Eyes of Wakanda (2025) İncelemesi: Marvel’ın Hikayeden Yoksun Aksiyon Maratonu

Eyes of Wakanda (2025) İncelemesi: Marvel’ın Hikayeden Yoksun Aksiyon Maratonu

Oğuz Kaan Bekar tarafından ·
Kasım 29, 2025

Eyes of Wakanda, daha açılış ekranında izleyiciye net bir mesaj veriyor: “Biz sadece markayı sürdürüyoruz, derinlikli bir hikâye beklemeyin.” Dizi, senaryoyu tamamen rafa kaldırıp, aksiyon koreografisini ana ürün olarak konumlandırmış durumda. Marvel gibi dev bir prodüksiyondan en azından tutarlı bir karakter omurgası veya dramatik bir motivasyon beklersiniz; ancak sonuç koca bir hiç.

Anlatı tarafında adeta çöl rüzgârları esiyor. İzleyici olarak bir noktadan sonra kendinizi şu soruları sorarken buluyorsunuz: “Niye bu sahneyi izliyorum? Bu karakter kim? Bu olay neden önemli? Marvel neden hâlâ tadı kaçmış sakız kıvamında içerikler üretmekte ısrar ediyor?” Dizinin size verdiği cevap ise her bölümde suratınıza çarpan bir gerçekle sınırlı kalıyor: “Sorgulama, sadece izle.”

Bölüm 1: Tarihin Başlangıcı İddiası ve Kuru Gerçekler

İlk bölümde dizi büyük oynamaya çalışıyor ve “Wakanda’nın başlangıcı, ilk tehdit, Dora Milaje’nin ilk tohumları” gibi iddialı temalarla yola çıkıyor. Ancak içerik ne yazık ki bu iddiaların altında eziliyor.

Karşımızda yüzü gözü belli olmayan paralı askerler, motivasyonu belirsiz genç savaşçılar ve arka planda sürekli parlayan vibranyumdan başka bir şey yok. Çatışmaların hiçbir derinliği bulunmuyor. Senaryonun işleyiş mekanizması ise oldukça kısır:

  • Bir tehdit beliriyor.
  • Wakandalılar kaşlarını çatıyor.
  • Aksiyon başlıyor.
  • Son.

Hepsi bu kadar. Hikâye, duygu veya karakter derinliği hak getire. “Tarihin kırılma anı” olarak lanse edilen olaylar, maksimum yarım bir çatlaktan öteye gidemiyor.

Bölüm 2: Derinliksiz Siyaset ve Belirsiz Motivasyonlar

“Belki ikinci bölümde karakterlere yatırım yaparlar” diyerek umutlanıyorsunuz ama dizi bu beklentiyi de boşa çıkarıyor. Belli ki yapımcıların böyle bir niyeti hiç olmamış.

Wakanda iç siyaseti ve hanedan dengelerinden bahsediliyor ancak karakter motivasyonları yine havada kalıyor. Bir karakterin ihanet ettiği gösteriliyor ama neden? Kime kızgın? Ne istiyor? Neye karşı? Senaryo bu sorulara “Bilmiyoruz, gerek de görmedik” tavrıyla yaklaşıyor.

Bu bölümün en trajikomik yanı ise vibranyum tesisine yapılan sabotaj. Sabotaj var ama neden yapıldığına dair tek bir açıklama yok. İzleyici olarak “Tamam, bir olay oldu ama bunun evrendeki karşılığı ne?” diye soruyorsunuz. Dizinin cevabı yine aynı: “Olay oldu işte, aksiyona geçelim.” Bu haliyle proje, yaz aylarında Disney+ kataloğunu doldurmak için çekilmiş bir “yan ürün” hissiyatı veriyor.

Bölüm 3: Küresel Tehdit ve Hız Kesmeyen Kovalamaca

Üçüncü bölümde iş artık bir sabır testine dönüşüyor. Kolonyal güçlerin vibranyumu keşfetmesi ve Wakanda’nın ilk kez küresel ölçekte bir tehdit algılaması kulağa epik gelse de, uygulama yine sınıfta kalıyor.

İçerikte sadece takip sahneleri, gece baskınları ve bitmek bilmeyen koşuşturmacalar var. Hikâye yine yok. Dizinin mizanseni şu döngüden ibaret:

  • Bir olay gerçekleşiyor.
  • Dora Milaje koşuyor.
  • Başka bir olay oluyor.
  • Dora Milaje daha hızlı koşuyor.

Aksiyon güzel mi? Evet, görsel olarak tatmin edici. Ancak içerik, içi boş bir enerji içeceği gibi; adrenalin var ama besleyicilik sıfır.

Bölüm 4: Modern Çağda Değişmeyen Yüzeysellik

Modern çağ bölümü için “Hiç olmazsa buraya bir karakter draması sıkıştırırlar” diye bekliyorsunuz. Yapmamışlar. Dora Milaje’nin yurtdışı operasyonları ve karaborsacıların vibranyum çalma girişimleri güzel bir giriş sunsa da, karakterlerin kişisel hikâyeleri yine yok.

Karakterler konuşuyor ama içerik ıslak bir peçete kadar ince. “Bu insanlar neye inanıyor? Ne kaybettiler? Ne istiyorlar?” diye soruyorsunuz. Marvel ise “Boş ver, bak nasıl zıpladılar” diyerek dikkatinizi dağıtmaya çalışıyor. Bu bölümü izlerken, diyalog yerine sadece “görsel gürültü” sunulması nedeniyle izleyicinin zekasıyla alay edildiğini hissediyorsunuz.

Bölüm 5: Duygudan Yoksun Final

Final bölümünde dizi aniden dramatik bir havaya bürünmeye çalışıyor. Geçmiş Dora Milaje öğretileriyle modern ideolojinin çatışması işlenmek isteniyor ama karakterler o kadar işlenmemiş ki, dramatik sahnelerin altı tamamen boş kalıyor.

Arşiv odasına yapılan saldırı gibi olaylarla “Bakın her şeyi birbirine bağladık” mesajı verilmeye çalışılıyor. Ancak bağlanan tek şey, beş bölüm boyunca anlatılanın “Wakanda hep korunuyordu, Dora Milaje her dönem vardı” gibi zaten herkesin bildiği basit bir cümleden ibaret olduğu gerçeği. Final jeneriği akarken ağzınızdan dökülen tek cümle şu oluyor: “Gerçekten bu muydu?”

Sonuç: Marvel İzleyicisinin Sabrına Saygı Duruşu

Eyes of Wakanda’nın temel sorunu şu: Dizi bir hikâye anlatmıyor, sadece aksiyon gösteriyor.

Marvel hâlâ “Yeterince parlak sahne koyarsak izleyici senaryo boşluğunu unutur” yanılgısına inanıyor. Ancak izleyici artık unutmuyor. Bu dizinin en büyük hatası, izleyiciyi ciddiye almaması. Karakterleri tanıtmıyor, bağ kurdurmuyor, dramatik bir yatırım sunmuyor. Sadece aksiyon olunca da ortaya atmosferi Wakanda olan ama zeka seviyesi düşük bir “Hızlı ve Öfkeli” taklidi çıkıyor. Hızlı ve Öfkeli en azından kendi saçmalığının farkında; Eyes of Wakanda ise o farkındalıktan bile yoksun.

Özetle: Sinir bozucu derecede yüzeysel, bağlamsız ve karakter yoksunu bir mini dizi. İzleyene hiçbir şey vadetmiyor. Sadece “izle ve geç” diyor, ama her bölümde “Neden buradayım?” sorusunu sordurduğu için geçmek pek mümkün olmuyor. Marvel’ın en boş işlerinden biri.

Alternatif Öneriler

Keşke en azından kabile mistisizmi gibi konulara girselerdi, o zaman Sheena benzeri keyifli maceralar izleyebilirdik. Ancak yapımcılar hikâye anlatmak yerine sadece dövüş izletmeyi tercih etmiş. O halde Wakanda tarihini anlatma iddiasına neden giriştiler, anlamak güç.

Eğer dizinin yapmaya çalıştığı temayı ve atmosferi gerçekten hissetmek istiyorsanız size daha iyi önerilerimiz var:

  • Film Önerisi: Sheena: Queen of the Jungle (1984)
  • Müzik Önerisi: Toto – Africa
Oğuz Kaan Bekar

Oğuz Kaan Bekar

Ben BraveStrike liseliyim ve bass gitaristim.Geek kültürü, sinema ve RPG'ler hakkında yazıyorum. Filmlerin, oyunların ve çizgi romanların ardındaki derin alt metinleri keşfediyorum.

Yorum (0)