Hepinize merhabalar sinefiller. Uzun bir aradan sonra yine birlikteyiz. Bu hafta sizlere iki muhteşem oyuncu yüzünden başladığım ama bağımlısı olduğum ve yeni sezon için yanıp tutuştuğum bir dizi eleştirisiyle geldim. Our Flag Means Death.
David Jenkins tarafından yaratılmış fakat aslında ana karakter olan Stede Bonnet’in gerçek hayat hikayesinden esinlenilmiş olan 2022 yapımı bu dönem komedi dizisinin başrollerinde Rhys Darby, Taika Waititi yer almakta. Diğer oyuncular ise; Joel Fry, Samson Kayo, Ewen Bremner, Nat Faxon, Mathew Maher, Nathan Foar, Vico Ortiz, Con O’Neill, Kristian Nairn, Samba Schutte, David Fane. Tayfa çok olunca kadro da kabarık oluyor tabi ki.
Ahoy Ahoy Kaptan ..!
Stede Bonnet, aileden saygın bir aristokrattır. Daha küçükken, hayatı planlanmış ve ona seçim şansı sunulmamıştır. Babasının istediği gibi yetişmiş ve ona uygun görülen kadınla evlenmiş ancak asla geçmeyen bir arzuyla yanıp tutuşmaktadır. Karısıyla defalarca konuşmaya çalışmasına rağmen, ona bir mektup bırakarak kaçar. Yaptırdığı gemisi “Revenge” ve kiraladığı tayfalarla birlikte denize açılır. Bir asil ve kibar olmasından dolayı kendisine “Centilmen Korsan” diyerek denizlerde “Karasakal” gibi nam salan bir korsan olmayı ister. Kaderin cilvesi onu gerçekten de Karasakalla karşılaştırır. Birbirlerine yakınlaştıkça işler daha kanlı ve eğlenceli hale gelir.
Revenge Mürettabatı
Stede Bonnet – Hayatından memnun olmayan, hiç bir yeteneği olmamasına rağmen korsan olmak için ailesini terk eden zengin Barbadoslu bir toprak sahibi. Yaptırdığı gemisi “Revenge” ile denizlere açılır.
Nathaniel Buttons – Stede’in sık sık tavsiye aldığı, martılarla konuşabilen birinci kaptan. Kuş dönüşümü büyüsü yaptıktan sonra martıya dönüşüp, uçup gidiyor.
Frenchie – Mürettebatın maceralarını sık sık anlatan bir üye.
Oluwande Boodhari – Stede’e sempati duyan ve onu tehlikelerden uzaklaştırmaya çalışan aklı başında bir üye. Jim’le ilişkileri çok karışık.
Lucius Spriggs – Gemide yaşanan olayların kaydını tutan yazıcı ve Stede’in duygularıyla yüzleşmesine de yardımcı oluyor.
Jim Jimenez – İspanyol Jackie’nin kocalarından birini öldürdüğü için başına ödül konan, Oluwande sayesinde ekibe dilsiz biri gibi davranarak katılan üye.
Black Pete – Blackbeard ile çalıştığını iddia eden, sinirli üye. Daha sonra Lucius’un kocası oluyor.
Roach – Satır kullanan aşçı/doktor olan üye.
Wee John Feeney – Ateşe takıntılı üye.
Blackbeard Mürettebatı
Blackbeard – Edward “Ed” Teach adında sonradan Blackbeard olmuş kişi. Hayatından sıkılmış biri. Korkunç unvanının, hayatını kolaylaştırdığını ve bütün heyecanı yok ettiğini düşünüyor. Izzy’den Bonnet’le ilgili şeyler duyduğunda ona ilgi duymaya başlıyor ve onu aramaya gidiyor.
Izzy Hands – Blackbeard’ın altında uzun yıllar görev yapmış olan birinci kaptan. Sesi çok güzel. Bunu demesem olmazdı. La vie en rose şarkısını söylemesi çok etkileyiciydi.
Fang – Mürettebatın duygusal üyesi.
MERAKLI GERÇEK
Bu diziye Rhys yüzünden başladım. Onun o sevimliliği beni benden alıyordu ta ki Taika’nın badboy tarzını görene kadar. Aşık oldum adama bu dizide. What We Do in the Shadows filminde de çok beğenmiştim onun oyunculuğunu. Taika’yla ilgili şunu da söylemek istiyorum. Dizide oynamasından önce diziye yapımcı ve yönetmen olarak katılmıştı zaten. David, her zaman onu Karasakal olarak düşünmüş ve teklif de bulunurken de; “Karasakalımız bir efsane, bir sevgili, bir dövüşçü, taktiksel bir deha, şiirsel bir ruh ve muhtemelen delidir. Bu rolü yalnızca bir kişi oynayabilir.” BL dizisi olduğunu bilmeden konusu nedeniyle izlemiştim ama dizi LGBTQ karakterler nedeniyle de eleştirmenlerden tam not almıştı.
Dönem dizilerini hep sevmişimdir. Dönem kıyafetleri, aksesuarları, müzikleri. Sanki başka bir evren gibi büyülüyor beni. Ama bu daha farklı olmuş sanki. Komedi kategorisinde olduğundan belki ama bu sizi yanıltmasın vahşet de yok değil. O kanlı yağmaları da görüyoruz ama en çok aşkı görüyoruz. Korsanlara hiç bu açıdan bakmamıştık cidden. Duyguları olan ve bunlar hakkında konuşan bir sürü hassas erkek var. Kaya kadar sert ve erkeklere hükmeden kadınlar da yok değil. 20 kocalı Jackie cidden beğendiğim bir karakter 🙂
David diziyi 3 sezon olarak planlamıştı. Bu yazıyı 3. sezon onayıyla, belki de onu da izledikten sonra bir bütün hikaye olarak aktarmak isterdim ama uzun bekleyişler sonunda onay alamadı maalesef. Muhtemelen homofobikler yüzünden iptal olduğu yönünde haberler var. 2 sezonluk yarım bir hikaye olarak, oyuncu kadrosu harika ve hikayesi orijinal olmasına rağmen devam edemeyen diziler mezarlığına gömdük. Yine de… içinde bolca absürtlük, komedi ve her duyguyu derinlemesine yaşayan ve aktaran 18 bölümden oluşan bir dönem dizisi ve izlemeye değer.
Şimdiden iyi seyirler.
Yorum yap