Çizgi roman dünyasında kartlar yeniden dağıtılıyor ve bu sefer dağıtıcı bizzat Bruce Wayne. Scott Snyder’ın kaleme aldığı ve okuyucuları derinden sarsan Endgame serisinin finalini hatırlarsınız; Batman, ezeli düşmanı Joker ile birlikte mağaranın karanlıklarında ölüme terk edilmişti. Ancak çizgi roman evreninin yazılı olmayan kuralı bellidir: Ölüm, genellikle daha büyük bir geri dönüşün başlangıcıdır.
Beklenen o büyük geri dönüş nihayet gerçekleşti fakat şartlar alıştığımızdan çok daha radikal. DC Comics, Free Comic Book Day (FCBD) sayısında Gotham’ın koruyucusunu sadece kostümlü bir dedektif olarak değil, kelimenin tam anlamıyla bir Tanrı suretinde karşımıza çıkardı.
Batman Nasıl Bilgi Tanrısı Oldu? Darkseid Savaşı
Bu devasa değişimin merkezinde, tüm DC Evreni’ni kökünden sarsan Darkseid War (Darkseid Savaşı) hikayesi yatıyor. Darkseid ve Anti-Monitor gibi kozmik güçlerin çarpışması, kahramanlarımızı kaçınılmaz bir kaosa sürüklüyor. Bu süreçte kaderi en sert değişen isim ise şüphesiz Bruce Wayne oluyor.
Hikayenin kırılma noktasında Batman, Yeni Tanrılar’dan (New Gods) Metron’a ait olan efsanevi Mobius Sandalyesi‘ne (Mobius Chair) oturmak zorunda kalıyor. Bu kozmik taht, sahibine evrendeki var olan tüm bilgiye anında erişim gücü veriyor. Sonuç mu? Batman artık suçluları yumruklayan bir kanunsuzlardan öte, evrenin tüm sırlarına vakıf bir Bilgi Tanrısı.
“Bat-God” Konsepti ve Adalet Birliği’ndeki Dengeler
Efsanevi yazar Geoff Johns’un kaleminden çıkan bu senaryo, hayranları ikiye bölmüş durumda. Bir yanda zekası ve insan sınırlarını zorlayan iradesiyle kazanan klasik Batman’i sevenler; diğer yanda “Bat-God” konseptinin getirdiği sonsuz olasılıklara heyecanlananlar. Sandalyeye oturduktan sonra Batman’in kostümünde beliren neon ışıklar ve tasarımsal değişiklikler de bu tanrısal statüyü vurguluyor.
Artık Gotham sokaklarında sıradan hırsızları kovalayan birinden ziyade, Justice League hikayesinden alışık olduğumuz güç dengelerini tek başına değiştirebilecek bir varlığa bakıyoruz. Sandalyenin verdiği mutlak bilgi, Bruce’un zaten tehlikeli olan stratejik zekasıyla birleşince ortaya durdurulması neredeyse imkansız bir güç çıkıyor.
Bu durumun kalıcı olup olmayacağı veya Bruce Wayne’in bu muazzam gücün yozlaştırıcı etkisiyle nasıl başa çıkacağı serinin en büyük merak konusu. Ancak şurası kesin ki; DC Comics, hayranlarını şaşırtmayı ve Kara Şövalye efsanesine beklenmedik katmanlar eklemeyi çok iyi başarıyor.
Peki siz bu “Tanrısal Batman” modu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Batman, sadece zekası ve teknolojisiyle mi kalmalı, yoksa bu tür kozmik güçler ona yakışıyor mu? Yorumlarda tartışalım!
Yorum (0)