2018 yapımı Banana Fish, açıkçası benim için “ne umduk, ne bulduk” tadında bir anime oldu. Tabii bu kötü anlamda değil. Aksiyon ve gerilim diye başladığım animenin sonunda gözyaşları dökeceğimi hiç tahmin etmezdim. Gelin Banana Fish’i yakından inceleyelim.
** Yazının bundan sonrasını King Gnu – Prayer X eşliğinde okumanızı tavsiye ederim**
Amerikan Rüyası mı? Kalsın! – Banana Fish Konusu
Ash Lynx, Dino adında bir mafya babası tarafından yanına alındıktan sonra istismar, şiddet vb. gibi tatsız şeylerle kötü çocukluk geçirmiş, yalnız ve mutsuz genç bir çete lideridir. Henüz 17 yaşındaki Ash, çevresindeki tek aile üyesi olan abisinin gittiği savaştan beklenmedik bir hasarla döndüğünde işin aslını araştırmaya karar verir. Araştırmaların sonu her zaman “Banana Fish” e çıkmaktadır.
Eiji Okumura ise 19 yaşında o eski bir sırıkla atlamacı ve fotoğrafçı asistanıdır. İşi gereği Ash ve çetesiyle röportaj yapmaya geldikten sonra hayatı artık eskisi gibi olmayacaktır.
Bu ikilinin birleşmesiyle beraber ABD sokaklarında uyuşturucu, mafya ve silahlarla dolu bir maceraya atılıyoruz. Fırsatların ülkesi ABD mi yoksa karanlık bir çukur mu?
*Yazının buradan sonrası spoiler içerir!!*
Sayonara Dostum! – İnceleme
Anime pek çok koldan ilerleyen hareketli bir yapıya sahip. Aksiyonu bol, temposu hemen hemen hiç düşmüyor. Fakat kurduğu gizem sezonun yarısında çözüldüğü için açıkçası biraz motivasyonunu kaybediyor. Konu biraz klişe gelebilir, hatta demode sahneler de var. Fakat ben bunu 2018 yapımı olmasına rağmen mangasının 1998 olmasına bağlıyorum.
Gelelim bir diğer konu olan bazı izleyicilerin “shounen ai” olarak saymasına. Açıkçası shounen ai olduğunu hiç düşünmüyorum. Bir kısım da gösterilen istismar ve Ash’in Dino yanındaki duruşu gibi noktalar bu türün özelliklerinden ziyade daha çok hikayenin karanlık tarafını yansıtmaya yönelikti. Eiji ve Ash arasındaki ilişkiye gelirsek nereden bakarsanız öyle. Bana kalırsa cinselliğin ötesinde derin bir aşk iken kimisine göre derin bir dostluktu. Ayrıca izlerken ne fark eder diyeceksiniz çünkü burada karakterlerin hikaye içindeki yerleşimi bunu önemsiz kılıyor. Fakat yine de hassasiyetiniz varsa bu animeden uzak durmanızı tavsiye ederim.
Çok sert sahneleri olan, çok sert bir anime Banana Fish. Ağlar geçerimden ziyade daha çok bir yumru gibi içinize oturan türden. Ash ve Eiji’nin hikayesi kader motifi üzerinden bence çok güzel yansıyor bizi. Ash gibi ne olursa olsun kaderden kaçamazsın düşüncesi mi yoksa Eiji gibi insanlar kaderinin değiştirebilir mi düşüncesiyle baş başa kalıyorsunuz. Hatta Ash gerçekten affedilmeyi ve Japonya’da temiz bir başlangıcı hak ediyor muydu? diye düşünüyorsunuz. Burada Japonya’da temiz başlangıç ise anime boyunca gözümüze sokulan bir şey. Çünkü ABD kötüyken Japonya iyi propagandasını çok sık görüyoruz.
Burada müzikleri için özel bir parantez açmak istiyorum. Sanırım animenin en etkili yanlarından biri de müzikleriydi. Geçmeye kıyamadığım açılış ve kapanışlara sahipti.
İncelememin sonuna gelirken, Banana Fish benim finalinde hüngür hüngür gözyaşı döktüğüm, “batsın bu dünya” dediğim bir yapım oldu.
Yorum yap