Hayatta kalma oyunlarına 2010 yılı itibariyle fazlasıyla maruz kalmaya başladık. Hayatta kalma oyun türünün oyuncular tarafından çok sevilen bir tür olmasından mütevellit; son zamanlarda bir hayli farklı özellikler sunan hayatta kalma oyununa maruz kaldık. Fakat hepsinden farklı bir konseptte hayatta kalma macerasına hazır mıyız? O zaman Raft tam size göre
RAFT – Alabildiğine Deniz, Sal ve Kanca
Raft (Türkçe: denizde yüzen sal), İsveçli Redbeet Interactive tarafından üretilen ve Axolot Games tarafından yayımlanmıştır. An itibariyle henüz erken erişimde olan bir hayatta kalma oyunu olarak karşımıza çıkmakta. Son zamanlarda birbirinden farklı isimlere ve küçük – büyük farklılıklarla bir noktada sırf salt çoğunluğu sebebiyle türün sevenlerinin de içinde boğulduğu bu tür içerisinde Raft farklı bir bakış açısıyla yaklaşmış. Raft’da bir klasik olan; bir ada veya çorak topraklarda başlamıyoruz.
Dünya denizler altında kalmış ve alabildiğine geniş sonsuz bir denizin içerisinde küçücük bir salda, elimizde bir tek kanca ve peşimizi asla bırakmayan bir köpek balığı ile oyuna başlıyoruz. Raft’ı diğer oyunlardan farklı kılan mekanik, devamlı akıntı ve rüzgâr yönünde hareket eden bir sal üzerinde yer almamız. Buna binaen denizde akıntıya kapılmış malzemeleri toplayarak gerek salımızı geliştirmeye gerekse hayatta kalmaya çalışmamızdan geçiyor. Oyun içerisinde kanca yardımıyla kendimize çekerek topladığımız tahta, plastik, taş ve yaprak gibi malzemeleri toplayarak önce salımızı büyütüp geliştirmeye başlıyor. Bunun yanı sıra bir yandan da mızrak vb. silahlar yaparak sürekli bizi takip edip salımızı yok etmeye çalışan köpek balığından kendimizi korumamız gerekiyor.
RAFT – Kaptanın Seyir Defteri 3. Gün: Açlık ve Susuzluk Kapımızda
Raft içerisinde oynamakta olduğumuz karakterimizle salımızı geliştirmeye ve kendimizi savunmamızın yanı sıra; hayatta kalma elementleri de oyuna güzelce yedirilmekte. İlk olarak karakterimiz tüm hayatta kalma oyunlarında olduğu gibi acıkıyor ve susuyor. Ancak tabi ki her denizcinin en büyük korkulu rüyası; çünkü bolca suyun ortasında içecek bir damla suyumuzun olmaması en büyük dertlerimizden birisi. Ancak oyunun konseptine uygun olarak, yapımcı firma hayatta kalma elementleriyle ilgili yaratıcı çözümler getirmiş durumda. Örneğin; en başta kendimize bir adet plastik su bardağı yaparak; tuzlu suyu toplayıp kaynatarak içme suyu, birkaç odun ve plastik yardımıyla olta yapıp ateşte yakaladığımız balıkları kızartarak hayatta kalmaya çalışıyoruz.
Raft’ın ilk günlerinde yapabildiğimiz alet, araç- gereç ve hayatta kalma seçeneklerimizin bir hayli kısıtlı olmasına rağmen; tüm oyun bundan ibaret değil tatbikî. Temel ihtiyaçlarımızı karşılamamızı takiben; bir araştırma masası yaratıyor ve oyunun geri kalan ögelerini; topladığımız her bir hammaddeyi buraya bırakarak çalışıyor üzerlerinde çalışıyor ve yeni aletlerle farklı ögeler keşfediyoruz. Bir yandan salımızı daha yaşanabilir bir alan haline getiriyor; diğer yandan hayatımızı kolaylaştıracak icatlar bulmaya başlıyoruz.
RAFT – Kaptanın Seyir Defteri 5. Gün: Kara Görüldü!
Raft genel olarak uçsuz bucaksız bir deniz içerisinde geçiyor olsa da sağda solda rastlantısal olarak irili ufaklı adalara veya terk edilmiş başka sallara rastlamak mümkün. Diğer sallar üzerine adım attığınız andan itibaren batmaya başlasa da adalar üzerinde keşfe çıkmak mümkün. Küçük plastik bir kürek yardımıyla güç bela kendimizi adaya attıktan ve derme çatma tek kullanımlık içi taş dolu tek kullanımlık çapamızı yaptıktan sonra adaya ayak basıyor ve farklı hammaddeleri toplamamıza oyun olanak sağlıyor. Adalarda adanın türüne bağlı olarak karpuz, mango, ananas gibi tropikal meyvelere rastlamanın yanı sıra; tarım yapabilmek adına tohum toplamak da mümkün. Ancak adaların çevresindeki su altı kaynakları açısından da önem arz ediyor.
Adalar etrafından bakır ve demir toplayarak ve bunların üzerinde çalışarak yeni yapabileceğimiz alet edevatlar keşfediyoruz. Bunların başında mevcut aletlerimizi demirden yapmanın yanı sıra; hayat kalitemizi arttırıcı geliştirmeler de mevcut. Bunların en başında sonunda bir yelken yapmak ve antenler yaparak bir verici yapmak geliyor. Lakin oyunun esas kısmı ise bu vericiyle birlikte başlıyor.
RAFT – Kaptanın Seyir Defteri 12. Gün: Orası Bir Radar İstasyonu mu?
Vericimizin yapılmasını takiben; hikâyeye dair tek ip ucumuz olan koordinatları giriyor ve vericide belirtilen noktaya doğru yol alıyoruz. İlk gittiğimiz nokta bir radar istasyonu, Raft’ın hikayesi ise yavaş yavaş bu nokta itibariyle aydınlanıyor. Dünya’ya neler olduğunu, diğer insanların ne durumda olduğunu oyunda bulunan hikâye adalarına giderek; parçaları tek tek birleştirerek keşfetmeye başlıyoruz. Ayak bastığımız her hikâye adasında yapılması gereken bir takım irili ufaklı keşif görevlerini takip ederek bir başka hikâye adasının verici kodunu alarak devam edip oyunun bize sunduğu hikayesini keşfetmeye ve bu süreçte hayatta kalmaya çalışıyoruz. Her bir hikâye adasında yeni plan kağıtları yardımıyla yeni teknolojiler bulup bunları salımıza entegre diyoruz.
Raft içerisinde tarım, balık tutma gibi eylemler yapabildiğimiz gibi; bulduğumuz büyük adalar içerisinde yetiştirebileceğimiz, sütünden – yumurtasından ve tüylerinden yararlanabileceğimiz evcil hayvanlar bulmak da mümkün. Oyunun en başında başladığımız 2×2 büyüklüğündeki küçük sal parçası bir noktadan sonra; kendine ait motorları, su arıtma sistemli, tarım ve hayvancılık yapabildiğimiz bir yüzen ada halini alıyor. Ki tüm bunlar oyunun havasına ve konseptine oldukça güzel yedirilmiş bir genel konsept üzerinde ilerliyor. Yapabildiğimiz hiçbir şey oyun içerisinde açıkçası sırıtmıyor.
RAFT – Kaptanın Seyir Defteri 17. Gün: O Bağıran Ayı Mıydı!?
Raft tabikî sadece adalar ve deniz etrafında barışçıl bir şekilde koşturup kaynak topladığımız bir oyun olarak devam etmiyor. Zira deniz içerisinde bizi bir türlü rahat bırakmayan ve ne zaman denize girersek (veya düşersek) bizden bir parça koparmak isteyen bir köpek balığının yanı sıra; büyük adalarda da bizi tehdit eden hayvanlar bulunuyor. Zira uygun ada türlerine gitmeniz durumunda kafamıza kaya parçaları atan kuşla, balın bol olduğu bölgelerde ayılarla ve yeşilliğin bol olduğu bölgelerde yaban domuzlarıyla karşılayıp bir hayatta kalma mücadelesi vermemiz gerekiyor.
Oyunun en başında bu yırtıcılarla başa çıkmak oldukça zorlu olsa da zamanlar geliştireceğiniz teknikler yardımıyla hepsini alt etmek mümkün. Eh ne de olsa artık bir yerden sonra, bağrı çıplak elinde bir tahta mızrak olan o zayıf insan değiliz artık.
RAFT – Kaptanın Seyir Defteri 20. Gün: Sende Kimsin Birader?
Raft tek oyunculu modunda oynanabileceği gibi tamamen entegre edilmiş birçok oyunculu modda sunmakta. Tek başımıza hayatta kalmaya çalışmak veya co-op olarak oynamak mümkün. Seçim tamamen oyuncuların tercihine bırakılıyor.
Raft’ın müziklerine gelecek olursak, oyun içerisinde genel bir atmosfer müziği bulunmuyor. Ancak oyun içi efekt müzikleri oldukça başarılı. Zira dalga sesleri, hayvanların sesleri oldukça başarılı. Bulunduğunuz ortama göre etkileşime geçtiğiniz şeylerin seslerinin değişmesi oldukça başarılı bir şekilde yansıtılmış. Dolayısıyla oyunun atmosferini bir hayli güzel tamamlar cinsten, denizin ortasında mahsur kalmışsınız havasını verebiliyor.
RAFT – Kaptanın Seyir Defteri 30. Gün: Deniz, Huzur ve Tayyare Sesleri
Raft henüz eksikleri de olan bir oyun. Zira bir süre sonra yapabileceğiniz şeylerin sayısı bir hayli azalıyor ve kendinizi tekrar eden bir dönüşüm içerisinde hissedebilirsiniz. Oyun içerisinde aksesuar dışında yapabileceğiniz malzemelerin sayısı aynı türün benzer oyunlarına kıyasla henüz kısıtlı durumda. 15-16 saatlik bir oyun süresi içerisinde yapılacak hemen hemen her şeyi yapmış olmak mümkün. Bunun yanı sıra salınızla etrafta gezinip malzeme toplama, adalara çıkıp aynı şeyleri tekrar tekrar toplamak bir yerden sonra monoton bir yapıya bürünebiliyor.
Ancak belirtmek gerekir ki Raft henüz geliştirme aşamasında olan erken erişime açılmış bir oyun. Lakin Yapımcı firma oyunu hali hazırda hala geliştirmekte ve yeni şeyler eklemekte. Henüz oyunun tüm hikayesi yayımlanmadı. Bundan dolayı birçok şeyin değişebileceğini düşünmek ve şayet doğru adımlar atılırsa ileride çok zengin bir oyun olabilecek potansiyele sahip farklı bir oyun olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Oyun hakkında kendi sitesinden de bilgi almak isterseniz; https://raft-game.com/
Bir sonraki yazımızca görüşmek dileğiyle hepimize sağlıklı günler dilerim.
Yorum yap