FromSoftware, oyun dünyasının tam kalbine Demon’s Souls ile bir hançer sapladığında, aslında hepimizin mazoşist tarafını uyandıran devasa bir alt türün temellerini atıyordu. Dark Souls serisiyle bu formül küresel bir fenomene dönüştü ve hepimiz “You Died” yazısını görmekten garip bir haz alır olduk. Ancak, son yıllarda çıkan her üç bağımsız oyundan ikisinin kendisine “Soulslike” etiketini yapıştırması, sektörde ciddi bir metal yorgunluğu yarattı. Tam da bu noktada, okyanusun derinliklerinden gelen ve sırtında çöp taşıyan bir yengeç, hepimizin aklından geçenleri dile getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen ve “kabuklu aksiyon-RPG” olarak tanımlayabileceğimiz Another Crab’s Treasure‘ın geliştiricisi Aggro Crab, bu kısır döngüye sert bir çıkış yaptı. Stüdyonun kreatif direktörü Caelan Pollock, Game Informer’a verdiği demeçte, geliştiricilerin sürekli aynı formülü tekrar etme çabasını eleştiriyor. Pollock’un şu sözleri aslında durumu özetlemeye yetiyor: “Oyunlara ‘Soulslike’ demenin, pek çok geliştiriciyi sürekli Dark Souls’u yeniden yaratma döngüsüne hapsettiğini düşünüyorum. Ve bence, en iyi Dark Souls oyunu zaten yapıldı; onun adı da Dark Souls.”
Soulslike Nedir ve Neden Bu Kadar Taklit Ediliyor?
Pollock’un bu çıkışı, Türkiye’deki oyun topluluklarında da sıkça tartıştığımız “Soulslike nedir?” sorusunu tekrar gündeme getiriyor. Sadece stamina barını yönetmek, ağır hareket mekanikleri eklemek veya oyuncuyu her köşe başında cezalandırmak bir oyunu Soulslike yapar mı? Yoksa mesele, kaybedilen ruhları (veya bu oyunda olduğu gibi mikroplastikleri) geri toplama gerilimi mi?
Pek çok stüdyo, FromSoftware’in başarısını kopyalamak isterken aslında Miyazaki’nin eserlerinin “kusurlu mükemmelliğini” ıskalıyor. Pollock’a göre Dark Souls derinlemesine kusurlu bir oyun ve tam da bu yüzden endüstride bu kadar büyük bir yankı uyandırdı. Orijinal oyunun o kendine has hantallığını veya bazen adaletsiz hissettiren anlarını birebir kopyalamaya çalışmak, ortaya ruhsuz (kelime oyunu yapmıyoruz) bir taklit çıkarmaktan öteye gitmiyor.

Dark Souls Benzeri Oyunlar Arasında Fark Yaratmak
Aggro Crab ekibi, bu kalabalık türün içinde kaybolmamak için riskli bir kumar oynadı ve kazandı. Another Crab’s Treasure, kasvetli gotik kaleler veya çürüyen krallıklar yerine, bizi iklim değişikliğiyle kirlenmiş rengarenk bir okyanus altına götürüyor. Bir yengeci kontrol ettiğimiz oyunda, plastik bardaklardan veya teneke kutulardan kendimize zırh yapıyoruz. Bu, “zor oyunlar” kategorisinde görmeye alıştığımız o ciddi havayı dağıtan harika bir nefes.
Ekip, Soulslike türünün sadece karanlık fanteziden ibaret olmadığını, türün sınırlarının çok daha genişletilebileceğine inanıyor. Oyuncuların artık aynı şablonun farklı renklerini oynamaktan sıkıldığını fark eden stüdyo, mekanikleri koruyup atmosferi tamamen değiştirerek aslında “En iyi Soulslike oyunlar” listelerine girmeyi başarıyor.
Sonuç olarak, biz oyuncular olarak meydan okumayı seviyoruz. Ancak bu meydan okumanın, 2011’den kalma tasarım hatalarını “özellik” gibi sunarak değil, Another Crab’s Treasure gibi taze fikirlerle önümüze gelmesini istiyoruz. Eğer bir geliştiriciyseniz ve bir sonraki projenize başlıyorsanız, lütfen bize bir başka “Lordran ama farklı” haritası çizmeyin. Çünkü Pollock’un da dediği gibi, o oyun zaten yapıldı ve hala taş gibi yerinde duruyor.


Yorum (0)