Monte Kristo Kontu Kitap İncelemesi – Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini!

Monte Kristo Kontu Kitap İncelemesi – Oysa Herkes Öldürür Sevdiğini!

arwein tarafından ·
Kasım 17, 2025

“Oysa herkes öldürür sevdiğini,

Kulak verin bu dediklerime

Kimi bir bakışıyla yapar bunu

Kimi dalkavukça sözlerle”

Şiir size tanıdık geldi biliyorum. Ülkemizde 2009 yılında yayınlanan Ezel dizisi izleyici tarafından çok sevildi, replikleri dilden dile dolaştı. Etkileyici bir intikam hikayesi, kalpleri kıran bir aşktı anlatılan. Televizyon izleyicisi için özgün bir konuydu ama kitapseverler için oldukça tanıdık bir maceraydı aslında. Monte Kristo Kontu kitabını okuyanlar bu etkileyici intikam hikayesine çoktan tanık olmuşlardı.

Monte Kristo Kontu Kimdi?

monte kristo kontu

Alexandre Dumas pere tarafından 1844 yılında yazılan Monte Kristo Kontu, romantik akımın en etkileyici ve tipik romanlarından biri. Edmond Dantes’in uğradığı ihanet üzerine aldığı intikamın öyküsünden bahsederken, onun karakterine de ışık tutacağım.

Edmond Dantes, Mersedes adlı Katalan bir nişanlısı olan, geçimini ise yardımcı kaptanlıkla sağlayan gen bir adamdır. Günlerden bir gün Morrel ve Oğlu firmasına ait Firavun gemisinin yardımcı kaptanı olan Edmond Dantes, geminin kaptanının yolculuk sırasında kapıldığı beyin humması yüzünden ölmesi üzerine bu görevi devralır. Ancak kaptanın ondan ölmeden önce bir dileği vardır. Napolyon’un sürgünde olduğu Elbe Adasına gitmiş ve Napolyon’un yazdığı bir mektubu Marsilya’daki bir kişiye vermesini söyler. Dantes, bu isteği ikiletmeden kabul eder ve gerçekleştirir. Ama kader onun için ağlarını çoktan örmeye başlamıştır.

Dantes, zorlu bir yolculuğun ardından gemiyi sağ salim Marsilya’ya getirmeyi başarır. Gemi sahibi Morrel, Dantes’i bu başarısının ardından terfi ettirir ve çok yüksek de bir ücret teklif eder. Dantes için hayallerini gerçekleştirebileceği fırsat nihayet doğmuştur. Kazandığı parayla hem hasta ve yalnız babasını feraha ulaştıracak hem de nişanlısı Mercedes ile evlenebilecektir. Dantes, babası ve Mercedes mutluluk hayalleri kuradursun bu çemberin dışında hain bir göz onları takip etmektedir. Mercedes’in kuzeni Fernand yıllardan beri genç kıza aşıktır ve onunla evlenmenin hayallerini kurmaktadır. Önündeki tek engel ise Dantes’dir. Bu zamana kadar fakir olduğu için ciddi bir sorun engel teşkil etmeyen Dantes’in bu yükselişi ise Fernand’ın bütün planlarını bozmuştur. Fernand hemen Dantes’i saf dışı bırakabileceği bir plan kurmaya başlar. Kendisine müttefik olarak ise Dantes’in gemisinde muhasebeci olarak çalışan Danglars’ı seçer. Danglars ve Dantes yolculuk sırasında tartışmıştır ve bu yüzden birbirlerini hiç sevmezler. Elbe Adasına hangi sebeple gittiklerini biliyor olmasına rağmen sanki gitmelerinin başka sebebi varmış gibi Fernand’a anlatır. Dantes’e iftira atarak, onun bir Napolyon Ajanı olduğunu ve elinde çok önemli, hemen imha edilmesi gereken bir mektup taşıdığını söyleyen bir ihbar mektubu yazarlar. Dantes ve Mercedes’in düğün gününde askerler düğünü basarlar ve genç kaptanı tutuklarlar. Dantes için zorlu bir hapishane süreci başlayacaktır. Haksız yere suçlanmış, iftiraya ve ihanete uğramıştır.

Bir İntikamın Doğuşu!

Yaşanan olayların ışığında Dantes’in karakterini ele almak gerekirse, Dantes bu sürede cahil, eğitimsiz ama gözü pek, cesur bir genç adamdır. Saf biri olduğu da rahatlıkla söylenebilir. O ne kadar saf ise çevresindeki karakterle bir o kadar kurnaz ve kötü kalplidir.

Hapiste geçirdiği sürede, Dantes büyük bir umutsuzluğa düşer. Hatta intihar etmeye karar verir. Ona gönderilen yiyecekleri pencereden atar, kendi ölümünün yavaş yavaş gelmesini bekler. Tam bu noktada ise aniden birisinin hücresinin yanında toprağı kazdığını duyar, o da kendi tarafından toprağı kazmaya başlar. Bu toprağı kazma süreci onun kaybettiği mücadeleci ruhunu geri kazanmasında yardımcı olur. Her insan gibi o da yaşadıklarından sonra hayattan vazgeçmiştir ancak küçük bir umut ışığında tekrardan hayata tutunur. Kazıların soonucunda İtalya’dan bir din adamı olan Abbe Faria ile tanışır. Faria herkese sürekli milyonluk bir hazinesi olduğunu söylemektedir ama kimse ona inanmaz ve deli derler. Dantes için dönüm noktası bu yaşlı din adamı ile tanışmasıyla yaşanır. Yaşama karşı umut ve sevgi dolu olan bu adamın tavrı baş kahramanımızı da etkiler. Bilimsel makaleler yazan, aletler yapan ve her gün kaçışını planlayan Faria, Dantes’i eğitmeye başlar. Bu zamana kadar cahil, saf bir genç olarak hayatını geçirmiş olan Dantes için de değişim başlar. Eğitimin ilk dersi Dantes’in uğradığı ihanettir. Faria, kahramanımızın hikayesini dinledikten sonra olayların gidişatı üzerinden tespitler yapar ve hapsedilme nedenini Dantes’e açıklar. Dantes o anda büyük bir intikam yemini eder. O artık güçlü, akıllı ve intikamını almak için her şeyi yapmaya hazır biri olmak istemektedir.

Yıllar yılları kovalar, Dantes ulaşmak istediği noktaya ulaştıktan sonra hapisten kaçar. Cahil, saf Dantes artık ölmüş yerine gizemli Monte Kristo kontu gelmiştir. Dünyanın pek çok yerini gezmiş, zengin ama en önemlisi insanları manipüle etme konusunda uzman biridir. Önceden toplumun alt tabakasında bir zümredeyken artık Dantes, bir kont olarak Fransız sosyetesinde yüksek bir konumdadır.

İntikam planını yavaş yavaş gerçekleştirmeye başlar. Ona göre düşmanların ölümü, çekilen acılar için yeterli bir ödeme değildir. Aynı zamanda o, ilahi adaletin gerçekleşmesi için tanrının bir aracısıdır. İntikamını aldıkça bir şey fark eder, artık çok yorulmuştur. Suçlular için alınmaya çalışan intikamın birçok masum insanda da onarılamaz hasara yol açtığını fark eder. Monte Kristo Kontu bile olsa en nihayetinde o yine de Dantes’tir. Vicdan azabı çekmeye başlar, hatta intikamında yer alan bazı isimlere merhamet eder.

Kitap boyunca Edmond’un saflığı ve iyi niyeti romantik bir gizeme, şeytanlığa dönüşür. Edmond Dantes iken doğal bir hayat yaşar ancak romanda karakteri biraz daha ayrıntılı olarak anlatılan Monte Cristo Kontu, kendisininkine sahip olmadan başkalarının hayatını yönetir. Tüm bunlar bir araya geldiğinde ne okuyucu ne de Dantes, intikamlarden yeterli hazzı alamaz.

“Kimi yeterince sevmez

Kimi fazla sever

Kimi satar kimi de satın alır

Kimi gözyaşı döker öldürürken

Kimi kılı kıpırdamadan

Çünkü herkes öldürür sevdiğini

Ama

Herkes öldürdü diye

Ölmez…”

Dantes’in hikayesini şiirin geri kalanı ile bitirmek doğru olur. Hayatı çalınan bir adam, intikam arzusuyla yanıp tutuşarak geri döner ama ne olursa olsun en sonunda ilk haline geri döner.

arwein

arwein

okur, yazar, izler

Yorum (0)