Cobra Kai’den Bile İyi: Aksiyon Dolu 7 Efsane Dizi!

Cobra Kai’den Bile İyi: Aksiyon Dolu 7 Efsane Dizi!

Fanzade tarafından ·
Aralık 21, 2025

Cobra Kai ile ilk tanışmamızı hatırlayın. Johnny Lawrence’ın (William Zabka) o hurdaya dönmüş arabasında oturup, hayatı liseden beri bir adım ileri gitmemiş gibi benzinlik burritosu yediği ve son ses 80’ler rock müziği dinlediği o an… İşte o melankoli ve inatçı gurur karışımı bizi ekrana kilitlemişti. Miguel (Xolo Maridueña) okul tuvaletinde ilk yumruğunu attığında ise artık geri dönüş yoktu; bu yolculuğun bir parçası olmuştuk.

Kabul edelim, Cobra Kai dövüş sanatları televizyonunu yeni nesil için resmen diriltti. Bir anda çocuklar yeniden dojoları konuşmaya başladı, biz yetişkinler ise “Miyagi-Do mu yoksa Eagle Fang mi?” tartışmalarına daldık. Ancak Netflix bu bombayı patlatmadan çok önce de, temiz dövüş sahneleri ve sağlam karakterleriyle bu işin hakkını veren yapımlar vardı. Safwan Azeem’in derlediği listeden yola çıkarak, Cobra Kai açlığınızı bastıracak, hatta çıtayı biraz daha yukarı taşıyacak o yapımlara yakından bakıyoruz.

7. Into the Badlands (2015–2019)

Çoğu izleyici Into the Badlands‘i “yine mi kıyamet sonrası hikayesi” diyerek pas geçme hatasına düşüyor. Oysa bu diziye başladığınızda, televizyon tarihinde bu kadar net ve estetik çekilmiş dövüş sahnelerine rastlamanın ne kadar nadir olduğunu anlıyorsunuz. Hikaye, güçlü bir barona hizmet eden usta savaşçı Sunny’nin (Daniel Wu) etrafında dönüyor. Ancak Sunny, korumaya yemin ettiği bu şiddet dolu dünyayı sorgulamaya başladığında işler değişiyor. Sadık bir askerin kendi iradesini keşfetme süreci, seriye inanılmaz bir yoğunluk katıyor.

Buradaki dövüş sahneleri sadece aksiyon olsun diye değil; karakterin zihinsel durumunu, kime güvendiğini ve neden korktuğunu anlatmak için kurgulanmış. Hızlı kesimlerle (quick cuts) hataları gizlemeye çalışan dizilerin aksine, burada her hareketi geniş açıda, net bir şekilde görüyorsunuz. Oyuncuların ve dublörlerin emeğine saygı duruşu niteliğinde bir koreografi var. Cobra Kai‘nin nostaljik havasına sahip olmayabilir ama saf dövüş sanatları işçiliği ve iddialı dünyasıyla kesinlikle izlenmeyi hak ediyor.

6. Warrior (2019–2023)

Modern dövüş sanatları dizileri arasında gerçek tarihle bu kadar içli dışlı olanı az bulunur. Warrior, 1870’lerin San Francisco’sundaki Tong Savaşları sırasında Çin’den gelen göçmen Ah Sahm’ı (Andrew Koji) merkezine alıyor. O dönem, çete savaşları, sömürü ve göçmen karşıtı şiddetle dolu karanlık bir sayfa. Dizi bu unsurları abartmadan, o dönemde hayatta kalmanın ne kadar acımasız olduğunu yüzümüze çarpıyor.

Her dövüş sahnesinde karakterlerin yorgunluğunu, öfkesini ve çaresizliğini hissediyorsunuz. Depo kavgaları, ara sokak yüzleşmeleri ve çıplak el dövüşleri izlemesi keyifli birer şölene dönüşüyor. Başrol Andrew Koji’nin koreografların çoğunu bizzat kendisinin gerçekleştirmesi de işin samimiyetini artırıyor. Sadece gösterişli tekmelerden ibaret olmayan, karakterleri dönemin politik iklimiyle harmanlayan bir yapım arıyorsanız, Warrior tam size göre.

5. Banshee (2013–2016)

Dışarıdan bakıldığında Banshee kaotik görünebilir; ölü bir şerifin kimliğini çalan eski bir mahkumun hikayesi sonuçta. Ancak yüzeyin altında, Lucas Hood (Antony Starr – evet, bizim Homelander!) şiddetle boğuşan küçük bir kasabada kendini yeniden yaratmaya çalışırken muazzam bir gerilim inşa ediliyor. Doğaüstü güçler veya abartılı mitolojiler yok; herkes kendi kurallarına göre oynuyor ve kimsenin “senaryo zırhı” (plot armor) yok.

Banshee‘deki kavgaları izlemek bazen fiziksel olarak canınızı yakabilir. O kadar gerçekçi ve ham ki… Motel kavgası, mutfak sahnesi ve hapishane sekansları televizyon tarihinin fiziksel olarak en zorlayıcı işlerinden. Antony Starr her darbenin hakkını veriyor. Duygusal yıkımlar dramatik abartılara değil, somut eylemlere dayanıyor. Dürüst ve sert hikaye anlatımıyla bu listeye girmeyi fazlasıyla hak ediyor.

4. Kung Fu (2021–2023)

Kung Fu, klasik bir network dramasının yapısını alıp, Shaolin manastırında eğitim gördükten sonra evine dönen üniversite terk Nicky Shen’in (Olivia Liang) etrafına kuruyor. Dizi, kendini eski usul bir dövüş sanatları efsanesi gibi sunmaya çalışmıyor. Bunun yerine aile dinamikleri, Chinatown’daki topluluk politikaları ve yakın dövüş aksiyonunu dengeli bir şekilde harmanlıyor.

Dövüşler temiz, pratik; hız ve hassasiyete dayanıyor. Abartılı tel (wire-work) tekniklerinin veya gereksiz ağır çekimlerin olmaması bizce taze bir nefes. Olivia Liang’ın dublör gerektiren sahnelerin büyük kısmını kendisinin yapması, karaktere sezonlar boyunca artan bir fiziksel özgüven katıyor. Sadece yumrukların değil, Nicky’nin ailesi ve arkadaşlarıyla olan bağlarının da hikayeye yön verdiği tutarlı bir seri.

3. Warrior Nun (2020–2022)

İsmini ilk duyduğumuzda hepimiz aynı tepkiyi verdik: “Savaşçı Rahibe mi? Hadi canım!” Bir morgda uyanıp omurgasına ilahi bir nesne kaynaşmış yetim bir kızın hikayesi kulağa absürt gelebilir. Ancak ekrana yansıyan işleyiş tek kelimeyle harika. Ava (Alba Baptista) seçilmiş bir kahraman klişesi değil; yıllarca kendi iradesi dışında yaşamış ve sorumluluk kendisine verildiği an onu reddeden biri.

Safwan Azeem’in de belirttiği gibi, başrol Alba Baptista’nın fiziksel performansı, Ava’nın yakın dövüşlerdeki doğallığını inanılmaz kılıyor. Kamera açıları gerçeklik hissini koruyacak kadar yakın duruyor. İsmi yüzünden bu diziyi hafife almak kolay ama net senaryosu, kontrollü aksiyonu ve sağlam karakter gelişimiyle son on yılın en sürpriz işlerinden biri.

2. Avatar: The Last Airbender (2005–2008)

Bir animasyon serisinin bu kadar hassas ve dikkatle kurgulanmış dövüş sanatları sunması gerçekten nadir bir olay. Ancak Avatar: The Last Airbender bunu sanat eseri kıvamında yapıyor. Geek dünyasının bildiği üzere, dizideki her bükme stili gerçek bir dövüş sanatından modellenmiştir: Su bükme Tai Chi’yi, toprak bükme Hung Gar’ı, ateş bükme Kuzey Shaolin stilini ve hava bükme Ba Gua Zhang’ı yansıtır. Bu detay seviyesi, her dövüşü okunabilir ve anlamlı kılıyor.

Aang’in kaçışları ve dönüşleri tutarlı kalıpları izlerken, Zuko’nun daha keskin ve agresif hareketleri karakteriyle birebir örtüşüyor. Toph ve Sokka gibi karakterlerin gelişim süreçleri de doğrudan yetenekleriyle paralel ilerliyor. Avatar, aksiyonu karakter gelişimiyle kusursuz birleştirdiği için tüm zamanların en eksiksiz dövüş sanatları serilerinden biri olarak kalmaya devam ediyor.

1. Daredevil (2015–2018)

Eğer televizyon dünyasında dövüş sanatları için bir altın standart varsa, o kesinlikle Daredevil‘dir. Matt Murdock (Charlie Cox), yıllarca eğitim almış biri gibi dövüşüyor ama dizi asla onun yorgunluğunu veya savunmasızlığını gizlemiyor. 1. Sezon’daki o meşhur koridor sahnesi ve 3. Sezon’daki hapishane sekansı, koreografinin ne kadar “acımasızca dürüst” olabileceğinin kanıtı.

Dövüş stili boks, güreş ve özellikle yakın mesafe cop kullanımında Filipin dövüş sanatlarının bir karışımı. Charlie Cox’un rol için ne kadar sıkı çalıştığını; omuzlarını döndürüşünden, düşüşlerde ağırlığını verişine kadar her detayda görebiliyorsunuz. Wilson Fisk ve Bullseye gibi rakiplerin de kendilerine has, okunabilir stilleri var. Teknik, duygu ve fiziksel hikaye anlatımını bu kadar iyi birleştiren başka bir modern yapım olmadığı için zirve kesinlikle Hell’s Kitchen’ın Şeytanı’na ait.

Sıkça Sorulan Sorular: Aksiyon Tutkunları İçin Rehber

Cobra Kai bittikten sonra ne izlenir?
Cobra Kai’nin o nostaljik ve dövüş odaklı havasını seviyorsanız, listemizdeki Warrior ve Into the Badlands, kurgusal derinlikleriyle sizi tatmin edecektir. Daha süper kahraman odaklı ama gerçekçi bir şeyler arıyorsanız adresiniz kesinlikle Daredevil.

Netflix’teki en iyi dövüş dizileri hangileri?
Listemizde yer alan Cobra Kai, Warrior Nun ve Daredevil (artık Disney+’ta olsa da kökeni orası) dışında, Wu Assassins gibi yapımlara da göz atabilirsiniz.

Uzak Doğu dövüş sanatlarını en iyi yansıtan dizi hangisi?
Gerçekçilik ve tarihsel bağlam açısından Warrior (Bruce Lee’nin notlarından esinlenilmiştir) ve fantastik öğelerle harmanlanmış olsa da teknik disiplin açısından Avatar: The Last Airbender öne çıkıyor.

Fanzade

Fanzade

Fanzade.com

Yorum (0)