Keiji Inafune’nin Capcom’dan ayrılıp kurduğu Comcept ve Armature Studio ortaklığıyla geliştirilen ReCore, 13 Eylül 2016 tarihinde Xbox One ve PC platformları için çıkışını gerçekleştirdi. Aksiyon-macera türündeki bu oyun, post-apokaliptik bir çöl gezegeninde hayatta kalma mücadelesi veren Joule Adams ve robot yoldaşlarının hikayesini anlatıyor. Peki, bu iddialı yapım Fanzade ekibi olarak bizleri tatmin etti mi ve kendi türünde fark yaratabildi mi? Gelin, detaylı incelememizde bu soruların cevaplarını bulalım.
Çöl Temalı Post-Apokaliptik Bir Gezegen: Far Eden
ReCore oyununu ilk gördüğümde aklıma ilk gelen şey, Star Wars: Güç Uyanıyor filminden Rey karakteri oldu. Çöl temalı bir gezegende yanında robotu ile hurda toplayan Rey ile, ana karakterimiz Joule Adams arasında oldukça fazla benzerlik olduğunu söyleyebiliriz. Ancak ReCore’un evreni, kendi içinde daha derin ve trajik bir hikaye barındırıyor. Hikaye ile başlayalım: 2020’li yılların başlarında “Dust Devil Plague” adlı gizemli bir hastalık dünyayı büyük bir tehlikeye sokuyor. İnsanlık, gezegenin yaşanmaz hale gelmesiyle yeni bir yuva arayışına giriyor. Mandate adlı güçlü bir örgüt, insanları ve “CoreBot” adı verilen gelişmiş robotları Far Eden adlı uzak bir gezegene göndermeye başlıyor. İşte karakterimiz de bu koloninin öncülerinden, cesur mühendis Joule Adams.
Robotlar ne alaka diye sorduğunuzu duyar gibiyim hemen açıklayayım; çöl ve kurak topraklardan oluşan bir gezegene geldiğimiz için yaşamamız pek mümkün olmadığından, koloni ile giden insanlar 200 senelik bir uykuya yatıyor ve bu süreçte robotlar gezegeni yaşanabilir hale getirmesini bekliyor. Ancak Joule uyandığında, bilmediğimiz bir nedenden ötürü insanların büyük kısmı kayıp oluyor ve CoreBot’lar bize karşı düşman kesiliyor. Ana karakterimiz Joule ve ilk yoldaşı Mack adlı CoreBot’u, bu gizemli gezegende hayatta kalıp bu sırrı çözmeye çalışıyorlar. Yarı robotik bir giysiye sahip olan Joule, lazer silahından tutun da uzun menzilli bir kancaya kadar çeşitli eşyalara sahip. Bu ekipmanlar, hem keşif hem de savaş anlarında Joule’a büyük avantajlar sağlıyor.
Evcil Robotumuz Mack ve Diğer Yoldaşlar
Mack, köpek şeklinde dizayn edilmiş sadık bir CoreBot yoldaşı. Oyun içerisinde önemli eşyalar, power-up’lar ve gizli geçitler gibi işimize yarayacak şeyleri bulmak konusunda oldukça yetenekli. Onun hızı ve çevikliği, Far Eden’ın zorlu arazilerinde gezinirken vazgeçilmez bir yardımcı olmasını sağlıyor. Ancak Mack yalnız değil; oyun içerisinde Seth ve Duncan adında bir kaç robot arkadaşımız daha bize yardım ediyor. Seth, örümcek benzeri yapısıyla yüksek yerlere tırmanmamıza ve zorlu platform engellerini aşmamıza yardımcı olurken, Duncan ise goril benzeri gücüyle ağır engelleri yok etme ve düşmanları hırpalama konusunda uzmanlaşıyor. Bu CoreBot’ların her birinin kendine özgü yetenekleri ve renk kodlu çekirdekleri var. Düşman CoreBot’ları da aynı şekilde renk kodlu çekirdeklere sahip ve bu da savaş sistemine stratejik bir boyut katıyor.
Far Eden’ın Geniş ve Zorlu Dünyası: Keşif ve Serbestlik
ReCore gerçekten büyük bir haritaya sahip. Far Eden, geniş çöl kumullarından, terk edilmiş tesislerin kalıntılarına ve gizemli yeraltı zindanlarına kadar çeşitli bölgeler sunuyor. Oyunun hızlı seyahat (fast-travel) sistemine sahip olsa da, bu sistemin kısıtlı bir şekilde çalışması bizi zaman zaman uzun yürüyüşlere mahkum ediyor. Bu durum, bir yandan gezegenin ıssızlığını ve Joule’un yalnızlığını vurgulasa da, diğer yandan tekrarlayan seyahatlerde sıkıcı hale gelebiliyor. Ancak keşif severler için, gizli toplanabilir eşyalar, yan görevler ve yeni zindanlar keşfetmek adına bu geniş dünya cazip olabilir. Özellikle platform elementlerinin yoğun olduğu bazı alanlar, oyuncuların çevikliklerini test ederken, Coyote Time gibi platform oyunlarının yapı taşları da bu anlarda devreye girerek oyuncuya anlık esneklik sunuyor.
Dinamik Savaş Sistemi ve Stratejik CoreBot Kullanımı
Recore aksiyon ve oynanış yönünden tam bir Japon oyunu olduğunu belli ediyor. Düşmana kitlenip tüm mühimmatı üstüne boşalttığımız, yer yer CoreBot’larımızı kullandığımız bir dövüş sistemine sahip. Benzerini bir başka Japon oyunu olan Attack on Titan Wings of Freedom‘da görmüş ve bahsetmiştik. Çatışmalarda yerimizde sabit kalmak söz konusu değil; düşman saldırılarından kaçınmak ve doğru pozisyonu almak hayati önem taşıyor. Çeşitli mühimmat geliştirmelerine dikkat etmemiz gerekiyor, zira her mühimmat her düşmanda aynı etkiyi yaratmıyor. Kırmızı ateş modu, beyaz ateş modu gibi farklı renklere sahip modları, düşmanların çekirdek renkleriyle eşleştirerek maksimum hasar vermek gerekiyor. Bu renk tabanlı sistem, her çatışmaya stratejik bir derinlik katıyor ve oyuncuyu sürekli düşünmeye teşvik ediyor.
Gelişim ve Zanaat: Robotlarını Güçlendir
CoreBot’larımızı güçlendirmek bize savaşlarda çok yardımcı oluyor. Ayrıca Joule’un sahip olduğu hook (kanca) düşmanlarımızın içerisindeki güç çekirdeklerini tutup almaya yarıyor. Bunu başarırsak bonus olarak Core kazanabiliyoruz ve bu çekirdekler, hem hikaye ilerleyişi hem de CoreBot’larımızı geliştirmek için kritik öneme sahip. Oyunda topladığımız eşyalar ile ‘Craft’ yaparak Mack’in, Seth’in veya Duncan’ın defans, atak ve enerji seviyelerini güçlendirebiliyoruz. Bunun dışında oldukça büyük harita içerisinde bulabileceğimiz blueprints (şemalar) ile gerekli materyalleri topladığımızda çok daha efektif Craft’lar yapmamız mümkün. Bu gelişim sistemi, oyunculara CoreBot’larını kendi oyun tarzlarına göre özelleştirme imkanı sunuyor.
Oynanış Tamam Peki Ya Hikaye ve Bulmacalar?
Oyunun güzel yanlarından biri ise sahip olduğu zorlayıcı bulmacalar. Özellikle platform elementlerinin yoğun olduğu zindanlar, oyuncunun yeteneklerini test ediyor. Oyun içerisindeki zindanlar oldukça fazla ama maalesef çok bir farklılıkları yok; girdiğiniz zindanı bitirebilirseniz bir Core kazanıyorsunuz. Gelelim oyunun sıkıcı taraflarına: ReCore oldukça güzel bir hikaye tabanına sahip ama bunu kullanmayı nedense seçmemişler. Hikaye işlenişi çok yavan kalıyor. Bir yerden sonra kendinizi robotlarla çevrili boş bir çölde buluyorsunuz. Hikayenin devamı için Prismatic Core adlı materyal gerekiyor ama bu zorunluluk oyundan soğumanızı sağlayacak kadar sıkıcı. Bunları elde etmenin en kolay yolu zindanlar ama bunları farm’lamak inanılmaz derecede sıkıyor ve tekrara bağladıktan sonra insanda oyunu bırakma isteği uyandırıyor. Zindanlar dışında kocaman açık dünyada başka yapacak bir şey yok maalesef. Oyun çok fazla tekrara bağlıyor, bir süre sonra sürekli aynı şeyi yaptığınız sıkıcı bir hale dönüyor.
Teknik Performans ve Görsel Tasarım
Grafik olarak da 2016 için yeterli olduğunu söylemek mümkün değil. Atmosfer olarak hoş gözükse de kaplamalar oldukça vasat. Bunun en büyük nedenlerinden biri, içi boş da olsa oyunun sahip olduğu açık dünya. Oyunun Metacritic puanı 60, kullanıcı puanı ise 3.32 gibi düşük bir seviyede seyrediyor ki bu da genel eleştirmen ve oyuncu görüşlerini yansıtıyor. Teknik yetersizliklerin başında gelen bir başka problem ise bıkkınlık getiren uzun bekleme süreleri. Özellikle hızlı seyahat noktaları arasında veya bir zindana girip çıkarken yaşanan yükleme ekranları, oyunun akıcılığını ciddi şekilde baltalıyor ve oyuncu deneyimini olumsuz etkiliyor.
ReCore’un Artıları ve Eksileri: Bir Bakışta
Artıları:
- Benzersiz ve sevimli CoreBot yoldaşları ile aralarındaki bağ.
- Dinamik, renk tabanlı ve stratejik savaş sistemi.
- Zorlayıcı platform elementleri içeren bulmacalar ve zindanlar.
- İlginç ve potansiyeli yüksek bir evren ile hikaye teması.
- CoreBot’ları kişiselleştirme ve geliştirme imkanı.
Eksileri:
- Tekrarlayan görev yapısı, özellikle Prismatic Core toplama süreci.
- Boş ve monoton hissettiren açık dünya tasarımı.
- Uzun ve sıkıcı yükleme ekranları.
- 2016 standartlarının altında kalan grafikler ve kaplama kalitesi.
- Hikaye anlatımının potansiyelinin altında kalması ve yavanlığı.
Sonuç: ReCore Kimler İçin Uygun?
ReCore, Keiji Inafune’nin imzasını taşıyan bir aksiyon-macera oyunu olarak, ilginç fikirleri ve sevimli robot yoldaşlarıyla dikkat çekiyor. Ancak potansiyelini tam anlamıyla kullanamayan bir hikaye anlatımı, tekrara düşen görevler ve teknik aksaklıklar, oyunun genel deneyimini olumsuz etkiliyor. Eğer robot yoldaşlarla macera yaşamayı seven, renk tabanlı ve stratejik dövüş sistemlerinden hoşlanan, ayrıca platform bulmacalarına meraklı bir oyuncuysanız ReCore’a bir şans verebilirsiniz. Ancak uzun yükleme süreleri ve boş hissettiren bir açık dünya ile başa çıkmaya hazır olmalısınız. Oyun, piyasaya çıktığında 110 Türk Lirası gibi bir fiyattan satılmaktaydı. Oyunun ortalama 3.32 kullanıcı puanı ve 60 Metacritic skoru, karışık bir deneyim sunduğunu net bir şekilde gösteriyor.
Yorum (0)