David Fincher imzalı Zodiac, seri katil konularını ele alan filmlerin en başarılı örneklerinden biri bana kalırsa. Gerçek bir vakayı ele alan film, türün diğer örneklerine göre de farklı bir yol izliyor. Her yerinden buram buram Fincher tarzı akan Zodiac, bize neler sundu gelin beraber inceleyelim.
Kimdir Bu Zodiac Katili?
Zodiac katili, 1960’ların sonu ve 1970’lerin başında Amerika’da faaliyet göstermiş bir seri katildir. Kaliforniya ve San Francisco’da, yaşları 16-29 arasında değişen dört erkek ve üç kadını öldürdüğü bilinmektedir. İşlediği cinayetler sonrasında yerel gazetelere gönderdiği mektuplarda, cinayet anını ve kaç kişiyi öldürdüğünü anlatmıştır. Mektuplarına “This is the Zodiac speaking...” diye başlar bu nedenle Zodiac katili ismini almıştır. Gönderdiği mektupların yanında 4 tane de şifreli mesaj göndermiş, bu şifrelerden sadece 2 tanesi o dönemde çözülmüştür. Polisin yaptığı onca araştırmaya rağmen kimliği hala bulunamamıştır.
David Fincher Gözünden Zodiac Katili
Fincher, seri katil hikayelerine oldukça aşina bir yönetmen. Zodiac filminde ise bizi hikayenin iki farklı tarafıyla buluşturuyor. Bu taraflar: cinayet dedektifi David Toschi ve Chronicle gazetesinde çalışan Paul Avery- Robert Graysmith ikilisi. Hikaye, o dönemler Chronicle’da karikatürist olan Robert Graysmith’in çalışmaları sonucunda yazdığı kitabına sadık kalarak ilerliyor. Üç karakterimiz de hayatlarını katili bulmaya adamış insanlar. Bu uğurda yaşantılarından vazgeçmeyi bile göze alıyorlar. Bu çabaya rağmen delil yetersizliği, imkanların kısıtlılığı, adalet mekanizmasının kısır bir sistemle işlemesi gibi sebeplerle sonuca ulaşamıyorlar.
Filmin hikayesi kısaca bu şekilde ancak onu diğer filmlerden ayıran şey ise alışılagelmiş kan ve vahşet unsurlarını kullanmadan anlatması. Bu demek değil ki David Fincher kendi tarzını ortaya koymuyor. Pek çok filminde kullandığı hikayenin merkezindeki gizemli, herkesle akıl oyunları oynayan karakter/olgu formülü bu filmde de geçerli. Katil ulaşılamaz konumdadır ve film içine yerleştirdiği ipuçları ile gizem had safhada tutulur. Yine bir Fincher olmazsa olmazı olan yalnız karakterler, evet onlar da var bu filmde. Mesela katili bulmayı takıntı haline getirerek evliliğinin bitmesine sebep olan karikatürist Robert Graysmith gibi.
Zodiac filminin cinayetleri Se7en filmindeki gibi korkunç bir sanatsallık içermez. Zaten film içinde pek az gördüğümüz cinayetler salt bir vahşeti temsil eder. Cinayetleri kronolojik bir biçimde ele alırken dikkat etmemiz gereken şey kan ve vahşet değil, çözmeye çalışma sürecidir. Bu süreç medya etkisi, toplumsal yansıma, popüler kültür ikonuna dönüşme gibi geniş bir şekilde ele alınıyor. Hatta eleştirel bir bakış açısıyla ele alınan bu hikayede katil geri çekilerek araştırma süreci ön plana çıkıyor.
Ben Fincher’ın her zaman korkunç kişiler olsalar dahi bu parlak insanlara karşı rahatsız edici bir saygısı olduğunu düşünmüşümdür. Zodiac katiline karşı duyduğu saygıyı da filmde inceden hissetmiyor değiliz.
Film İncelemesi
Green screen kullanmayı çok seven bir yönetmen var karşımızda. Film içindeki arka planların büyük bir çoğunluğu görsel efekt ile yapılmış. Bu başarılı görsel efekt kullanımı, filmin atmosferini daha etkili yapmış diyebilirim.
Çekim konusunda ise kullanmayı en çok sevdiği şeylerden biri karakterlerin kameraya göre hareket etmesidir. Onlar yürürken hareket eder, durduklarında durur. Biz olan biteni gerçek anlamda “seyirci” olarak izleriz. Karakter belirli bir şekilde davrandığında ve belirli bir şekilde hareket ettiğinde izleyicinin de böyle hissettiğinden emin olmak için bu tekniği kullanır. Çünkü biri korkmuş veya kızmışsa kamera hareketi bu duyguları yansıtmalıdır. Bu da filmlerine derinlik sağlar ve karakterler ile birlikte çevresel faktörleri de özümsememize yardımcı olur. Pek çok sahnede deneyimlediğimiz bu teknik Fincher’ın imzası niteliğinde.
Fincher filmlerinde bol bol çekim yapmayı, tekrarları seven titiz bir yönetmen. Bazı oyuncular bu süreçten keyif alıyor bazıları ise o kadar değil. Jake Gyllenhaal ve Robert Downey Jr. epey zorlanmış.
Toparlamak gerekirse Zodiac tam manasıyla yetkin bir film. Süresi biraz uzun olsa da filmin içinde kayboluyorsunuz. Ben sinematografisine hayran olmaktan gözümü ekrandan ayıramadım. Kan ve vahşet kullanmadan böyle bir katil hikayesi anlatmak büyük başarı. Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
Çok meraklandımmm?