Burak Aksak’ın senaryosunu kaleme aldığı, Onur Ünlü’nün genel yönetmenliğini yaptığı Leyla ile Mecnun dizisinin ilk bölümü 9 Şubat 2011 tarihinde TRT 1’de başlamıştı. Türkiye televizyonlarının alışık olmadığı bir mizahi anlatımla üç sezon boyunca reytinglerde başarılı sonuçlar elde edemese bile sosyal medyada popüler oldu. Dizi absürt komedi ve dramı harmanlayarak kendi seyirci kitlesiyle duygusal bir bağ kurmayı yakalamıştı.
İlgiyle izlenen Leyla ile Mecnun’un 2013 yılında gösterilen 103. bölümünün ardından yayından kaldırıldığı haberleri ortaya çıktı. Yeni sezonun gelmeyeceği kanal ve ekip tarafından resmileştirildi. Leyla ile Mecnun sevenlerinin hayatlarında artık eksik bir şey vardı. Bunun üzerine dizinin hayranları tıpkı İsmail Abi’nin beklediği gemi gibi Leyla ile Mecnun’un geri geleceği zamanı beklemeye başladı. Umutlar sönmek üzereyken sekiz yıllık sürenin sonunda Acun Ilıcalı’nın çağırdığı gemi nihayet geldi. Böylece Leyla ile Mecnun Exxen’de başladı. Ancak birçok kişinin aklında bir soru vardı. Dizi eski tadını verebilecek miydi?
Eski Tadı Var Mı? – Leyla ile Mecnun
Yazının bundan sonraki kısmı yeni sezon birinci bölüm hakkında spoiler içermektedir.
Öncelikle yeni bölümü izleyen biri olarak diziden aldığım tadın eskisi gibi olduğunu söyleyebilirim. Tamam itiraf ediyorum bazı olay ve karakterleri tuhaf karşıladığım oldu. Sonuçta dizinin içinde de vurgulandığı gibi zaman birçok şeyi değiştirir. Bu yüzden zaman geçtikçe karakterlerin ve onları oynayan oyuncuların birtakım davranışlarının değişmesi doğaldır. Ama dizi ne yaptı etti bu sizin sevdiğiniz eski dizinin devamı demeyi başardı. Özellikle duygusal sahneleriyle beni daha da büyüledi. Çünkü benim için Leyla ile Mecnun dram kısmı komedisinden daha ağır basmaktadır. Yanlış anlaşılmasın bu dizinin komedisi de dramı kadar efsanedir. İsmail Abi’nin genleri, Erdal Bakkal’ın dansları, İskender’in bedduaları unutulmazlar arasındadır. Ancak bu bölüm bana göre komediden çok dramıyla öne çıkan bir bölümdü.
Özellikle Metonya’dan koparılarak akıl hastanesine yatırılan Metin karakterinin Mecnun’a söylediği, ”Savaş bitti ama dünya değişti, biz kaybettik Mecnun” repliği bölümün bana göre en vurucu cümlesiydi. Çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği evin, yalnızlığından sıkılan babası tarafından satılmasını önlemek isteyen Mecnun, mahallenin eski üyelerini yeniden bir araya toplamaya karar vermişti vermesine ama Metin’in söylediği sözle geçmişi yaşatmanın zor olacağını daha iyi anlamış olmalıydı. Çünkü onun da Metin gibi gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyordu. Artık ne Metonya ne Erdal Bakkal ne de eski dünya vardı.
Mecnun bu yeni dünyaya gözünü açtığında dizi süreleri 180 dakikaya çıkmıştı. Para değerini yitirmişti. Kaan şöhretin büyüsüne kapılıp ukala bir Influencer olmuştu. Yavuz’un sevdiklerini kaybetme korkusu onun ruhunu kemirmiş ve onu karanlık bir ruha büründürmüştü. Erdal ise yıllardır karısının yasını tutarak kendini her şeyden soyutlayan gariban bir adama dönüşmüştü. Herkes değişmişti ama Mecnun ve İsmail eskisi gibiydi. En azından kendilerinde bile olan değişime direnip eskisi gibi olmaya en çok uğraşan kişilerdi. Ancak değişim onların klasik selamlaşmalarını bile engellemeye çalışıyordu. Buna rağmen görünen o ki İsmail o çok beklediği gemisini beklemekten asla pes etmeyecek. Tıpkı Mecnun’un Leyla’sını bulmayı beklediği gibi.
Yeni Leyla!
Leyla’ya gelince, diğer Leylalar arasında hikayesi en ilginç olan Leyla bu olacak gibi gözüküyor. Araf gibi bir yerde ruhu sıkışmış ve Mecnun’dan yardım isteyen bu karakterin ortaya çıkması Aksakallı Dede’nin bir işi gibi duruyor. Leyla karakterine yakışıp yakışmadığını anlamak için biraz zaman gerekiyor tabi ki. Ancak Mecnun ile olan uyumunu görünce ikisi arasında güzel bir enerji sağlanacağına benziyor. Yinede 3.sezondaki Leyla’nın Mecnun’dan neden ayrıldığından bahsedilmemesi tuhafıma gitti. Özellikle Mecnun’un yıllar boyunca olan durumunun sebebinin hangi Leyla olduğu belirsiz bırakılmış gibi gözüküyor. Fakat 103.bölümün son sahnesinde Mecnun’un ilk Leyla’sıyla olan mezarlık sahnesini hatırlayınca bu durumunun birinci Leyla yüzünden olduğu daha baskın geliyor.
İlk Bölümden Notlar – Leyla ile Mecnun
Bölümdeki komedi sahnelerine baktığımız zaman giriş bölümü olduğunu unutmayarak bir yeri dışında güzel ve ortalama bir komedi işi çıkardığını söyleyebilirim. O bir yer ise birçok komedide kullanılan çatal gözükme sahnesiydi. O sahne bana alışık olduğumuz Leyla ile Mecnun mizahından uzak bir espri geldi açıkçası. Bunların dışında Mecnun’un yeni hayata uyum sağlama sahneleri harikaydı. Kaan her ne kadar gıcık bir karaktere dönüşmüş olsa da Mecnun’dan aldığı intikamı çok komikti. Medya patronu olmuş Yavuz aracılığıyla dizinin yaptığı göndermeler zekiceydi. Bu arada Yavuz’un yanında işi başlayıp kötülüğü bıraktığını söyleyen Bünyamin’in basit bir nedenle Yavuz tarafından kovulması yüzünden tekrardan Benjamin’e dönüşeceği belli oluyor. Gelecek bölümlerde Erdal Bakkal’ın, Metin’in, Sessiz Leyla’nın ve Dosto’nun sahneleri daha çok olduğu zaman dizi daha komik olacaktır diye düşünüyorum. Bu bölümde olmayan Az Sakallı Dedeyi de unutmamak gerekiyor. Umarım diğer bölümde onu da görürüz. Aksakallı ve onun atışmalarını çok özledim doğrusu.
Sözün özü Leyla ile Mecnun uzun bir bekleyişin ardından geri döndü. Hem de eski tadıyla beraber geri döndü. Evet zaman onlardan ve bizden birçok şey götürdü. Ama neler getirdiğini henüz bilmiyoruz. En önemlisi de bazı duygular geçen zamana bile asla değişmez.
Yorum yap