DC Comics’in “Absolute” evreni, çizgi roman dünyasında kartları yeniden dağıtmaya başladığından beri hepimizin gözü kulağı bu yeni, ham ve vahşi dünyadaydı. Özellikle Bruce Wayne’in o bildiğimiz milyarder playboy kimliğinden sıyrılıp, şehrin altını üstüne getiren bir inşaat mühendisine dönüştüğü bu evren, kuralları baştan yazıyor. Şimdi ise beklenen an geldi: Absolute Batman ve Absolute Wonder Woman nihayet yolları kesiştiriyor.

Absolute Wonder Woman #15 ile başlayan ve Absolute Batman serisine sıçrayacak olan bu ilk büyük “crossover” (kesişim), sadece iki kahramanı bir araya getirmekle kalmıyor, aynı zamanda Batman mitolojisinin en ikonik unsurlarından birine, Bat-Sinyal’e (Yarasa Sinyali) şimdiye kadar gördüğümüz en büyüleyici yorumu getiriyor. Gelin, Gotham’ın karanlık sokaklarında neler döndüğüne ve bu yeni dinamiklerin bize neler fısıldadığına yakından bakalım.
Absolute Evreninde Bat-Sinyal’in Büyülü Dönüşümü
Klasik hikayeleri bilirsiniz; Komiser Gordon çatıya çıkar, devasa bir projektörü yakar ve bulutlara o meşhur yarasa sembolü düşer. Ancak Absolute evreninde işler böyle yürümüyor. Buradaki Batman, polis departmanıyla dirsek temasında olan kurumsal bir kahraman değil. O, sistemin dışında, kaosun tam ortasında bir savaşçı. Haliyle, onu çağırmak için bir polis memurunun düğmeye basması beklenemez.
Tam bu noktada sahneye Diana giriyor. Absolute evreninin Wonder Woman’ı, sadece bir savaşçı değil, aynı zamanda güçlü bir cadı. Gotham’a, tanrıçası Hecate’nin işaretini taşıyan bir cinayeti çözmek için gelen Diana, Batman’in dikkatini çekmek için teknolojiye değil, büyüye başvuruyor.

Diana’nın yaptığı büyü, gökyüzünde yeşil, ruhani ve kesinlikle elektrikle çalışmayan bir Bat-Sinyal oluşturuyor. Bu an, serinin tonunu belirleyen harika bir detay. Bruce’un gökyüzündeki bu garip ışığı gördüğünde verdiği tepki ise paha biçilemez: “Bu da neyin nesi?” Klasik bir “imdat çağrısı” olmasının ötesinde, bu sinyal iki farklı dünyanın (büyü ve sokak kavgası) çarpışmasını simgeliyor.
Batman ve Wonder Woman: Zıt Kutupların Uyumu
Peki, Absolute Batman ve Wonder Woman bir araya gelince neler oluyor? Bu sorunun cevabı, karakterlerin kimyasında gizli. Yazarlar Kelly Thompson ve Scott Snyder’ın kurduğu bu yapı, bize Marvel Sinematik Evreni’nin ilk dönemlerindeki o “yavaş yavaş inşa edilen” ekip ruhunu hatırlatıyor. Karakterleri önce kendi serilerinde, kendi şartlarında sevdik, şimdi ise etkileşimlerini izlemek büyük bir keyif veriyor.

İkilinin tanışma sahnesi, aralarındaki temel farkları yüzümüze çarpıyor. Diana, her zamanki gibi son derece kibar ve asil bir dille kendini tanıtırken; Bruce, kısa, öz ve biraz da huysuz bir “Ben Batman” cevabı veriyor. Ancak bu huysuzluk, takdire engel değil. Bruce, Diana’nın yeteneklerine ve dünyaya bakış açısına (babasının da onaylayacağı türden bir sevgiyle dünyayı değiştirme fikrine) saygı duyuyor.
Olay örgüsünde de bu zıtlık işe yarıyor. Diana, cinayet mahallindeki büyülü tutarsızlıkları çözerken; paranoyak ve stratejist Bruce, tüm bu kurgunun aslında Diana’yı ortaya çıkarmak için hazırlanmış bir tuzak olduğunu fark ediyor.
Gelecek Tehditler ve Yeni Bir “Adalet” Anlayışı
Bu karşılaşma sadece dostane bir tanışma değil elbette. Arka planda çok daha büyük bir tehdit örülüyor. Trilyoner Joseph “Joker” Grimm ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Veronica Cale, kahramanlarımızı ortadan kaldırmak için güçlerini birleştirmiş durumda. Bu evrende yasalar ve güç, ne yazık ki kötülerin elinde.
Burada akıllara şu soru geliyor: Absolute evreninde Justice League (Adalet Birliği) olacak mı? İlginç bir şekilde, “Justice League” ismi bu evrende Joker ve Cale gibi figürlerin oluşturduğu yapı tarafından gasp edilmiş durumda. Yasalar onların tarafındayken, bizim kahramanlarımız ne isim alacak? Hayran teorileri ve hikayenin gidişatı, oldukça ironik bir isme işaret ediyor: Legion of Doom (Kıyamet Lejyonu). Ancak bu sefer “kıyamet”, yozlaşmış güç sahipleri için gelecek.

Hikayenin devamında Diana, Bruce’a gümüş bir tılsım veriyor. Bu “Hiketeia” (ki bu isim eski bir Yunan geleneğine ve efsanevi bir çizgi roman hikayesine harika bir göndermedir), Bruce’un ihtiyaç duyduğunda Diana’yı çağırabilmesini sağlıyor. Yani artık Batman’in de kendi “Wonder Woman Sinyali” var diyebiliriz.
Bir sonraki durak ise Cehennem. Evet, yanlış duymadınız. Absolute Batman #16 sayısında ikili, kelimenin tam anlamıyla Cehennem’e bir yolculuğa çıkacak. DC’nin bu yeni evreni, okuyucuyu şaşırtmaya ve süper kahraman klişelerini ters yüz etmeye kararlı görünüyor. Biz de Fanzade olarak bu kaotik ama bir o kadar da heyecan verici yolculuğun takipçisi olmaya devam edeceğiz.


Yorum (0)