Colossus, Marvel Evreni’nde Piotr Rasputin olarak bilinen, vücudunu organik çeliğe dönüştürebilen ve X-Men ekibinin fiziksel olarak en güçlü üyelerinden biridir. Deadpool filmlerinde ise Wade Wilson’ın kaotik, şiddet dolu ve ahlaki açıdan gri doğasına karşı, kuralcı bir ahlak pusulası ve denge unsuru olarak öne çıkmaktadır.
Colossus ve Deadpool İlişkisi Nedir?
Ryan Reynolds’ın hayat verdiği Wade Wilson, özel kuvvetlerden emekli olmuş, kanser teşhisi sonrası uygulanan deneysel tedavilerle Deadpool‘a dönüşmüş bir anti-kahramandır. Hızlandırılmış iyileşme yeteneği, deforme olmuş cildi ve çarpık mizah anlayışıyla tanınan Wade, geleneksel süper kahraman kalıplarına uymaz.
İşte tam bu noktada Colossus devreye girer. Bryan Singer’ın X-Men filmlerindeki çatışma dinamiklerinin aksine, Deadpool serisindeki çatışma daha çok karakterlerin zıtlığı üzerine kuruludur:
- Wade Wilson: Kuralsız, şiddet yanlısı ve fevri.
- Colossus: Nazik, kuralcı ve klasik bir kahraman.
Bu zıtlık, Deadpool iri yarı metal mutant ile karşılaştığında kaçınılmaz bir mizahi ve fiziksel çatışmayı beraberinde getirir. Piotr Rasputin, Wade’i sürekli olarak “süper kahraman” olma yoluna sokmaya çalışırken, Wade bu durumu kendi lehine (genellikle şiddet içeren yollarla) kullanır.

Rob Liefeld: Colossus Sadece Bir Cameo Değil
Deadpool’un yaratıcısı Rob Liefeld, karakterin beyaz perdedeki yolculuğunda Colossus’un önemine sık sık dikkat çekiyor. Amazing Hawaii Comic Con‘daki soru-cevap oturumunda Liefeld, hayranların merak ettiği konuya açıklık getirdi ve Colossus’un önceki X-Men filmlerindeki küçük rollerinden çok daha fazlasını hak ettiğini belirtti:
“Colossus’u seveceksiniz. Fox umarım kızmaz ama Colossus filmde bir görünüp kaybolmayacak, ciddi anlamda filmde yer alacak.”
Bu açıklama, karakterin sadece bir görsel efekt şovu olmadığını, hikayenin merkezinde yer alan bir dayanak noktası olduğunu kanıtlıyor. Hatta senaristler bir dönem filme Wolverine kameosu eklemek isteseler de, Colossus’un varlığı filmin dinamiğini tek başına taşımaya yetiyor.
Wade Wilson ve Piotr Rasputin Zıtlığı
Colossus, X-Men’deki en güçlü mutantlardan biri olmasına rağmen, Deadpool karşısında gücünden çok sabrını kullanmak zorunda kalıyor. Fragmanda ve filmlerde görüldüğü üzere, Wade Wilson paralı asker kimliğiyle küstahlaştığında, Colossus onu kelimenin tam anlamıyla (ve mecazen) savurmak için can atıyor.
Bu ikilinin kimyası, filmin başarısındaki en büyük etkenlerden biri. İzleyiciler, Stan Lee’nin eğlenceli cameoları kadar, Colossus’un Deadpool’un saçmalıklarına verdiği tepkileri de seviyor.
X-Men Evreninde Colossus’un Geleceği
Colossus daha önce diğer X-Men filmlerinde görünse de, Deadpool serisi ona hak ettiği derinliği kazandırdı. Youtube’a sızdırılan görseller ve gelen olumlu eleştiriler, 20th Century Fox’un (şimdiki adıyla 20th Century Studios) bu karakteri daha verimli kullandığını gösteriyor.
Stüdyonun Marvel ve DC ile rekabet edebilmesi için:
- Hayranların favori karakterlerine (Colossus gibi) daha esaslı roller vermesi,
- Gişe başarısızlıklarından (örneğin Fantastic Four) ders çıkarıp yeni kahramanlar yaratması,
- Karakter tasarımlarında orijinale sadık kalması gerekiyor (Bkz: Deadpool 2 karakter tasarımları).
Sonuç olarak, Deadpool ve Colossus, modern süper kahraman sinemasının en uyumsuz ama en eğlenceli ikililerinden biri olmayı başarmıştır.
Sıkça Sorulan Sorular
Colossus, Deadpool filminde Wade Wilson’ı X-Men’e katılmaya ikna etmeye çalışan, ahlaki değerlere sahip bir mentor ve fiziksel güç unsuru olarak yer alır.
Piotr Rasputin, tüm vücudunu organik bir çelik zırha dönüştürebilir. Bu formdayken insanüstü güce, dayanıklılığa sahip olur ve nefes almaya ihtiyaç duymaz.
Onlar müttefiktir ancak yöntemleri zıttır. Colossus kurallara uyan bir kahraman iken, Deadpool kuralsız bir anti-kahramandır. Bu durum aralarında sürekli tatlı-sert bir çatışma yaratır.


Yorum (0)