Bu yazıdaki konumuz 1966-1971 yılları arasında yayınlanmış olan ve aynı ismi tanışan gotik pembe diziden uyarlanmış olan Dark Shadows.
2012 yapımı olan bu film korku, fantezi ve komedi öğeleri içeriyor. Filmin yönetmeni benim hayranı olduğum Tim Burton. Tim Burton deyip de Johnny Depp ve Helena Bonham Carter demezsek ayıp olur tabi ki. Ayrıca filmin kadrosunda başka şahane oyuncular da var. Eva Green, Bella Heathcote, Michelle Pfeiffer, Jonny Lee Miller ve Christopher Lee de yer alıyor. Bu film Johnny’nin dizinin hayranı olması sayesinde çekildi ayrıca kendisi filmin yapımcılığını da yaptı.
Tim Burton’ın Yaratıkları ile Tanışın – Dark Shadows
Hikayemiz 1760’da bir gemi yolculuğuyla başka bir kıtaya gelmiş olan Collins ailesiyle başlıyor. Bir sahil kasabasına yerleşip balıkçılık mesleğini icra ederek bulundukları kasabayı büyüten ve zenginleştiren aile Collinwood’un büyümesine oranla büyüyen ailenin tek çocuğu Barnabas Collins (Johnny Depp) evdeki hizmetçiyle muhtelif yerlerde oynaşıp onu terk ettikten sonra ve ailesinin ölmesiyle azıcık kafayı yer. Bu kederin içinde bir kardelen gibi güzelliğiyle onu büyüleyen Josette (Bella Heathcote) ile birbirlerine aşık olurlar. Kıskançlıktan deliye dönen hizmetçi kızımız yapacağını yapar ve bu ikisini lanetler. Josette ölür ve Barnabas da artık bir vampirdir ama bu da Angelique’ye (Eva Green) yetmez ve Barbanas’ı hapseder. 196 yıl sonra şans eseri Barnabas serbest kalır ve kaybettiği zamanı telafi etmeye çalışır.
MERAKLI GERÇEK
Gotik tarzda sevilen filmlerin yönetmeni Tim Burton tabi ki filmi izlemek için etken isim. Bir de üstüne J.Depp, H.B.Carter ve bakışıyla, duruşuyla, sesiyle accayip seksi kadın E.Green var. Daha ne olsun. Oyuncular şahane, oyunculuklar olağanüstü. Johnny’ye vampir olmak çok yakışmış farklı bir karizma katmış. Helena’yı daha sıradan ama yine de renkli bir karakter olarak almışlar. Eva’nın oyunculuk yelpazesinde bu tarz bir karaktere de bürünmesi beni hiç şaşırtmadı çünkü farklı roller bu kadına gidiyor. Günümüz diye tabir ettikleri yıl 1972 ve görüntüler şahane. Neonlu gotik bir ortam yaratılmış ve dönem kıyafetleriyle modernizmi de birleştirmişler. Ayrıca dönemin müziklerini de iyi seçmişler, ben çok beğendim. Müzikle ilgili bir de sürpriz var ki çok şaşırtmıştı beni. Alice Cooper. Evet yanlış okumadınız. O da filmde kendisini oynuyor 😀 Zaman geçirmek ve değişik görsel şölenler yaşamak isteyenleri
bu filmi izlemeye davet ediyorum. Şimdiden iyi seyirler.
Yorum yap