Shigatsu wa Kimi No Uso | Hüzünlendiren Bir Müzik Animesi

Shigatsu wa Kimi No Uso (Your Lie in April), Naoshi Arakawa’nın aynı adlı mangasından uyarlanan, klasik müzik dünyasını dramatik bir aşk hikayesiyle harmanlayan, 22 bölüm ve 1 OVA’dan oluşan ödüllü bir anime serisidir. 2014 yapımı olan bu eser, izleyicilerine görsel bir şölen sunarken, Beethoven ve Chopin gibi efsanelerin eserleriyle ruhunuza dokunmayı başarır.

Serinin açılışını şu unutulmaz dizelerle yapmak, atmosferi anlamak için en doğru adım olacaktır:

”O sendin, benim için özel,
Gözlerimi açan kişi,
Gece gökyüzündeki yıldızlar gösterdi bize…
Karanlıkta olabileceğini aydınlığın.”

Shigatsu wa Kimi No Uso Konusu

Hikayenin merkezinde, çocuk dahi olarak bilinen piyanist Arima Kousei yer alır. Kousei, annesinin katı eğitimi altında büyümüş ve sayısız ödül kazanmıştır. Ancak annesinin ani ölümü, onun üzerinde travmatik bir etki bırakır. ”Ölüm ne kadar acı olabilir ki?” sorusunun cevabını en ağır şekilde öğrenen Kousei, piyano çalarken notaların sesini duyamaz hale gelir. Bu durum fiziksel bir sağırlık değil, tamamen psikolojik bir çöküştür.

Duyamıyorum Anne!

Annesinin vefatından sonra iki yıl boyunca piyano tuşlarına dokunmayan Kousei, hayatı monoton ve renksiz (kendi tabiriyle “monokrom”) bir şekilde yaşamaya başlar. Çevresindeki insanlar, onun annesi tarafından cezalandırıldığını ve yeteneğini kaybettiğini düşünür. Oysa Kousei, notaların okyanusun dibine batması gibi kaybolduğunu hissetmektedir.

Bu gri dünya, Kousei’nin çocukluk arkadaşı Tsubaki’nin bir teklifiyle değişir. Tsubaki, sınıfın popüler çocuğu Watari’den hoşlanan bir kızla tanışmaları için Kousei’yi de davet eder. Buluşma yerine erken giden Kousei, parkta melodika çalarak çocukların ilgisini çeken, hayat dolu ve özgür ruhlu bir kızla karşılaşır. Bu kız, Miyazono Kaori‘dir.

Karakter Analizleri

Shigatsu wa Kimi No Uso, sadece müzikleriyle değil, derinlikli karakter gelişimleriyle de ön plana çıkar. İşte hikayeye yön veren ana karakterler:

• Arima Kousei: İnsan metronom olarak anılan, teknik açıdan kusursuz ancak duygularını bastıran eski piyanist.
• Miyazono Kaori: Kemanı özgürce çalan, notalara bağlı kalmak yerine müziği hisseden, Kousei’nin tam zıttı enerjik bir karakter.
• Sawabe Tsubaki: Kousei’nin çocukluk arkadaşı, sporcu ve ona karşı gizli hisler besleyen komşu kızı.
• Ryota Watari: Futbol takımının kaptanı, kızların gözdesi ve Kousei’nin en yakın dostlarından biri.

Neden İzlemelisiniz?

Bu seri, “Aşk tesadüfleri sever mi?” sorusunu Japon animasyon sanatının incelikleriyle işler. Hikayenin kurgusu, yer yer Türk izleyicisine Yeşilçam filmlerinin sıcaklığını ve dramını hatırlatabilir. Özellikle Mehmet Günsur’un başrolünde olduğu filmleri andıran kader ağları, seriyi bizden bir parça gibi hissettiriyor.

Nisan’daki Yalanın Anlamı

Serinin ismi olan “Nisan’daki Yalanın” (Your Lie in April), final bölümüne kadar gizemini koruyan en büyük unsurdur. İlk 12 bölüm karakterlerin tanıtımı ve Kousei’nin travmalarıyla yüzleşmesiyle biraz yavaş ilerleyebilir. Ancak bu yavaşlık, “Seinen” türüne göz kırpan olgun anlatımın bir parçasıdır. Eğer Ano Hi Mita Hana (Anohana) gibi kalbinizi sızlatan yapımları seviyorsanız, son 10 bölümdeki olay örgüsü sizi ekrana kilitleyecektir.

Kousei, Watari ve Kaori arasındaki ilişki ağı, dostluk ve aşkın iç içe geçtiği karmaşık bir yapıyı sunar. Görsel kalitesiyle de büyüleyen bu yapım, tıpkı Kotonoha no Niwa (Kelime Bahçesi) gibi her karesi tablo niteliğinde olan sahneler barındırır.

Editörün Notu: Seriyi izlemeye başlamadan önce yanınızda mutlaka bir kutu mendil bulundurun. Müziklerin yükseldiği anlarda gözyaşlarınıza hakim olmakta zorlanabilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler.

Romantizm ve dram türündeki diğer önerilerimiz için Sakurasou No Pet Na Kanojo incelememize de göz atabilirsiniz.