Wonder Woman Cilt 1: The Lies Part One, Amazon Prensesi Diana’nın karmaşık bir kimlik kriziyle boğuştuğu, umutsuz bir arayış içinde olduğu bir dönemi mercek altına alıyor. Bu cilt, Diana’nın geçmişi ve geleceği arasındaki çizgide kayboluşunu, aynı zamanda onu çevreleyen destek ekibinin, özellikle Steve Trevor ve Etta Candy’nin önemini vurgulayarak, karakterin derinliklerine iniyor. Greg Rucka’nın ustalıklı kalemi ve Liam Sharp’ın büyüleyici çizimleriyle, ikonik kahramanın daha insani ve kırılgan yönlerini keşfediyoruz.
Wonder Woman Cilt 1 İçinde Diana Nerede Duruyor?
Mevcut içeriğin de belirttiği gibi, Wonder Woman Cilt 1 içinde Diana umutsuz bir yerde bulunuyor. Çaresizlik ona hiç ihtimal olmayan kaynaklardan yardım arattırmakta. Diana’nın yolculuğu hiç şüphesiz uzun vadede en önemli hikaye ama burada, Rucka’nın girişi ve Steve Trevor ve Etta Candy kitabın zamanının çoğunu alıyor dolayısıyla Diana’nın hikayesi yan hikaye gibi kalıyor. Buna değmekte çünkü Wonder Woman‘ın en büyük zayıf noktalarından biri az gelişmiş ya da göze görünmeyen destek ekibiydi. Yani WW karakteri arka plan hikayesi olarak kalmış derken negatif bir çağrışım yapmıyoruz. Aslında iyi olmuş denebilir. Rucka fantastik bir Wonder Woman yazabilirdi ama onun destek ekibi de ön plana çıkmayı hakediyor. Bu yaklaşım, sadece Diana’nın omuzlarındaki yükü hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda hikayeye daha geniş bir perspektif ve katmanlı bir gerçekçilik katıyor. Okuyucu, Diana’nın iç dünyasına daha yakından bakarken, onun etrafındaki insanların da kendi mücadeleleri ve katkılarıyla nasıl bir bütün oluşturduğunu görüyor.
Sanatın Gücü: Liam Sharp ve Laura Martin’in Dokunuşu

Liam Sharp’ın muhteşem kalemi sayesinde, okuyucunun bakış açısından Diana’yı endişe dolu görüyoruz. Sharp’ın çizimleri, Diana’nın hem fiziksel gücünü hem de içsel kırılganlığını aynı anda yansıtarak, karakterin çok boyutluluğunu başarıyla ortaya koyuyor. Diana aniden güçlü ve çarpıcı oluyor, bu durum da yorumu, ikonik Amazon’un en sevilen yorumu konumuna getiriyor. Her bir panel, karakterin duygusal durumunu ve hikayenin atmosferini derinleştiren detaylarla dolu. Özellikle aksiyon sahnelerindeki dinamizm ve karakterlerin yüz ifadelerindeki incelik, okuyucuyu hikayenin içine çekiyor. Martin’in renkleri her şeye yumuşak bir dokunuş katmış ve yarattıkları orman her ikisinin yeteneğini de ön plana çıkarmış. Laura Martin’in renk paleti, hikayenin tonunu belirliyor; karanlık ve umutsuz anlarda derin tonlar kullanırken, umut ve keşif anlarında daha canlı renklerle kontrast yaratıyor. Bu sanatsal iş birliği, Wonder Woman Cilt 1‘i görsel bir şölene dönüştürüyor ve okuyucunun Diana’nın yolculuğunu daha derinden hissetmesini sağlıyor.
Steve Trevor ve Etta Candy: Destek Ekibinin Yükselişi

Steve Trevor’a gelince, Diana ile olan ilişkisi karışık ve özel bir sahnede onun kaybolan zaman yüzünden en etkilenen kişi olduğunu hissediyorsunuz. Ya da belki de o sadece eski fotoğrafları seviyordur. Rucka, Steve Trevor’ı sadece Diana’nın romantik ilgi alanı olmaktan çıkarıp, onu kendi içinde güçlü bir karakter haline getiriyor. Askeri geçmişi ve Diana’ya olan sarsılmaz sadakati, onu hikayenin önemli bir parçası yapıyor. Etta Candy ise, istihbarat alanındaki uzmanlığı ve kararlı duruşuyla, Diana’nın dünyayla bağlantı kurmasına yardımcı olan bir köprü görevi görüyor. Bu iki karakterin hikayedeki ağırlığı, Diana’nın yalnız bir kahraman olmaktan çıkıp, etrafında güvendiği ve ona destek olan bir topluluğa sahip olduğunu gösteriyor. Bu durum, Wonder Woman’ın genel anlatısına yeni bir boyut kazandırıyor ve karakterin insani yönlerini daha da güçlendiriyor. Nitekim, DC Evreni’nde kahramanların bir araya gelmesi ve güçlü ekipler kurması sıkça rastlanan bir durumdur. NO JUSTICE gibi olaylarda da kahramanların ve kötü adamların bile bir araya geldiğini görürüz, bu da destek ekibinin ne kadar kritik olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Greg Rucka’nın Wonder Woman Yorumu: Gerçek ve Kimlik Arayışı
İlk sayı türlerin birleşmesiyle bitiyor ama burada spoiler verecek bir durum yok. Rucka, Sharp ve diğer yaratıcı ekip, hayranlara kafası karışık ve kaybolmuş bir Wonder Woman vermişler ama niyetleri biraz daha insani bir Wonder Woman ortaya koyma olasılığı gibi duruyor. Rucka’nın Rebirth dönemindeki Wonder Woman serisi, karakterin temel mitolojisine geri dönerek, Diana’nın kökenlerini ve kimliğini yeniden tanımlama çabasına odaklanıyor. “Yalanlar” (The Lies) alt başlığı, Diana’nın bildiği her şeyin sorgulandığı, geçmişiyle ilgili çarpıcı gerçeklerle yüzleştiği bir dönemi işaret ediyor. Bu durum, okuyucuyu da Diana ile birlikte gerçeğin peşine düşmeye davet ediyor. Rucka, sadece aksiyon dolu sahneler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda karakterin içsel çatışmalarını ve felsefi sorgulamalarını da derinlemesine işliyor. Bu, Wonder Woman’ı sadece bir süper kahraman olmaktan çıkarıp, daha derin bir insani ve mitolojik figür haline getiriyor. The Witcher: Camlar Konağı gibi diğer çizgi roman incelemelerinde de gördüğümüz gibi, karakterlerin iç dünyasına odaklanmak, hikayeyi çok daha zenginleştirir.
Wonder Woman’ın İkonik Mirası ve Geleceği
Wonder Woman, DC Comics’in en önemli üçlüsünden biri olarak Batman ve Superman ile birlikte anılır. William Moulton Marston tarafından yaratılan bu karakter, ilk kez 1941’de ortaya çıktığından beri feminizmin, adaletin ve barışın sembolü olmuştur. Rucka’nın bu cildi, Diana’nın bu mirasını onurlandırırken, onu modern okuyucu için yeniden yorumlama cesaretini gösteriyor. Karakterin Amazon kökenleri, Yunan mitolojisiyle olan bağlantıları ve insan dünyasındaki rolü, bu ciltte ustaca harmanlanıyor. Diana’nın kimlik krizi, aslında her insanın zaman zaman yaşadığı kendini bulma mücadelesinin bir yansımasıdır. Bu da karakteri daha evrensel ve erişilebilir kılıyor. Çizgi roman dünyasının önemli isimleri, Stan Lee gibi efsanelerin de gösterdiği gibi, karakterlere derinlik ve anlam katmayı her zaman öncelik edinmişlerdir. Wonder Woman da bu geleneğin güçlü bir temsilcisidir.
Wonder Woman Cilt 1: The Lies Part One – Neden Okunmalı?
Bu cilt, Wonder Woman evrenine yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için mükemmel bir giriş noktası sunuyor. İşte bu cildi okumanız için başlıca nedenler:
- Derinlikli Karakter Analizi: Diana’nın iç dünyasına inen, kimlik ve aidiyet arayışını işleyen güçlü bir hikaye.
- Görsel Şölen: Liam Sharp’ın dinamik çizimleri ve Laura Martin’in etkileyici renkleri, hikayeyi görsel olarak zenginleştiriyor.
- Yenilenen Destek Ekibi: Steve Trevor ve Etta Candy’nin karakter gelişimleri, hikayeye yeni bir boyut katıyor ve Diana’nın dünyasını genişletiyor.
- Mitler ve Gerçekler: Wonder Woman mitolojisinin modern bir yorumuyla, karakterin kökenlerine ve evrenindeki yerine farklı bir bakış açısı sunuluyor.
Sonuç: Yeniden Doğuşun İlk Adımları
Wonder Woman Cilt 1: The Lies Part One, Greg Rucka, Liam Sharp ve Laura Martin’in ortaklığıyla, Amazon Prensesi’ne hem saygı duruşunda bulunan hem de onu cesurca yeniden tanımlayan bir eser. Bu cilt, Diana’nın kimlik arayışını, destek ekibinin önemini ve mitolojik köklerini modern bir perspektiften ele alarak, okuyucuyu sürükleyici bir maceraya davet ediyor. Kafası karışık ve kaybolmuş bir Wonder Woman sunulsa da, bu durum onun daha insani ve erişilebilir bir kahraman olma yolunda atılan ilk adımlarını temsil ediyor. Bu cilt, hem eski hayranlar hem de yeni okuyucular için unutulmaz bir deneyim sunuyor ve Wonder Woman’ın efsanesini güçlendirmeye devam ediyor. Kesinlikle okunması gereken, düşündürücü ve görsel olarak büyüleyici bir başlangıç.
Wonder Woman Cilt 1
Yazar: Greg Rucka
Çizim: Liam Sharp
Renklendirme: Laura Martin


Yorum (0)