2020’nin Ocak ayında ilk sezonuyla karşımıza çıkan Ragnarok dizisi sezon finaliyle ilgi uyandırmıştı. Ben dahil çoğu izleyici Ragnarok 2. sezon için sabırsızlanmasak da yine de dizinin nasıl devam edeceğini merak ediyorduk. Geçtiğimiz Mayıs ayında dizinin ikinci sezonu çıktığında ise ilk sezon gözümüzde canlandı ve diziye kaldığımız yerden devam etmek istedik. Zaten her sezonu altı bölümden oluşan diziyi hafta sonuna sığdırmak çok da zor değildi.
Diziye genel bakış ve İlk sezon
Ragnarok‘un geneline baktığımızda; Mogens Hagedorn ve Jannik Johansen tarafından yönetilen dizi, İskandinav mitolojisini baz alan ve ‘günümüzde olsaydı nasıl bir durum ortaya çıkardı?’ sorusunu cevaplamaya çabalayan bir Norveç gençlik dizisi. Kadrosunda David Stakston, Jonas Strand Gravli, Herman Tømmeraas ve Gísli Örn Garðarsson gibi Norveçli oyuncular yer alıyor. İlk sezonda Magne ve ailesi Edda‘ya yerleşmişti ve Magne Thor olduğunu ilk sezon Wenche sayesinde öğrenmişti ve kendi gerçek benliğini bulmaya çalışıyordu. Tabi ki onun bu arayışı düşmanı olan Devlerin gözünden kaçmadı. Jutul Ailesi olarak gözüken Devler -Vidar, Fjor, Saxa, Ran- şehri kirleten Jutul fabrikasının sahibilerdi. Magne’yi etkisiz kılmaya çalıştılarsa da onun fazla bir şey bilmemesinin verdiği rahatlıkla onu kolay lokma gördüler. Nihayetinde Magne’nin okulundan yakın arkadaşı çevreci Isolde’nin ölümünden sonra Magne intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordu. İlk sezonun finalinde ise Vidar ile çarpışmalarının sonunda Magne’yi şimşek çaktırırken gördük ve ilk sezon orada sonlandı.
Senaryo’nun zayıflığı
Ragnarok 2. sezon ilk sezonun bittiği yerden devam etti. Ve ilk bölüm bittiğinde o kadar çok şey kesindi ki sanki senarist benmişim gibi her şeyi tahmin etmeye çalışoyordum ve o sahne geldikten sonra tahminim doğru çıkıyordu. Örneğin Devlerden birinin öleceğine emindim çünkü dizinin bir şekilde akıcılık kazanmaya ihtiyacı vardı. Ama ben ölen Dev Ran olur diye düşünüyordum çünkü Vidar eşinin ölümünden etkilenip gücünü doruklarda yaşayabilirdi ve Magne’nin(Thor) karşısında daha ezeli rakibi olurdu. Ama Vidar öldü ve dizi bitmiş gibiydi. Bunun dışında Laurits’in Loki olduğu belliydi ve oyuncu tavırlarıyla Loki’yi az çok andırıyordu. Laurits Vidar’ın oğlu çıktığında çoğu seyirci bunu beklemiyordu. Ama açıkça söylemek gerekirse Loki’nin kötücül kan taşıyan bir varlık olduğu bilinen bir gerçek. Senaristin takip etmesi gereken 2 yol kalıyor; diziye yeni kötü adamlar sokmak, ellerinde var olan kötü adamlarla Laurits üzerinden ilişki kurmak. Ellerinde zaten Devler varken oyuncu kadrosuna yeni insanlar ekleyip maliyeti arttırmak yönetmenin hoşuna gitmemiş olacak ki ikinci yolu seçmişler. Tabi ki bu da seyircilerin dizide olacak şeyleri tahmin etmesini ve yer yer sıkılmasını kaçınılmaz kıldı. Dizi’nin devamında ise Magne, Wenche ile konuştuktan sonra Vidar’a karşı müttefik arayışına girmşti. Iman ve onun aracılığıyla Wotan(Odin) ile tanıştı. Sonrasında Mjölnir’i yapan cüce ve Tamirci rolündeki Benjamin Helstad da ekibe dahil oldu. Ekip maalesef güçlü değildi. Ön plana çıkan kimse yoktu. Belki Iman’ı biraz seyirciye sevdirebilirlerdi. Ama not için ve öpüşmek için gücünü öğretmenine karşı kullanan, ağır ergenlik geçiren bir kıza karşı kim ne için sempati kursun ki?
Loki – Laurits – J. Strand Gravli
Laurits’in Loki’ye benzeyişinden daha önce bahsetmiştim. Ama senaryonun bayağılığı ve oyuncunun amatörlüğünü bize yansıtan en büyük etken Laurits’in ikili oynama çabaları oldu. O kadar yapmacık ve tutarsız bir iki yüzlülüğü kolay kolay göremezsiniz. Buna rağmen oyuncunun performansı yerlerde değildi. Oyuncunun kötü performans göstermesinin muhtemel sebebini bu oyuncu üzerinden İskandinav mitolojisine yapılan referansların fazla olmasına bağlayacağım. Laurits öyle bir karakterdi ki fazlasıyla sorunu vardı. Bu sezonda; üvey evlat olduğunu, gerçek babasının Vidar olduğunu ve Loki olduğunu öğrenen Laurits zaten karmaşa içinde. Bunlara ek olarak aşk acısı çekiyor ve babası olduğunu yeni öğrendiği adam abisi tarafından öldürülüyor. Laurits üzerinde bu kadar baskı ve sorun olması oyuncuya da yansımış. Bu kadar durumu bize tam anlamıyla yaşatamasa da oyuncu yine de belirli sahnelerde içimize dokundu. Ama benim Laurits(Loki) adına en sevdiğim sahne Jörmungandr‘ı denize bırakması oldu. Çünkü İskandinav Mitolojisinde Midgard Yılanı olarak da geçen bu varlık Odin tarafından denize atıldı. Aşırı tehlikeli bir varlık olduğu bilinen bu yılan mitolojiye göre Ragnarok zamanı geldiğinde Dünya’yı saracak boyuta erişecek. Bunu dizide göreceğimizi sanmıyorum. Olur da görürsek umalım da görsel efekti çok da kötü olmasın.
Son Sözler
Genel anlamda diziyi gömmüş olsam da bunun öncelikli sebebi ellerindeki potansiyeli kullanmamaları. Hazırda zaten bir hikaye var ve bunu günümüze uyarlamaları gerekiyor ki asıl mesele de bu. Ellerindeki hikayeyi günümüze harmanlayamadıkları için senaryo çok kusurlu. Oyuncu kadrosu da müthiş performans sergileyemiyor. Bir yapımın en önemli iki unsuru gittikten sonra ortada eleştirecek çok da bir şey kalmıyor. Ragnarok 2. sezon için iyi yanlara da değinmem gerekirse yönetmenler ellerindeki tüm bu olumsuz ögelere rağmen içeriği hala izletebiliyorlarsa bu bir başarıdır. Umalım da bu başarıları 3. sezonda da devam etsin.
Yorum yap