What If dizisi yayınlanan 9 bölümün ardından sezonu tamamladı. MCU’nun animasyon çalışmaları için önemli bir proje olan dizi aynı zamanda Watcher’ın sesinden bize harika hikayeler anlattı. Hikayeler o kadar güzeldi ki bazı bölümler kaliteli film senaryolarıyla eşit derecede muhteşemdi. O halde vakit kaybetmeden bu sezonun What If bölümlerinden spoiler içerecek şekilde kısaca bahsedelim.
Ya Captain Carter İlk Yenilmez Olsaydı – What If…?
Dizinin ilk bölümü What If’in genel konseptini bize tanıtan harika bir başlangıç bölümüydü. Bölümü beğenmeyenler Captain America: The First Avengers filminin kadın başrollü versiyonu diye eleştirse bile ben bölümden çok fazla keyif almıştım. Özellikle de Steve’in kaslı görünüşünün değil aklının ve kalbinin Peggy’i etkilediğini daha iyi anlamamız gerçekten anlamlıydı. Onların birlikte olan kısımları bölümdeki en çok sevdiğim kısımlardı. Steve, Hydra Stomper olarak da Captain Carter’la harika bir ikiliydi. Ayrıca Captain Carter bence MCU’nun en iyi feminist sembolü oldu. Live Action’da da görürsek çok mutlu olurum. Fakat animasyonlarda daha fazla şey yapabildikleri için bu şekilde gözükmeye devam ederse de benim için sorun olmaz.
Ya T’Challa Star-Lord Olsaydı – What If…?
Peter Quill’in beceriksiz, T’Challa’nın çok yetenekli bir kahraman olduğunu anlatan harika bir bölümle devam ediyoruz. Thanos gibi birisini bile konuşarak ikna eden T’Challa, Yondu’nun ekibiyle de galakside Robin Hood’culuk oynuyordu. Bölümdeki Nebula, Howard the Duck ve Collector karakterleri bölümü daha da zevkli hale getirmişti. Nebula’nın taraf değiştirip gibi gözüküp yaptığı oyun da harikaydı. Bu bölümün en duygusal tarafı ise Chadwick Boseman’ın sesini duymamızdı. T’Challa’yı muhteşem bir şekilde canlandırdığı için kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz. Huzur içinde uyusun…
Ya Dünya En Güçlü Kahramanlarını Kaybetseydi – What If…?
”Katil Kim?” konseptli bölümümüzün hikayesi gerçekten çok ilginçti. Avengers üyelerinin daha toplanmadan teker teker öldüğünü görüyorduk. Başlangıçta katilin Loki olduğunu düşünsem de bölüm beni şaşırtmayı başardı. Çünkü aslında katil karısından sonra kızını da kaybeden Hank Pym’in ta kendisiydi. Bu evrende Hope, Nick Fury adına çalışırken hayatını kaybetmişti. Bu durum ise Hank Pym’in vicdanının da kaybolmasına sebep vermişti. Bölümün sonunda Loki ve Nick Fury’nin anlaşarak Hank Pym’i alt etmesi de güzel bir kısımdı. Elbette Loki yine Loki’liğini yaptı ve dünyayı ele geçirdi. Ancak Captain Marvel’ın son sahnede gelmesi yüzünden Loki’nin saltanatının kısa süreceği belli oluyordu. Bir de Captain America’nın bu evrende henüz uyanmadığını unutmamak gerek.
Ya Doctor Strange Ellerini Değil Kalbini Kaybetseydi – What If…?
Hayatımızda bazen en sevdiğimiz kişileri kaybederiz. Hatta bazen bu kişi değil bir mekan, bir yemek, bir koku da olabilir. Öyle bir an gelebilir ki bir kaza sonucu yürüme yeteneğimizi veya başka duyularımızı bile yitirebiliriz. İşte böyle zamanlarda önümüzde iki seçenek olur. Bunlardan biri Evil Strange gibi geçmiş hayatımızda var olanlara kafayı takıp geçmişte yaşayarak kendimizi kandırmak ve gerçekleşmeyeceğini bile bile kendimizi ve en yakınımızdakilerin hayatını daha da kötü duruma sokmaktır. Diğeri ise diğer Doctor Strange’in yaptığı gibi bulunduğu konumu kabullenmek ve evreni koruma amacını kendine ilke edinerek yeni şeyler hakkında “çaba” göstermektir. Yani buradaki kabulleniş bir çaba göstermemek değildir, bu kabulleniş gücünün yetemeyeceği şeyleri kabullenmektir. Dizinin bu bölüm verdiği mesaj ve işlenişi ile kesinlikle en iyiler arasında olan bir bölümdü. Hatta en iyisi bile diyebiliriz.
Ya Zombiler… – What If…?
Klasik zombi filmi temalı ilginç bir bölümle seri devam ediyor. Infinity War döneminde geçen bölümde bildiğimiz bir sürü kahraman zombiye dönüşmüş durumda. Iron Man, Captain America ve Doctor Strange bunlardan bazıları. Durum böyle olunca dünya Thanos’un işgalinden bile daha fazla tehlike altına girmiş oluyor. Bu bölümde nihayet Spider-Man’i görüyoruz. Kendisi bildiğimiz gibi yine videolar çekmekle meşgul ve filmlerden referanslar veriyor. Konsept gereği bu sefer zombi filmleri tabi. Bölümün konusu ilginç olsa bile en az sevdiğim bölüm bu oldu. Çünkü ciddiyet ve komedi arasındaki dengeyi bir türlü tutturamamışlardı. Ancak bölümde Spider-Man ve Wasp arasındaki ilişkiyi sevdim. Özellikle de MCU’da adı anılmayan Uncle Ben nihayet duyuldu. Bu durum gerçekten hoşuma gitti. Son sahne ise gerçekten tüyler ürperticiydi. Taşların çoğunu toplamış zombi Thanos çok ürkütücü bir fikir.
Ya Killmonger Tony Stark’ı Kurtarsaydı – What If…?
Bir tarafta Iron Man bir tarafta Wakanda! Eee bize de bu iki harika temanın birleşimini oturup keyifle izlemek kalıyor. Elbette bölüm de güzel işlendi tabi. Killmonger’ın Tony Stark’ı Afganistan’daki saldırıdan kurtarmasıyla Tony hayatını kazanıyor ama dünya çok önemli bir kahramanını da kaybediyor. Bölümün başında Iron Man’in MCU’da karakter dönüşümünü anlatan kısım da bence bölümün en iyi kısmıydı. Bölümün geri kalanında da Killmonger’ın bu sefer daha zekice bir planla Wakanda kralı olduğunu görüyoruz. Wakanda ve Amerika’yı birbirine düşüren Killmonger bu uğurda T’Challa, Rhodey ve Tony’yi kurban veriyor. Krallığını alsa ve Amerika’yı yense bile geride kalan bazı kişileri unutuyor. Bunlar ise abisini kaybetmiş Shuri ve sevdiği adamı kaybeden Pepper. Bölüm ikisinin intikam almak için ortak olmasıyla son buluyor.
Ya Thor Tek Çocuk Olsaydı – What If…?
Dizinin şüphesiz en absürt bölümü bu bölümdü. Odin Loki’yi evlat edinmek yerine Buz Devleri’ne verseymiş meğer Thor bildiğimizde çok daha farklı olacakmış. Ama bölümdeki herkesin bildiğimizden farklı olduğunu da unutmamak gerek. Bölüm hakkında olumsuz eleştiriler görsem de ben bölümü eğlenceli buldum. Gerek var mıydı orası tartışılır tabi. Bölümün en önemli yanı ise Captain Marvel ve Thor’un düellosunu izlememizdi. Ancak daha sonra annesinin dünyaya gelirken Captain Marvel’ın Thor’un yanında yer alması hoş bir durumdu. Bölümün en komik yanı da Friga’nın gelirken dünyayı parti yapmak için istila eden uzaylıların son anda evi toplamaya çalışan çocuklar gibi davranmasıydı. Bölümün sonu ise diğer bölümlerle bağlantılı olacak bir sahneyle son buldu. Bu sahnedeki kişi ise evrenleri istila eden Ultron’du. Ama Vision görünümünde bir Ultron!
Ya Ultron Kazansaydı – What If…?
What If’in en iyi bölümlerinden biriyle daha baş baş başayız. Ultron’un kazandığı ve Ultron Çağı’nın resmen geldiği bu bölümde Hawkeye ve Black Widow bu karanlık dünyada umut ışığı aramaya başlamıştı. Vision bedenindeki Ultron’da gittikçe daha da güçlenmekteydi. O kadar çok güçleniyordu ki Watcher’ı bile hissetmekteydi. Bu durum yüzünden Watcher tehlikenin ne kadar büyük olduğunu anlayarak Natasha ve Clint’e müdahale etti. Olaylara müdahale etmemeye söz vermiş Watcher bu kuralı çiğnedi. Böylece onların başka bir yapay zekayı bulmalarını sağladı. Zihnini yapay zekaya aktaran Arnim Zola’yı bulan Black Widow ve Hawkeye onu da bir Ultron bedenine aktardılar.
O sırada ise Watcher’ın yerini bulan Ultron onunla dövüşmeye başladı. Ultron’un bunca şey olurken sen sadece izledin mi diye ona hesap sorması ve Watcher’ın ben bir yemin ettim diye karşılık verdiği sahneler çok etkileyiciydi. Watcher bu olaylardan sonra çareyi 4.bölümde evreni yok olurken ona yardım etmediği Doctor Strange’den yardım istemekte buldu. Bu bölüm bana Loki dizisinde gördüğümüz Kang mı daha güçlü yoksa bu bölümdeki Ultron mu sorusunu getirdi. Ama sanırım bunun cevabı Kang. Sonuçta buradaki Ultron evrenleri yok edecek kadar güçlü olsa bile oradaki Kang yani He Who Remains kişinin kaderini belirlemede söz sahibiydi.
Ya Watcher Yeminini Bozsaydı – What If…?
Bütün bölümleri birbirine bağlayan muhteşem bir sezon finaliyle sezon tamamlandı. Öncelikle bölümün başındaki Winter Soldier konseptli sahneyi de beğendiğimi söylemeliyim. Ardından Watcher’ın ekibi topladığı sahneler çok keyifliydi. Nick Fury Avengers’ı toplarken bile bu kadar keyif almamıştım. Bölümü izlerken Killmonger’ın neden seçilmiş kişi olduğunu çok sorguluyordum. Ancak bölümün sonunda onun seçilmesinin de Watcher’ın Doctor Strange’in fedakarlığı için yaptığı bir plan olduğu anlaşılması beni çok memnun etti. Geçen bölüm temeli yapılan Arnim Zola hikayesinin bu bölümle tamamlanması da müthişti. Ultron’un zihnini ele geçirdiğinde ekibin tehlikesinin bitmediğini düşünmeme rağmen her şeyin Watcher’ın kontrolü altında olması içimi rahatlattı.
Onun dışında Captain Carter, Natasha, Gamora, Party Thor, T’Challa karakterlerini söylemeden olmaz. Hepsi de gerçekten harikaydı. Ancak Gamora bölümünü de bu sezon izleseydik onun bu bölümdeki sahneleri daha anlamlı olacaktı. Duyduğuma göre o bölümü gelecek What If sezonuna atmışlar. Bölümün son kısımlarında Natasha’nın kendisinin diğer versiyonunun öldüğü evrene gidip Loki’yi yok etmesi ve Captain Carter’ın Steve Rogers’la yeniden birlikte olacak olması gibi kısımlar çok iyiydi. Kısaca bölüm çok güzeldi.
Son Notlar- What If…?
What If dizisi filmlerde göremeyeceğimiz bir sürü harika hikayeyi biraraya getiren güzel bir animasyon dizisiydi. Ama son bölüm hariç Tony Stark gözüktüğü her bölümde öldü. (Son bölümde de Watcher tarafından azarlandı. Bu adam size ne yaptı?) Şaka bir yana da bu dizi gerçekten harika bir serüvendi. Bazıları What If dizisi izleyip geçilecek dizi dese bile izleyip geçilecek bazı MCU filmlerinden daha iyi hikayeye sahip bölümleri vardı. Elbette dizi bir sürü soruyu da beraberinde getirdi. Ve en önemlisi bundan sonraki MCU filmlerinde What If hikayeleriyle bağlantılı hikayeler görecek miyiz? Şimdilik Spider-Man No Way Home ve Doctor Strange in the Multiverse of Madness filmleri buna en yakın filmler gibi görünüyor. Neler olacağını bu dizideki Watcher gibi izleyip göreceğiz.
Yorum yap