Sinema yeni bir sanat dalı olsa da her gün gelişiyor. Bu gelişmeyle birlikte de sürekli yeni bir alan oluşuyor. Bu yeni alanlardan biri de Found Footage (buluntu). Ne ola ki bu Found Footage dediğinizi duyar gibiyim. Aslında hepinizin oldukça aşina olduğu bir tür. Anlatınca daha iyi anlayacaksınız.
Kurgu gibi ama değil gibi de!
Hani şu korku filmlerinde afilli bir “based on true story” yazısı çıkar ama deriz ki “hadi be oradan”. İşte Found Footage tam olarak o filmlerin teknikle de pekiştirilmiş hali. Kurgu bir hikayeyi kamera ve ses kayıtları ile izleyiciye sunma olayı. Tabii sadece korku filmlerinde yok bu olay. Bilim kurgu, drama ve komedi filmlerinde de gördük. Hatta o meşhur Project X filmini hepimiz hatırlarız, evet o da bir Found Footage. Bu filmler tipik olarak dört sinematik tekniğin bir veya daha fazlasını kullanır: birinci kişi bakış açısı, sözde belgesel veya mockumentary, haber görüntüleri ve gözetleme görüntüleri.
İlk örneklerini edebiyatta görsek de teknik olarak sinemaya gelişi 1980’lerde Cannibal Holocaust ile oldu. Fakat popüler olmasını sağlayan film The Blair Witch Project. Galası Sundance Film Festivali’nde yapılan filmin tanıtım kampanyasında oyuncular ölü ya da kayıp olarak gösterildi. Dönem içinde bu muhteşem bir pazarlama tekniğiydi. 60 bin dolar gibi düşük bütçesine rağmen 250 milyon dolar gibi bir hasılat elde. Tabii bu başarı yapımcıların ağzını sulandırmaya yetti de arttı bile.
Found Footage, filmlerin yapım maliyetini çok düşürüyor çünkü bir el kamerası ve hatta mümkünse tanınmamış oyuncular gayet yeterli oluyor. Üstelik korku sinemasının cazibesi de eklenince gişede çok tutmasa bile maliyetini zaten çıkarıyor ve filmin kâr bile elde etmesini sağlıyor. Açıkçası bu film türünü izlemeyi ben de çok seviyorum. Gerçekten iyi bir filmse seyir zevkini bana kalırsa yükseltiyor. Fakat kötüsü de gerçekten kötü oluyor. Özellikle Türkiye’de Korku Sineması Neden Gelişemiyor? yazımda da anlattığım gibi ülkemizde çok başvurulan bir teknik olmasına rağmen yapımlarımız çok kötü. Dünya sinemasında ise gayet başarılı örnekleri var.
Başarılı Found Footage Filmler!
Rec (2007)
İspanya’da bir kanalda gece programı yapan Angela’nın o programdaki konusu itfaiye istasyonudur. İtfaiyecilerle birlikte bir göreve giden ekibin başına hiç de beklemedikleri şeyler gelecektir.
Bence Found Footage türünün en başarılı örneği. Hala arada korku filmi gecelerimde açar izlerim.
Paranormal Activity (2007)
Katie, evinde oldukça huzursuz ve korku dolu anlar yaşamaktadır. Ne olduğuna bir türlü anlam veremeyen Katie ve nişanlısı da evde neler olduğunu görmek için kameralar yerleştirir.
O biiir kült, o biiiir pazarlama harikası o biiiir öhö öhö! neyse bilmeyen yoktur herhalde.
The Visit (2015)
Becca ve Tyler, hiç görmedikleri büyükanne ve büyükbabalarını ziyarete giderler. Başta oldukça güzel giden bu ziyaret akrabalarının tuhaf davranışları sonrasında kabusa dönecektir.
N. Shyamalan’ın şöyle güzel bir twistinin bulunduğu, başarılı bir found footage filmi. Korku ögesi pek olmasa da gerilimin dozu oldukça yerinde.
Grave Encounters (2011)
Korku filmi olur da akıl hastanesi olmaz mı? Bir tv ekibi paranormal program çekmektedir. Yeni çekim yapacakları mekan ise bir akıl hastanesidir. Şehir efsanelerine göre bu hastane doğaüstü varlıkların toplanma mekanı olmuştur. Klişeli ekibimiz buraya giderler ve olaylar gelişir.
Korku, gerilim jumpscare gırla. Böyle anlattığıma bakmayın gerçekten ürkütücü ve güzel bir filmdir.
Karadedeler Olayı (2011)
1998 yılında bir köyde yaşanan garip olayların haberleri gazeteci H.B.’nin dikkatini çeker. Gazetecimiz kamerasını da kaptığı gibi köye gider. Köylü orayı cinlerin bastığına emindir. Kaldığı süre boyunca ufak tefek olaylar dışında pek gizem göremeyen H.B. kamerasını küçük bir çocuğa bırakarak köyden ayrılır.
Bu filmin kesinlikle hakkının yenildiğini düşünüyorum. Tam bir found footage örneği ve oldukça da başarılı. Bırakın artık Türk filmlerine haksız… neyse çok da abartmamak lazım.
Yorum yap