2025’in En İyi Vampir Oyunu Geliyor: Bu RPG Çok Can Yakacak!

2025’in En İyi Vampir Oyunu Geliyor: Bu RPG Çok Can Yakacak!

Fanzade tarafından ·
Kasım 30, 2025

Vampir mitolojisine şöyle bir uzaktan baktığımızda, aklımıza genellikle iki tür canavar gelir: Ya sadece içgüdüleriyle hareket eden, beyinsiz birer ceset gibi avlanan yaratıklar ya da pelerinini savurarak şatosunda kurbanını bekleyen o klasik korku figürleri. Ama gerçek bir vampir hikayesi, aslında dişlerden ve pençelerden çok daha fazlasıdır. Onlar elit bir sınıfın üyeleridir; toplumun içinde gizlenen, karizmasını bir silah gibi kullanan ve dünyayı gölgelerden yöneten ölümsüz manipülatörlerdir. İşte tam da bu noktada, korku unsurunu sivri dişlerden alıp insan doğasının karanlık yansımalarına taşıyan bir yapım karşımıza çıkıyor.

Şubat ayında sessiz sedasız tüm platformlara gelen Cabernet, o burnumuzda tüten korkunun kokusunu çok iyi alıyor. Party for Introverts tarafından geliştirilen bu anlatı odaklı RPG, bizi 19. yüzyılın puslu atmosferine götürüyor ve yeni dönüşmüş bir vampirin, katillerden oluşan bir sosyetenin içindeki hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Biliyoruz, hepimizin gözü kulağı büyük bütçeli Vampire: The Masquerade — Bloodlines 2 haberlerinde ama prodüksiyon bütçesi ne olursa olsun, Cabernet 2025’in en iyi vampir oyunu olmaya şimdiden aday. Çünkü bu oyun, gerçek dünyadaki güç dengelerinin ardında yatan o tekinsiz dehşeti iliklerinize kadar hissettiriyor.

Sosyete Partisinde Uyanan Bir Canavar

Hikayemiz, trajik ölümünün ardından bir vampir olarak “hayata” dönen genç doktor Liza’yı merkeze alıyor. Ancak bu dönüşüm, beklediğiniz o mezarlıkta uyanma sahneleriyle başlamıyor. Liza gözlerini açtığında kendini lüks bir malikanede, yüksek sosyetenin katıldığı şatafatlı bir galanın tam ortasında buluyor. Vampir dünyasına girişimiz işte böyle yapılıyor: Pahalı takım elbiseler, zarif elbiseler ve kraliyet ailesine layık bir ziyafet sofrası. Liza, zenginlik ve güç vaat eden bu dünyaya adım atarken, biz de o baş döndürücü atmosferin sarhoşluğunu yaşıyoruz.

Buradaki “güç” kavramı sadece soyut bir politik etki değil; Liza dönüşümüyle birlikte somut süper güçlere de kavuşuyor. Cabernet, bildiğimiz vampir külliyatını alıp oldukça zekice kurgulanmış oyun mekaniklerine dönüştürüyor. Şehirde hızlıca dolaşmak için yarasa formuna girebiliyor, görünmez olabiliyor, şarkı söyleyerek insanları hipnotize edebiliyor ve zihin kontrolüyle düşünceleri manipüle edebiliyorsunuz. Ve tabii ki, o taze boyunlardan kan emme meselesi…

Ancak burada işler, kurbanın arkasından gizlice yaklaşıp ısırmaktan çok daha karmaşık. Birinden beslenmek istiyorsanız, önce onunla sohbet ederek ilişkinizi ilerletmeniz gerekiyor. Güvenlerini kazandığınızda, onları tenha bir köşeye çekmeye ikna edebiliyorsunuz. Sonrasında onlara şarkı söyleyip uyutmalı, ısırığı kondurmalı ama dikkatli olmalısınız; açlık barınızı dolduracak kadar kan alıp, kurbanı öldürmeden veya fazla içip “sarhoş” durumuna düşmeden durmanız gerekiyor. Yani avlanmak, bir kasaplık işi değil, ince bir diplomasi sanatı.

İnsanlık ve Nihilizm Arasındaki İnce Çizgi

Tüm bu doğaüstü yetenekler, Cabernet‘in insani RPG öğeleriyle müthiş bir tezat oluşturuyor. Liza’nın “tarih ve politika” gibi istatistikleri var; bu yetenekler günlük sohbetlerde geri kalmamanızı ve kasaba sakinlerinin görevlerini yaparken beceri testlerini geçmenizi sağlıyor. Giydiğiniz elbiseler istatistiklerinizi etkiliyor, okuduğunuz kitaplar bilginizi artırıyor. Evet, bir canavarsınız ama insan olmanın ne demek olduğunu henüz unutmamış, taze bir canavarsınız.

Oyunun damarlarında dolaşan asıl gerilim de tam olarak bu. Hikaye, kasabanın en savunmasız insanlarını avlayan bu vampir cemiyetinin içine çekildikçe, Liza’nın insanlığını koruma savaşını konu alıyor. Bu mücadele, oyunun ahlak sistemine (morality meter) yansıtılmış. Diyalog seçimleriniz size ya “İnsanlık” ya da “Nihilizm” puanı kazandırıyor. Bu acımasız dünyada hayatta kalmak için her ikisine de ihtiyacınız var. İnsanlık, başkalarıyla empati kurup onlara yardım etmenizi sağlarken; Nihilizm, hayatta kalmak için gereken parayı ve kanı bulmak adına güçlerinizi daha karanlık yollarda kullanmanıza olanak tanıyor. Yaşam tarzınızı sürdürmek için ne kadar çaresizleşirseniz, insanları tek kullanımlık kan torbaları olarak görmeye o kadar yaklaşıyorsunuz.

Bu kırılma nokrasını, başarısız olduğum bir görevden sonra bizzat yaşadım. Oyunun başlarında eksantrik bir şairle arkadaşlık kurmuştum ve ona gerçekten sempati duyuyordum. Sorunlarını çözmesine yardım ettim ve bu hizmetlerimin karşılığında (!) onu, acıktığımda beslenebileceğim gönüllü bir atıştırmalığa dönüştürdüm. (Buna simbiyotik bir ilişki diyelim, kendimizi kandıralım). Onun çok aşamalı görev serisi, en sonunda bir düelloya bağlandı ve onu hayatta tutmak istiyorsam müdahale etmem gerekiyordu. Ne yazık ki oyun içindeki takvimi takip etmeyi unuttum ve müdahale süresini kaçırdım. Bir sabah uyandığımda onun vurularak öldürüldüğü haberini aldım ve anında derin bir kedere gömüldüm. Ama bir arkadaşım öldüğü için değil, bedava yemek biletimi kaybettiğim için… O an fark ettim ki, bir oyuncu olarak ben de insanlığımı kaybetmiştim.

Vampir Oyunları Tutkunlarının Merak Ettikleri

Cabernet gibi yapımlar, özellikle hikaye odaklı oyun sevenlerin radarında. Ancak bu türle yeni tanışanların veya bir sonraki favori oyununu arayanların aklında bazı sorular olabilir. İşte bu karanlık dünyaya dair en çok merak edilenler:

Cabernet oyunu ne kadar sürüyor?

Oyun, seçimlerinize ve okuma hızınıza bağlı olarak ortalama 10 saatlik bir oynanış sunuyor. Bu süre, atmosferi sindirmek ve farklı diyalog seçeneklerini keşfetmek için oldukça ideal bir uzunluk.

Vampire: The Masquerade – Bloodlines 2 ile farkı nedir?

Bloodlines 2 daha çok aksiyon ve geniş çaplı bir RPG deneyimi vaat ederken, Cabernet tamamen anlatıya, karakter gelişimine ve sosyal manipülasyona odaklanan daha butik bir deneyim sunuyor. Eğer “vurdum kırdım” yerine derin diyaloglar ve ahlaki ikilemler arıyorsanız, bu oyun tam size göre.

Hikaye odaklı vampir oyunlarında seçimler sonu etkiliyor mu?

Kesinlikle. Özellikle Cabernet‘te İnsanlık ve Nihilizm dengesi, oyunun finalini ve Liza’nın kaderini doğrudan şekillendiriyor. Yaptığınız her manipülasyonun bir bedeli var.

Güç Yozlaştırır, Mutlak Güç Mutlak Yozlaştırır

Cabernet, yaklaşık 10 saatlik süresi boyunca bu dinamiklerle oynuyor; hem Liza’yı hem de oyuncuyu vampir sosyetesinin o cazibeli tuzağına çekiyor. Gerçek sorunları olan insanlar, zayıflıkları kolayca sömürülebilen savunmasız avlara dönüşüyor. Liza’nın yaşam tarzını sürdürmek için bu insanların güvenini ve iyi niyetini istismar etmek giderek daha cazip hale geliyor. Karnınızı doyurmanın başka yolları da var, mesela ormanda tavşan avlamak gibi… Ama elinizin altında manipüle edilmeye hazır hüzünlü birileri varken neden uğraşasınız ki?

İşte oyunun sorduğu asıl soru bu: Süreç içinde yozlaşmadan, hayal edilemez bir güce sahip olmak mümkün mü? Bu soru, Cabernet‘i basit bir doğaüstü canavar hikayesinin ötesine taşıyıp, üzerine düşünülmesi gereken sağlam bir kurguya dönüştürüyor. Bu, istatistiklerinizi (buff) yükseltmekten ziyade, insanlığınıza tutunmaya çalıştığınız bir RPG. Liza için tüm umutların tükenip tükenmediğine karar vermek size kalmış. Ve jenerik aktığında kendinizi bulduğunuz yer, Liza’dan çok sizin karakteriniz hakkında bir şeyler söylüyor olacak.

Fanzade

Fanzade

Fanzade.com

Yorum (0)