Pluribus, ilk sezonu boyunca sabrımızı sınayan, “Hadi artık olaylar başlasın” dedirten ama her seferinde bizi ekran başında tutmayı başaran o nadir yapımlardan biri oldu. Özellikle Rhea Seehorn’un canlandırdığı Carol Sturka karakterinin, hikayenin merkezine (veya kovan zihnine) adım adım yaklaşmasını izlemek, Better Call Saul’dan aşina olduğumuz o yavaş ama tatmin edici anlatımı iliklerimize kadar hissettirdi. Sezon finali olan “La Chica o El Mundo” bölümünde ise hepimizin beklediği o büyük an nihayet gerçekleşti: Carol ve Manousos Oviedo sonunda karşı karşıya geldi.

Dürüst olalım, hepimiz bu ikilinin bir araya geldiği an, dünyayı kurtarmak için kusursuz bir plan yapan, birbirini tamamlayan iki dahi göreceğimizi sanıyorduk. Avengers tarzı bir “birleşme” bekleyenler için Pluribus senaristleri, masayı devirmeyi tercih etti. Ve bizce yaptıkları şey, beklediğimizden çok daha iyiydi. Manousos, 4. bölümden beri sergilediği o inatçı ve karizmatik tavrıyla Carol’ın kapısına dayandığında, ortaya çıkan şey bir ittifaktan çok, egoların ve iletişim bozukluklarının çarpışması oldu.
Hayallerdeki Takım Arkadaşlığı, Gerçeklerde Bagajda Yolculuk
Pluribus’un en sevdiğimiz yanı, beklentileri ters köşe yapma konusundaki cesareti. Carol, Zosia ile olan karmaşık bağı yüzünden olaylara zaten şüpheci yaklaşırken, Manousos’un o kendine has, biraz da teatral tavırları işleri iyice sarpa sardırdı. Manousos, “Ötekiler” üzerinde kullanmayı planladığı radyo dalgası numarasını Carol’a düzgünce anlatmak yerine, kendi bildiğini okuyunca olanlar oldu.
Sonuç? Carol, insanlığın son umutlarından biri olan bu adamı dinlemek yerine, silah zoruyla gasp ettiği son arabanın bagajına kilitledi. Evet, yanlış duymadınız. Dünyayı kurtaracak ikilinin ilk “ortaklığı”, birinin diğerini bagaja tıkmasıyla başladı. Bölümün sonunda güçlerini birleştirseler de, dizi bize istediğimiz o tatlı tanışmayı değil, karakterlerin doğasına en uygun olan o kaotik çarpışmayı verdi.

Vince Gilligan Dokunuşu: Uyumsuzluğun Uyumu
Dizinin yaratıcı ekibindeki Vince Gilligan etkisini bu sahnelerde buram buram hissetmemek imkansız. Breaking Bad ve Better Call Saul evrenlerinde gördüğümüz o “birbirine tahammül edemeyen ama mecbur kalan ikili” dinamiği, Carol ve Manousos arasında da harika işliyor. Carol’ın o negatif, sinik ve insanlardan nefret eden haliyle; Manousos’un aksiyon odaklı, prensipli ama bir o kadar da şovmen tavrı (cidden Manousos, insanlara parmak şıklatmak mı?) asla bir araya gelmemesi gereken iki element gibi.
Bu zıtlık, aslında dizinin ikinci sezonu için elimizdeki en büyük koz. Sosyal becerileri sıfırın altında olan bu iki karakterin, dünyayı eski haline getirmek için birbirlerine katlanmak zorunda kalacak olmaları, şimdiden bizde büyük bir heyecan yaratıyor. Carol’ın aptallığa tahammülsüzlüğü ile Manousos’un yoğunluğu arasındaki sürtüşme, önümüzdeki sezonun mizah ve gerilim kaynağı olacak gibi duruyor.
Pluribus Hakkında En Çok Merak Edilenler
Sezon finaliyle birlikte kafalarda pek çok soru işareti oluştu. Özellikle Türkiye’deki izleyicilerin arama motorlarında en sık sorduğu soruları ve cevaplarını, dizinin gidişatına dair ipuçlarıyla derledik.
Pluribus 2. sezon ne zaman yayınlanacak?
Dizinin finalindeki o kaotik birleşmeden sonra herkesin aklındaki soru bu. Henüz resmi bir tarih açıklanmasa da, yapım takvimi ve Apple TV+’ın stratejisi göz önüne alındığında, Carol ve Manousos’un maceralarının devamı için en az bir yıl beklememiz gerekebilir. Ancak senaryo ekibinin bu kimyayı oturtmak için acele etmeyeceği kesin.
Carol ve Manousos gerçekten müttefik olabilecek mi?
Finalde zoraki bir birliktelik görseler de, bu ikilinin “kanka” olmasını beklemeyin. İlişkileri, güven ve saygıdan çok, mecburiyet ve sürekli didişme üzerine kurulu olacak. Bu da izleme zevkini katlayacak bir detay.
Pluribus dizisi hangi platformda?
Eğer bu kaotik bilim kurgu dramasına henüz başlamadıysanız, Pluribus’un tüm bölümlerinin Apple TV+ üzerinden izlenebileceğini hatırlatalım. Özellikle Rhea Seehorn performansı için bile şans vermeye değer.


Yorum (0)