Herkese merhaba, karanlıkta-bilinmeyen-yaratığa-karşı-hayatta-kalmayı severler. Yazılarıma istemsizce ara verdikten sonra, bu haftaki konuğumuz Fear The Dark: Unknown oyunun Surival Edition versiyonu. Detayları yazının geri kalanına bırakıyor ve iyi okumalar diliyorum.
Kızım? Baba? Hemşire?
Dreamlight Games Studios tarafından 2019 yılında hayat verilmiş olan Fear of The Dark oyununda ilk olarak iki seçeneğimiz var; ya güzel bir kız çocuğu olan Chloe’yi canlandırmayı seçiyoruz ya da kendisinin babası olan James’i. Bu önemli kararı verdikten sonra oyun bizi, son derece tekinsiz ve lanetli gözüken bir malikaneye sürüklüyor. Bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Aslında bu durum kötü de değil; yani sizin babanız ya da çocuğunuz lanetli bir malikaneye gitse ve sizi çağırsa gitmez miydiniz? Yemin ediyorum ben aileme böyle bir durumu haber versem, önce oradaki lanetli yaratıkları sonra da benı döver, kurtarırlar. İşte bizde bu amaçla gidiyoruz, yani hem birini kurtarmak hem de bir sırrı çözmek amacındayız. Peki ya hemşire? Hemşire sonra…
Lanet Sırları Çözmek İçin Lanetli Olmak Gerekir mi?
Yani, genelde evet. Oyunda lanetli olup olmadığımız oyunu oynayanlara kalsın ama, bir kez adımımızı malikaneye attıktan sonra yavaştan korku bizleri sarmaya başlıyor; uzun süredir kullanılmamış bu yapı, gayet eski ve korkunç görünüyor. Oyunun grafikleri gayet yerinde, hemen sizi içine çekiyor. Kesinlikle bir başka başarılı kısmı ise sesler ve efektler. Gerilim oyunları için altın değerinde olan sesler, oyun içinde gayet başarılı kullanılmış. Oyunun yapımcılarının da söylediği gibi Resident Evil’ın eski oyunlarındaki kamera açılarını kullanmışlar.
Bunun anlamı şu; tam önünüzde bir yaratık olsa bile kamera açıları izin vermezse hiçbir şey yapamıyorsunuz, ancak sesler, bu konuda en iyi dostumuz oluyor. Dolayısıyla oyunda sakin bir şekilde ilerlerken mutlaka etrafı dinleyin, o ortama uygun olmayan, hatta bu dünyaya uygun olmayan sesler varsa silahınızı çekin ve olduğunuz yerde bekleyin. Etrafınıza bakın ve hayatta kalmaya çalışın. Sadece bu sebeple oyunda sağa sola koşturmamız asla mantıklı olmuyor zaten korku oyununda acil durumlar haricinde koşmanın manası yok. Oyunun bize bir anlamda hızlı ilerlemeyi “yasaklaması” gerçekçiliğe gerçekçilik katmış. Yukarıda yaratıklar ve silahlar mı dedim? O zaman onlarla ilgili bir başlık atayım…
Lanetli Malikanenin Sigortaya Bağlı çalışanları
Malikanede adımlarımız sesi, yavaş yavaş yankılanırken, olan biteni de anlamaya başlıyoruz. Aslında hemen de anlamıyoruz. Hikaye kendini çok yavaş bir şekilde açık ediyor. Okumak isteyenler ve tam olarak nelerin yaşandığını deneyimlemek isteyenler için bolca detaylar günlüklerde mevcut. Bunların hepsi, evin farklı yerlerinde yer alıyor. Tabii gitmeye cesaret edebilirseniz…
Spoiler olmaması açısından düşmanlar konusunda çok fazla detay vermek istemiyorum. Ancak şunu belirtebilirim ki, birbirinden farklı rakipler ve tuzaklar bizleri bekliyor. Rakiplerimiz, zorluk seviyesine göre değişse de oldukça ölümcüller. Başlangıçta çok zorlu gözükmese de, farklı şekil ve türlerde olanları kesinlikle hafife alınmamalı. Üstelik hepsinin aynı şekilde üstünden gelemiyoruz, başka başka yollara başvurmamız da gerekebiliyor. İlk başta amaçları sadece korkutmak gibi görünse de gittikçe ölümcüllük seviyeleri artıyor. Bu arada oyunda bolca da dalak, böbrek ve birçok iç organ görüyoruz; yani sağlam bir midemiz olmalı. Ve özellikle köşeleri, karanlık noktaları iyi kontrol etmeliyiz.
Lanetlilere Silah İşler Mi?
İşler. Ağızlarını bile kırarız. Hangi karakteri seçtiysek silahlarımız ona göre değişkenlik gösteriyor. Genç kızımızda çivili sopa varken James ise balta kullanmayı tercih ediyor. James için ateşli silahlar opsiyonu da açık. Ancak maalesef ki, dövüşmek oyunun en zayıf yanı diyebilirim. Öncelikle bazı düşmanlarımız gerçekten bizi umursamıyor ve sadece etrafta dolaşıyorlar. Bazıları ise tek bir vuruşta bizi öldürebilecek kadar güçlü. Ama sorun bu değil, sorun dövüşteki grafikler ve ayarlar. İlk olarak yakın dövüşteki modellemeler kesinlikle yapay duruyor, James balta kullanma konusunda başarısız, garip hareketlerle düşmanı uzaklaştırıp biçmeye çalışıyor. Yani hayatta kalacak kadar bir şeyler yapıyor sayemizde ama, kesinlikle göze hitap etmiyor. Ateşli silahların kullanımı daha başarılı olmuş; ateş ettiğimizde fişeğin gittiğini ve rakibe vurduğunda çıkan kan animasyonları gayet başarılı. Kendi adıma bunu fark ettiğim an, ateşli silahlara daha çok ağırlık verdim daha zevkle oynadım. Çünkü modellemelerle ilgili çok daha büyük bir sorun var; kimse yaralanmıyor.
İnsancıl Lanetli Ruhlar Olur Mu?
Tabi ki düşmanlarımız gibi biz de ölebiliyoruz. Bunun için de milyonlarca yıldır kullanılan can puanımız var. Fear of The Dark ‘da dayak yedikçe durumumuz kötüleşiyor, hareketlerimiz yavaşlıyor. Rakiplerimiz yaraları tarafından yavaşlatılmasa da onlar da benzeri bir mantıkta ölüyorlar. Peki sorun nedir? Sorun ben istersem baltayla düşmanı biçeyim, istersem mermi manyağı yapayım, yine de üstlerinde çizik grafiği oluşmuyor. Hadi bunlar metafizik yaratıklar diyerek açıklama yapmış olalım (yerseniz) e aynı durum bizim karakterler için de geçerli? Yani James de Chloe’de yaralandıklarında, bunu fiziki olarak görmüyoruz. Ne kıyafetleri yırtılıyor ne de kan çıkıyor. Açıkçası kesinlikle neşe kaçıran bir durum olmuş. Çok basit bir şekilde bir kıyafet değişimi mantığı koyabilirlerdi. Kullanılan ilk yardım kitleri de kullanılırken yine herhangi bir modelleme yapılmamış. Söz konusu olan modellemeleri yapan kişilerin maaşlarını mı vermediler bilemiyorum ama gerçekten resmen detaylı çalışmaktan üşenmişler. Hani derler ya pisim pisine puan kaybetmiş oyun bu noktadan. Hiç yakışmadı.
Lanet Olası Yap-Boz
Oyunun önemli kısımlarında biri de bulmacalar. Korku dolu maceramıza atılırken, zorluk seviyesi seçimine göre hem karşılaşacağımız yaratık sayısı hem de bulmacaların zorluğu ve sıklığı değişiyor. İtiraf edeyim ki oyunda çözemediğim bir kaç kısım için kopya çektim ama benim baktığım tam çözümlerde bazı bulmacaların oynadığım oyundan daha fazla sayıda olduğunu gördüm. Konuyu araştırınca da her zorluk seviyesine her bulmacanın konulmadığını gördüklerim arasına girdi. Açıkçası bu tür gizemlerden çok fazla hoşlanmıyorsanız en zor seviyelere elinizi sürmeyin, yaratıklardan kurtulsanız bile bulmacalarda boğulabilirsiniz.
Lanetli Lovecraft Lezzeti
Tam olarak olmasa da Lovecraft olayından hoşlananlar için benzeri bir korku kaynağı oyunumuzda mevcut. Yani aslında oyunda, bilinmezlikten korkuyoruz, ortada bir katil ya da psikopat var da ona karşı hayatta kalmaya çalışıyoruz diye bir durum yok. Söylemeye çok gerek yok ama oyunun başından sonuna kadar metafizik olaylar söz konusu. Yani bilim kurgusal bir hayatta kalma söz konusu, polisiye değil.
Lanete Son Kez Lanet Ederken
Başarısız dövüş dinamiklerinin olmasına rağmen Fear the Dark, ortalamanın üstünde bir oyun. Özellikle yine Resident Evil’dan alınmış olan save sistemi, eski oyuncuları eski günlere götürürken, yeni oyunculara da farklı bir lezzet sunuyor. (Oyunu sadece belli yerlerde save edebiliyoruz, save etmek için de bazı aygıtlara ihtiyacımız var. Save yerine gelip aygıtımız yoksa save yalan) Bunun dışında korkutucu havası ve bizi parçalamaya çalışan yaratıkların arasında bir de yapoz çözümleri ile uğraşmak stresli ancak bağlayıcı bir tat olmuş. Türün ilgililerine tavsiye ederim. Pişman olmayacaksınız.
Bir sonraki yazıda görüşünceye dek tüm lanetli malikanelerden uzak durmanızı diliyor, aile bağlarınızı ise sıkı tutmanızı öğütlüyorum.
Ek olarak eğer oyunla ilgili Loadiing.screen kanalının yaptığı geyikleri, oyun içi görüntüleri görmek isterseniz, link aşağıda bir tıklamanız yeter:)