The Kominsky Method Netflix
The Kominsky Method Netflix

The Kominsky Method : Bu Yaşlılar Gayet Eğlenceli – Dizi İncelemesi

The Big Bang Theory, Two And a Half Man gibi çok tutan komedi dizilerinden de hatırlayacağınız Chuck Lorre’in yönetmenliğinde çekilen yapım, iki usta oyuncu olan Michael Douglas ve Alan Arkin’in oynadığı yaşlılık temalı bir dizi olarak karşımıza çıkıyor. Bu dizi hem komedi hem de dram tarafları ile bizi hem bazı noktalarda düşündürürken bazı absürt durumları izledikçe gülmemizi de durduramıyoruz. Netflix’in yayınladığı The Kominsky Method, izlerken hayatınızın son dönemlerinin nasıl geçeceğini düşünüp hep umut hem de hüzün duygularını aynı anda yaşayacağınız bir yapıt. Dizinin konusu ise ünlü olduğu günlerin geride kaldığı Sandy’nin yeni yetişen oyuncuların koçluğunu yaparak hayatını geçirmesi ve en yakın arkadaşı Norman Newlander ile başlarına gelenlerden ibaret olduğunu görüyoruz. Bu iki yaşlının hayatlarını konu alması nedeni ile sıkıcı bir dizi olmasını bekliyoruz fakat izlerken görüyoruz ki bu iki yaşça yaşlı kişiler aslında yaşlı gibi değiller ve bizi yaptıkları ile şaşırtıyorlar.


Yalın Bir Komedi

The Kominsky Method, Chuck Lorre’in diğer dizilerine nazaran izleyiciyi gülmesi için zorlamayan, yalın bir şekilde süren bir yapıt olmuş. The Big Bang Theory’i izleyenler bilir dizi yirmi dakika olmasına rağmen neredeyse 5-6 dakikası gülme efekti bombandırmanı eşliğinde izleyiciye sunulmuştu. Bu dizide ise tam tersi olağan günlük hayat devam ederken yapılan bazı absürtlükler ve kara mizah devreye giriyor. Tabi bunlar da diziye komik unsurlar kazandırmış. Bu da dizideki gerçekçiliği arttırarak sizden onlarca yaş büyük insanlara karşı empati duyabilmenizi canlandırmış oluyor. Bu sadece gülme efekti ve gerçeklikten kaynaklanan bir unsur değil. Dizide usta isimlerin oyunculukları sayesinde zaten bu hissi almamamız kaçınılmaz olurdu.

Yaşlılık Ve İhtiyarlığın Hikayesi

Her ne kadar dizinin teması yaşlılık olsa da Michael Douglas ve Arkin dizi içerisinde yaşayan en canlı varlıklar olarak karşımıza çıkıyor. Zaten bunu Norman’ın karısının ölüm döşeğinde olmuş olmasına rağmen Sandy’e esprili şekilde takılmasından, Norman’a destek için Sandy’in yaptıklarından ve Sandy’nin hala kendini genç bir adam sanarak yaptığı yanlış şeylerden çıkan komediden anlayabiliyoruz.

Dizide neden yaşlılıktan kaçıldığını size Sandy’nin gözüyle vermeye çalışan Lorre, yaşlılığın artık kendin için de sona yaklaşmak demek olduğunu açık bir şekilde vurgulamış. Ve bunu biz gençlere hissettirmiştir. Artık ölen arkadaşlarının cenazelerine gitmek, hasta ziyaretlerinin baş konuğu olmak kendin için de bir son olacağını söylerken Sandy bunu kabul etmez. O hala Hollywood’da çok iş yapan genç bir oyuncu olduğunu düşünür fakat işler böyle sürmeyecektir. İlerleyen bölümlerde görürüz ki Sandy her ne kadar kadınlarla cinsel ilişkilerini yüksek tutmaya ya da genç insanlarla görüşmeye çalışsa da gençleşmeyecektir. Kanser olmasına rağmen bunu saklayıp yok sayarak ise bu hastalıktan kurtulamayacaktır. Artık orta yaşları geçmiş kızı, kızının yaşlı sevgilisi ve geriye kalan Norman ile bu günlerde kendini anlamaya çalışır.

Her Şeye Rağmen Mutluluk

Tüm bunların ekseninde bir yandan hayat devam eder. Norman ile Sandy her ne kadar zıt bir ikili olsa da neşeleri ve arkadaşlıkları ile bize gerçek arkadaşlığın zor günde de devam ettiğini ve onun için yapacaklarının sonu gelmeyeceğini öğretir. İzleyen herkese keşke böyle bir arkadaşlığım olsa dedirten Norman ve Sandy’nin yaşlılık hikayesi bizi kendi yaşlılığımız hakkında düşünmeye itti. Ve o günleri tahayyül etmeye çalıştık. Ne kadar uzak gelse de birgün yaşlı olacağımızı hissedip empati kurarak Michael Douglas’ın yine harika oyunculuğunu izledik.