ayak bastığında mıknatıs misali ona doğru çekilen Rita’nın(Angela Bassett) kabusları iyice çığırından çıkar. Hayatı zaten sıkıntılı olan Rita nihayet kendisi hakkındaki gerçeği annesinden değil de bu yabancı adamdan öğrenecektir. O, vampir olan bir babaya sahiptir ve bu yanı içinde derin bir uyku halindedir. Rita karanlık tarafını kabul edecek mi yoksa ret mi edecek. şimdi asıl soru budur ve Maximillian’ın kaderi de bu cevaba bağlıdır.
Bu yazımız da ilginizi çekebilir: ONCE BITTEN – Jim Carrey Vampir Olursa
MERAKLI GERÇEK
Wes Craven filmi olmasından dolayı sahneler görsel açıdan şahane. Vampir makyajları da ayrıca şahane. Eddie Murphy filmlerinde alışık olduğumuz gibi kendisi yine birden fazla rolde karşımıza çıkıyor. Bu filmde toplam 3 karakteri canlandırıyor. Yan karakterler olmalarına rağmen kendilerine yazılan repliklerle öne çıkan bu karakterleri bulmanız hiç zor olmayacak, her ne kadar Eddie’ye benzemeseler de 😀
Dümdüz bir korku filmi olacakken Wes biraz komedi öğeleriyle süslenmesini istedi ve Eddie’nin yan karakterleriyle bunu başardılar. Ayrıca filmde Kadeem ve John da birer komedi ustası olarak hazır bulunmuş. Gişede yatırılan bütçeyi aşıp, kar ettiren bir film olmuş olmasına rağmen olumsuz eleştirilerden dolayı stüdyonun beklentilerine cevap veremedi. Yıllar sonraki röportajlarında Eddie: stüdyodan ayrılıp Çılgın Profesör’ü çekmek için bu filmi çekmek istediğini itiraf edecek; Wes ise: Eddie komik değil, ciddi olmak istediği için film beklentilerin altında kaldı diyecekti. Sizlere bir başyapıt vaat etmiyorum tabi ama ben gibi vampir filmleri izlemeyi seven insanların izlenmesi gereken filmler listesinde olması gereken değişik bir hikayeye sahip bir film vaat ediyorum. 90lı yılların gözümüze gözümüze sokulduğu 102 dakikalık keyifli seyirler diliyorum…
Yorum yap