Merhaba sinirleri çelik gibi olup gerilim filmi izlemeyi severler. Öncelikle yazılarıma istemiz bir şekilde ara verdiğim için affınıza sığınıyor ve bu haftaki konuğumuz olan I Spit On Your Grave adlı filmimizin incelemesi ile sizleri baş başa bırakıyorum…
İlham Perim, Lütfen Gelir Misin?
Yönetmenliği Steven R. Monroe tarafından yapılan filmimizde başrol oyuncusu olarak Sarah Butler’ı görmekteyiz. Kendisi, yani Jennifer bir yazardır. Ancak genç ve güzel yazarın, ilham perisiyle arası bozulmuştur ve ne yapacağını bilememektedir. Çözümü, genelde her Amerikalı yazarın yaptığı gibi, olabilecek en kuytu, en kuş uçmaz kervan geçmez yerlerden bir klübe kiralamakta bulur. Planlarına göre şarabını alacak, gölün hemen yanında bulunan bu evde yeni kitabına konsantre olabilecektir. En çok istediği şeyin rahatsız edilmemek olan Jennifer, hayatında hiç karşılaşmadığı kadar rahatsız edilecektir…
Adam Rockoff ve Meir Zachi filmin senaryosunu yazmakla görevli olan kişiler. Hemen belirteyim ki aslında filmin ilk yarısı, bu türe meraklı olan kişilere değişik olarak pek bir şey sunmuyor; Tek başına ve aciz bir kadının, rahatsız edici sahneler eşliğinde taciz edilişini ve bunun ötesinde aşağılanmasına tanık oluyoruz. Ancak ilk yarıyı geçtikten sonra olaylar biraz daha değişmeye başlıyor. Bu sebeple filmin ilk yarısından çok bir şey beklememenizi tavsiye ederim. Sonrası ise hiç fena değil…
Belirtmem gereken önemli kısımlarıdan biri de filmde gayet rahatsız edici sahnelerin ve üzülerek belirtiyorum ki gerçeklerin görülmesi söz konusu. Asla fantastik, bilim-kurgu vb. ögeler içermeyen filmde, kurbanın başına gelenler “aman seyirciyi rahatsız etmeyelim, sadece kötü olayları sezdirelim” mantığıyla çekilmemiş. Bu durum filme kesinlikle çarpıcı bir hava katsa da hassas kişiler için uygun olduğunu söyleyemeyeceğim.
Her Şeye Rağmen Hayatta Kalmak
Filmde gördüğümüz tek şey taciz ve aşağılanma değil; filmin ilk kısımlarında bu iğrençliği yapan kişi ya da kişilerden hızlıca nefret etmeye başlıyor ve Jennifer’ın artık daha fazla zarar görmemesi için dua ederken bulabiliyoruz kendimizi. Kızcağız öyle şeylerden geçiyor ki, gerçekten de “keşke ölseydi” diyebiliyoruz. Aslında seyirciler olarak en çok da yanıldığımız yer burası; Jennifer’ın ölmek gibi bir niyetinin olmamasının yanı sıra, fırtına gibi geri dönme planları var. Cümlemin spoiler olduğunu düşünmüyorum, çünkü filmle ilgili en küçük bir arama yaptığınızda hemen bu bilgi gözler önüne seriliyor.
Hayatta Kalmak Yetmez İntikam Lazım
Başta Sarah olmak üzere, oyuncu kadrosunda gördüğümüz Jeff Branson, Andrew Howard, Daniel Franzese ve Cad Lindberg’i görmekteyiz. Kısaca herkesten memnun kaldım. Herkes üstüne düşen oyunculuğu güzel bir şekilde yerine getirmiş. Filmde acımamız gereken kişilere acırken, nefret etmemiz gereken kişiler hızla öfkemize sahip oluyorlar. Yapımda inceliklere yer verilmiş, seyirciyi dikkatle izlemeye davet var.
Bu sebeple gözlerinizi ayırmadan izlemenizi tavsiye ederim. Tahmin edilebilir noktalar olsa da izleyeni pişman etmeyecek olan bir eser olduğunu düşünüyorum.
Peki Onlar, Onlara Yaptıklarının Ne Kadarını Hak ettiler?
2010 Yapımı olan film, aslında üçlemenin ilk halkası. Sonraki filmlerde de benzeri konular işlense de, ilk film kesinlikle en etkileyici olanlardan biri. Yapımın en sevdiğim tarafı hem cesaretli kareleri bizimle paylaşması, hem de seyirciyi düşünmeye itmesi. Evet başta korkunç tutumlara maruz kalmış olan bir kız var, peki bu kız daha sonra intikam için geri döndüğünde, onun kurban/kurbanlarına yaptıklarına hakkı var mıydı? Suçlu olan kişinin suçunu kim, nasıl vermelidir? Ne kadar vermelidir? Eğer kanun, suçluların tarafındaysa, adalet kimin tarafından, hangi ölçeklere göre sağlanmalıdır?
Bu sorular, özellikle filmin sonuna doğru kendime sıkça sorduğum sorular oldu. Eğer kötü etkilenmezseniz, filmi bitirdikten sonra üstüne uzun uzun konuşulabilir ve kimsenin böyle şeyler yaşamamasını dileyebilirsiniz.
Birilerinin Sonunu Getirmek İçin Son Bir Kez Gelirken
Amerikan korku-gerilim sinemasına dahil olan “I Spit On Your Grave” sadece korkunç sahneleri değil, içinde bolca çıplaklık da bulunduran bir yapım. IMDB’den 6.3 puan almış olan eser, sinirlerini germeyi, zor şartlar altında hayatta kalma ve intikam filmlerini severlere hitap ediyor. Özellikle yemek yerken izlememenizi tavsiye ediyorum. Bir sonraki hafta (eğer yapabilirsem bir haftaya kalmadan) yeni yazımızda buluşmak üzere. O zamana kadar kaybettiğiniz ilhamı sokaklarda ve parklarda bulmanız dileğiyle.
Yorum yap