Sinema dünyasının efsanevi ismi Francis Ford Coppola, kariyerinin en büyük kumarlarından birini oynadı ve görünen o ki masadan büyük bir kayıpla kalkıyor. Megalopolis filminin vizyondaki devasa başarısızlığının üzerinden neredeyse bir yıl geçti ancak finansal artçı şoklar usta yönetmeni sarsmaya devam ediyor. Ortaya çıkan yeni belgelere göre, Oscar ödüllü yönetmen San Francisco’daki o meşhur bakır kubbeli Sentinel Binası’nı bir kez daha özel bir kredi için teminat olarak gösterdi. Kuzey Plajı’nın simgesi haline gelen bu tarihi yapı, Coppola’nın şirketi Francis Ford Coppola Presents üzerinden alınan yeni bir borcun güvencesi oldu.
Bu hamle, Coppola’nın 2024 yapımı bilimkurgu destanını kendi cebinden finanse ettikten sonra ne kadar ciddi bir mali darboğaza girdiğinin en net kanıtı. Kredinin tam tutarı açıklanmasa da, durumun ciddiyeti ortada. Peki, sinema tarihine adını altın harflerle yazdıran Francis Ford Coppola servetini nasıl riske attı? Bu sorunun cevabı, yönetmenin tutku projelerine olan sarsılmaz inancında yatıyor.
Efsanevi Sentinel Binası ve Coppola’nın Kaderi
Coppola, bu yedi katlı simge yapıyı 1973 yılında, The Godfather (Baba) filminin onu küresel bir şöhrete kavuşturmasından sadece bir yıl sonra 500.000 dolara satın almıştı. 1906 depreminden bile sağ çıkan bu bina, uzun zamandır yönetmenin servetiyle kader birliği yapıyor. 1980’lerdeki mali kriz sırasında açık artırmada satılmanın eşiğinden dönen bina, 1998’de de yine teminat olarak kullanılmıştı. İçinde Café Zoetrope’u barındıran ve bir zamanlar American Zoetrope stüdyolarının merkezi olan yapı, şimdi yeniden tehlikede.
Bu mali krizin kökleri, Coppola’nın on yıllardır hayalini kurduğu projeye dayanıyor. Megalopolis‘i finanse edebilmek için iki şarap imalathanesini birleştiren ve mülkiyet hissesi karşılığında 200 milyon dolar borçlanan yönetmen, film daha vizyona girmeden ciddi bir borç yükünün altına girmişti.
Megalopolis Ne Kadar Zarar Etti?
New York’u “Yeni Roma” olarak yeniden hayal eden, başrollerinde Adam Driver, Aubrey Plaza ve Shia LaBeouf gibi yıldızların yer aldığı 120 milyon dolarlık bu bilimkurgu masalı, gişede tam anlamıyla çakıldı. Film, dünya genelinde sadece 14.4 milyon dolar hasılat elde edebildi. Bu durum, “Megalopolis bütçesini çıkarabildi mi?” sorusunu soran sinemaseverler için oldukça net ve üzücü bir cevap sunuyor: Hayır, yanına bile yaklaşamadı.
Coppola, kalan kredi fonlarını sadece filmi bitirmek için değil, aynı zamanda Sentinel Binası’nı yenilemek, Inglenook Şaraphanesi’ni geliştirmek ve eski ofisleri butik otel odalarına dönüştürmek için de kullandı. Ancak filmin gişedeki hezimeti, planları altüst etti. Bu yılın başlarında Rick Rubin’e verdiği röportajda Coppola durumu tüm çıplaklığıyla şöyle özetledi:
“Param yok çünkü borç aldığım tüm parayı Megalopolis’i yapmak için yatırdım. Temelde hepsi gitti. 15 veya 20 yıl içinde geri geleceğini düşünüyorum ama şu an elimde yok.”
Film Gerçekten O Kadar Kötü müydü?
Eleştirmenlerin ve izleyicilerin aklındaki bir diğer soru da şu: Megalopolis izlenmeye değer mi? Collider’dan Chase Hutchinson filme 10 üzerinden 4 vererek yapımı “büyük, çılgın ve tam bir karmaşa” olarak nitelendirdi. Hutchinson, filmin derinlik yerine genişliğe oynadığını, her şey hakkında olmaya çalışırken hiçbir şey anlatamadığını belirtti. Filmdeki Caesar karakterinin Coppola’nın kendisi, yani “büyük adam” egosu ve kibri üzerine bir özeleştiri olabileceği yorumları yapılsa da, genel kanı filmin içerikten yoksun olduğu yönünde.
Hutchinson’ın deyimiyle film, “her şeyin zorlama olduğu ve hiçbir şeyin özü olmadığı bir Rorschach testi” gibi. Daha da ilginci, bir binayı kurtarması beklenen bu yapım şu anda hiçbir dijital platformda yayınlanmıyor veya satın alınamıyor. Megalopolis ne zaman dijitale gelecek? sorusu hala belirsizliğini korurken, Coppola’nın bu finansal sarmaldan nasıl çıkacağı merak konusu.
Yorum (0)