Altın Çağ statükosunu temel alırsak, Wonder Woman: Earth One grafik romanları Amazonların kahramanını on yıllardır gitmediği noktalara götürdü.
Üç ciltlik Earth One serisinin ilk kitabı, Gal Gadot’un Batman v Superman: Dawn of Justice ile DCEU’ya ilk çıkışını yapmasından hemen sonra yayınlandı ve yeni bir süreklilik içerisinde karakteri kökten değiştirdi. Yaratıcılar William Moulton Marston ve H.G. Peter’ın orijinal Altın Çağ statükosundan esinlenen alışılmadık seri, on yıllardır karakterde kullanılmayan temalara değindi. Şimdilerde de Dünya Bir’in son cildi çıktığına göre gelin şu dönüşüme ayrıntılı olarak bakalım.
Wonder Woman: Earth One, Superman, Batman ve Teen Titans için çıkan grafik romanların da geçtiği Earth One dizisindeki dördüncü başlıktır. Hepsi de sözde aynı Dünya üzerinde olmasına rağmen, özellikle son ikisi, kendi devamlılıkları içerisindeler gibi hissediyorlar.
Hikaye, karakter için çok alışılmadık bir şekilde, tipik aksiyon ve süper kahraman unsurlarının çoğundan kaçınarak Marston’un karaktere yüklediği yıkıcı, sanatsal yaklaşımı lehine kullanıyor. Aynı şekilde, Paquette’in neredeyse neoklasik sanatı anlayışı, bir şekilde H.G.Peter’ın Altın Çağ sanatını anımsatmakta. Paradise Island’a düşen Steve Trevor ile Man’s World’e kaçtığı için yargılanan bir Diana var karşımızda. Dış dünyadaki farklılıklar karşısında şaşkına dönerek hızla bir süper kahramana dönüşen ve bu süreçte de Etta Candy adlı Beth Candy’nin dostluğunu kazanan bir insanlık hikayesi de işleniyor ayrıca.
Candy, Altın Çağ’da olduğu gibi, yıllardır karakterde görünmeyen bir tasviri kucaklayan Holiday Girls kardeşliğinin bir üyesi. Steve Trevor bu dünyada siyahi bir adam olarak tasvir ediliyor ve Kraliçe Hippolyta’nın Amazonlara öğrettiği erkeklerin güvenilmez yaratıklar olduğu inancından sapması için Diana’yı ikna etmede çok önemli bir rol oynuyor bu durum. Wonder Woman’ın annesine meydan okumasında, karakterdeki en büyük değişiklik ortaya çıkıyor. Hippolyta, Diana’nın babasının aslında çılgın yarı tanrı Herkül olduğunu kabul etmek zorunda kalıyor bu noktada. Bu, Yeni 52’nin Wonder Woman’ın geleneksel kil kökenini Zeus’un kızı olarak tartışmalı bir şekilde değiştirmesinden sadece birkaç yıl sonra yayınlanan bir hikaye üstelik.
2. ve 3. Cilde Kısa Bir Bakış
Morrison ve Paquette’in karaktere getirdiği alışılmadık ve farklı açı, kitabın 2018 devamında da yerini buldu. Serinin 2. cildi, Wonder Woman’ın dünya çapında köklü ve ünlü bir süper kahraman haline gelmesiyle devam ediyor. Bu saygı duyulan statü, onu iktidardakiler, yani giderek artan şöhretiyle nasıl başa çıkacaklarını planlamaya başlayan Pentagon için de bir tehdit haline getiriyor. Bu sürekliliğin güçsüz ama çok daha geleneksel olarak çekici olan Dr. Psycho versiyonu Dr. Leon Zeiko’da onu alaşağı etmek isteyenlerden birisi.
Steve, kendisinden daha zayıf olanları istemeden nasıl korkuttuğunu anlattığında Wonder Woman görevinin başarısından şüphe etmeye başlar. Bu arada, Amazonların eski bir Nazi düşmanı Man’s World’ü Wonder Woman’ı da yanına alıp topyekün yönetmek için komplo kurmaktadır.
Kitap, Wonder Woman ile değil Diana ile sona erer, tekrar Cennet Adası’nda Amazonlar Kraliçesi olarak yerini alan Diana’yla. Maxwell Lord’un A.R.E.S. Birimler artık Themyscira’yı kuşatmaya hazırdır, insanoğlunun dünyasındaki nefretin çoğunun Savaş Tanrısı’nın karanlık güçlerinden kaynaklandığından korkan Diana bu sefer Lord’a karşı gelmek zorundadır. Wonder Woman, evini korumak ve dünyaya gerçekten barış getirmeye çalışmak için Amazon’un sayısız kabilesini birleştiren bir lidere dönüşerek Altın Çağ’daki lider rolünü tekrar kazanacaktır kısacası.
Yorum yap