The Trial Of The Chicago 7 filmi geçen senenin sürpriz filmlerinden biri. Kalitesiz yapımların peş peşe geldiği Netflix’te başarısıyla göz doldurduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Sağlam oyuncu kadrosu, sağlam senaryosu ve çarpıcı gerçekliğiyle 2021 Oscar ödüllerine göz kırptı.
2. Dünya Savaşı’ndan büyük ölçüde zararsız ve başarıyla çıkmış Amerika için 1950’li yıllar tam bir altın çağdı ve meşhur Amerikan Rüyası yükselişe geçmeye başlamıştı. 1960’lı yıllar ise bu rüyayı kabusa çevirecektir. Başkan Kennedy suikaste kurban gidecek, Amerikan Başkanı’nı öldürdüğü için yakalanan katil zanlısı bile canlı yayında halkın gözleri önünde bir başkası tarafından öldürülecektir. Yine 60’lı yıllarda Amerika sokakları pek çok halk hareketine tanıklık edecektir. Siyahiler, Kadınlar, Hippiler… kendini Amerikan Rüyası’na ait hissetmeyen herkes ayaklanacaktır. Malcolm X 1965 yılında, Martin Luther King ise 1968 yılında devlet tarafından ortadan kaldırılacaktır. 60’ların sonunda Vietnam savaşı ile durum Amerikalılar için iyice işin içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Art arda gelen asker cenazeleri Amerikalılara 60’lı yılları kelimenin tam anlamıyla cehenneme dönüştürecektir. İşte tüm bu kargaşanın ortasında 68 yılında Vietnam Savaşı’nı protesto etmek için Chicago’da bir gösteri düzenlenir ve gösteri esnasında yaşanan olaylar meşhur “Chicago Yedilisi” davası ile sonuçlanır.
İşte Aaron Sorkin‘in senaryosunu yazıp, yönetmenliğini de üstlendiği “The Trial of The Chicago 7” tam da bu dönemde, bu davanın görüldüğü mahkemede geçiyor. Tek mekan film tarzıyla beraber geçmişe dönüşleriyle dinamik bir yapı sağlamayı başarmış, iyi bir adalet filmi. Amerikan yargı sisteminin kısır döngüsü ve yozlaşması sağlam diyaloglarla izleyiciye veriliyor. Enerjik başlayan davada gün geçtikçe biz de sanıklarla beraber yoruluyoruz ve film bize git gide boğuculaşmaya başlayan havasıyla yorgunluğu geçiriyor. Sadece hukuk ve ceza davaları vardır söylemiyle başlayan bu yolculuk maalesef bizi politik dava gerçeğiyle tanıştırıyor, davanın yargıcı ne kadar varlığını reddetse de ırkçılık sorununu tekrar yüzümüze vuruyor. Filmde kullanılan gerçek görüntüler ise rahatsızlığımızın dozunu arttırmada çok etkili olmuş bana kalırsa. Başarılı göndermeleriyle de yer yer güldürdü.
Başarılı bir film ama Hollywood artık bu “Bakın biz Amerikalılar bir haltlar yedik ama bununla yüzleşiyoruz” tarzı filmler çekmeyi bırakmalı. Bu film de tam olarak öyle bir film! İzlerken sıkılmayacağınız, hatta üzerine düşünüp sistemi sorgulayacağınız iyi bir yapım ama örneklerini çokça izledik. Oscar için güçlü bir aday ama alırsa da iyi bir film olduğu için almayacaktır tahminimce. Bir başka Oscar 2021 filmi Judas and Black Messiah’tan önce izlenmesini tavsiye ederim çünkü ufak bir kesişme mevcut ve seyir keyfinizi arttıracaktır.
Siz The Trial Of The Chicago 7 filmini nasıl buldunuz?
Yorum yap