Eğri oturalım, doğru konuşalım; eğlence endüstrisinde taşların yerinden oynamasını bırakın, resmen yerçekiminin değiştiği bir dönemden geçiyoruz. Netflix’in Warner Bros.’u (ve dolayısıyla DC Comics’i) 72 milyar dolar gibi dudak uçuklatan bir rakama satın alması, sabah kahvemizi içerken boğazımızda düğümlenen o haberlerden biri oldu. Peki, bu devasa birleşme geek dünyası için ne anlama geliyor? Çizgi roman yaratıcıları, sektörün emektarları ve bizler için ufukta neler var? Gelin, “Netflix and Joe Chill” moduna geçip bu kaosu birlikte inceleyelim.
Sektörün Kalbinden Gelen Endişeli Sesler
Bu satın almanın sadece bir şirket evliliği olmadığını, aynı zamanda DC Comics gibi köklü bir çınarın kaderini belirleyeceğini hepimiz biliyoruz. Sektörün içindeki isimler de en az bizim kadar, hatta belki daha fazla diken üstünde. Swamp Thing üzerindeki çalışmalarıyla tanıdığımız efsane isim Stephen R. Bissette, telif hakları ve miraslarının artık Netflix’in “ellerine” geçtiğini belirterek, bu döngünün baş döndürücü hızına dikkat çekiyor. Marc Laming gibi çizerler ise durumu daha net bir ifadeyle özetliyor: “DC Comics’in Netflix tarafından sahiplenilmesinden dolayı çok endişeliyim.”
Ancak herkes karamsar değil. Batt gibi isimler, Netflix’in geçmişte birçok çizgi roman profesyonelini işe aldığını hatırlatarak, “Acaba bu, DC ve hayranları için olabilecek en iyi senaryo mu?” sorusunu soruyor ve cevabın ‘evet’e yakın olduğunu düşünüyor. Yani olaylara bardağın dolu tarafından bakanlar da var.
Netflix Usulü DC: İptal Edilen Diziler ve Veri Odaklı Senaryolar
Tabii ki işin içine Netflix girince, platformun o meşhur “ilk sezondan sonra iptal etme” alışkanlığına dair şakalar havada uçuşuyor. Happy Toast mahlaslı yorumcu, olaya tam da bizim korktuğumuz yerden yaklaşıyor: “Yeni Batman filminin üç parçaya bölünüp, ilkinden sonra iptal edilmesini sabırsızlıkla bekliyorum.” Bu, gülsek mi ağlasak mı bilemediğimiz o trajikomik gerçeklik payı.
Bir de işin Mark Millar boyutu var. Netflix’in Millarworld’ü satın alıp içerik üretme geçmişine atıfta bulunan James Hunt, Netflix CEO’sunun Alan Moore’a mail atıp “Mark Millar çizgi romanlarını filme çevirme tecrübemize dayanarak, daha fazla Watchmen ister misiniz?” diye soracağı günü iple çekiyor. Alan Moore’un böyle bir mail karşısında vereceği tepkiyi hayal etmek bile başlı başına bir korku filmi senaryosu.
İnsanlar Bunları da Soruyor: DC Comics Dijitale mi Kayıyor?
Türkiye’deki çizgi roman okurlarının en çok merak ettiği konulardan biri de fiziksel baskıların geleceği. Swords | The Webcomic ve Len O’Grady gibi yaratıcılar, fiziksel medyanın ve basılı çizgi romanların bu süreçte “kuruyup gidebileceğinden” endişe ediyor. O’Grady, abonelik ücretlerinin fırlayacağını (o 72 milyar doların bir yerden çıkması lazım) ve “enshittification” (hizmet kalitesinin düşmesi) sürecinin başlayacağını öngörüyor.
Ancak burada Cheryl Lynn Eaton‘ın ortaya attığı ve bizim de kulağımıza çok hoş gelen bir fikir var: Ya DC Universe Infinite (dijital çizgi roman servisi), Netflix aboneliğiyle birleşirse? Eaton, basılı yayınları korumak adına 30 günlük bir gecikmeyle de olsa, Netflix paketi içinde binlerce DC çizgi romanına erişmenin harika olacağını savunuyor. Döviz kurlarının belimizi büktüğü şu günlerde, tek bir abonelikle hem Sandman izleyip hem de çizgi romanını okuyabilmek kulağa hiç fena gelmiyor, değil mi?
Veri İmparatorluğu ve Sinemanın Geleceği
Olayın en derin analizlerinden birini ise Tony Panaccio yapıyor. Panaccio’ya göre Netflix artık sadece Hogwarts’ın veya DC Evreni’nin anahtarlarına sahip değil; Harry Potter, Matrix, Mad Max, Looney Tunes gibi devasa bir IP dağının tepesinde oturuyor. Ve en önemlisi, Netflix bu markaları “içgüdüleriyle” değil, acımasız veri modelleriyle yönetecek.
Panaccio, Netflix’in sinema salonlarını birer “hayran katedraline” dönüştürebileceğini öngörüyor. Elindeki veriyi kullanarak, sadece ödül sezonu için değil, gerçek bir topluluk deneyimi için filmler üretebilirler. Artırılmış gerçeklik asalarıyla Harry Potter maratonları, her yeni DC hikayesi için IMAX etkinlikleri veya dev ekranlarda HBO finalleri… Netflix’in elinde, Warner yöneticilerinin “hislerine” göre değil, pazarın gerçeklerine göre şekillenen bir strateji olabilir.
Sonuç olarak, Frank A. Kadar‘ın dediği gibi; en azından alıcılar başkaları değil. Eğer Netflix, Disney’in Marvel’a yaptığı gibi DC’ye de kendi alanını tanırsa, belki de korktuğumuz kadar kötü bir senaryo ile karşılaşmayız. Ama şimdilik kemerleri bağlayın, çünkü Gotham’da hava durumu epey bulutlu görünüyor.
Yorum (0)