Yakın zamanda Gain üzerinden izleme fırsatına eriştiğim Kidding dizisi hakkında bir yazı kaleme almak istedim. Bunun başlıca sebebi ise 2 sezonluk bu diziyi tek oturuşta bitirmiş olmamdan kaynaklı. Hikayesinin sürükleyici ve devamlı bizi yeni şeylere karşılayan bu dizi hakkında konuşmadan önce biraz detaylara bakmamız gerekiyor.
Kidding Hakkında Biraz Bilgi
Dizimizin yaratıcısı, Kidding de dahil olmak üzere genellikle televizyon dizisi üreten Dave Holstein. Kendisinin Weeds isimli uzun süren bir serisi ve The Brink isimli mini bir dizisiyle ün kazanmış birisi. İlk defa kendisini ben de bu diziyle tanıdım ve kendisinin kalemi baya güçlü. Yönetmenliği ise Michel Gondry ve Jake Scherier gibi başarılı yönetmenlerin yanı sıra 4 farklı yönetmende çalışmış. Bu farklılıklar bazı bölümlerde biraz kendini belli etse de o kadar fazla göze çarpmıyor. Dizinin oyuncu kadrosuna gelecek olursak da Jim Carrey, Frank Langella, Judy Greer, Catherine Keener gibi güçlü aktörler var diyebiliriz. Gerçeği söylemek gerekirse diziye başlama sebeplerimden biri de Jim Carrey’nin bu kadro içinde bulunması. Daha önce Duck Factory ve In Living Color gibi sitcomlarda oynamasının ardından bir sonraki dizisinin dram ağırlıklı bir dizi olması beni şaşırttı ve nasıl oyunculuk sergileyeceğini merak ettim. Cevabımı da fazla beklemeden aldım diyebiliriz. Biraz spoilera girmek gerekirse delirme ve sinir krizi sahnelerini çok güzel ve de gerçekçi canlandırmış diyebilirim.
Merhaba Zalim Dünya
Konusuna gelecek olursak; içinde bolca dram ve azcık da komedi serpiştirilmiş bir dizidir kendisi. Jeff (Jim Carrey) daha çok bilinen adıyla Mr. Pickles çocukların ve ailelerin sevgilisi, bir kukla dizisinin baş rol oyuncusudur. Görüntü ve program olarak genellikle Mr. Rogers’ı akla getiren Mr. Pickles mutlu bir aile hayatı geçirir. Trajik bir kazanın ardından ise bu hayatı altüst olur. Daha önce bu duyguları tatmamış olan Jeff hayatında ilk defa gerçeklerle yüzleşmeye ve hayatının değişmesine hazırlanır. Mr. Pickles maskesini (diziye uydurmak istersek kuklasını) bir kenara bırakıp bu olayları aşabilecek mi onu izleriz.
Sonuç
Zihinsel sorunlar ve travmalar üzerine ağırlık veren dizi ciddi tonunu çoğu zaman korumuş ama minik komedi unsurlarıyla ortamı yumuşatmayı da ihmal etmemiştir. Minik detayların bile her zaman yer bulduğu, kuklaların ayrı ayrı anlamlarının olduğu ve müziklerinin ise akılda kalıcı olduğunu yazının sonuna doğru eklemek isterim. Eğer izlemek isterseniz benim gibi Gain üzerinden 2 sezonunu da izleyebilirsiniz. Şiddetle önermesem de şans vermenizi istediğim bir dizi olduğunu söylemek isterim. Ve unutmadan You Can Feel Anything At All.
Bu yazımız da ilginizi çekebilir:
ONCE BITTEN – Jim Carrey Vampir Olursa
Yorum yap