Stardew Valley Oyun İncelemesi – Köylünün Derdi Biter Mi?

Stardew Valley Oyun İncelemesi – Köylünün Derdi Biter Mi?

arwein tarafından ·
Temmuz 31, 2025

Gün içinde hayatın keşmekeşi içerisinde savrulup gidiyoruz. Sorunlar, stres, güzel şeyler, mutlu edici anlar derken fazlasıyla yoruluyoruz. Hepimizin çoğu zaman dinlenip biraz kafa dinlemeye ihtiyacı oluyor. Bu anlarda da hobilerimiz devreye giriyor. Kimimiz kitap okuyor, kimimiz film izliyor bazılarımız ise oyun oynamayı tercih ediyor. Oyun oynayanlar için sadece durum biraz farklı ilerliyor. Huzur bulmak için açtığımız oyun bazen bizi daha da sinirlendirebiliyor. Ama merak etmeyin bahsedeceğimiz oyunumuz Stardew Valley huzur veren türlerden biri. 

Stardew Valley Hakkında

Stardew valley, piksel yaşamların arasında belki de en sakinlerinden. Arkadan müziğinizi açıp, hiç gerilmeden oynayabileceğiniz Stardew Valley ucu bucağı olmayan bir köy yaşantısını ayaklarınız altına seriyor. Ancak o basit bir köy hayatı simülasyonundan çok daha fazlası. Hikayesi, görevleri ve akışıyla karmaşık ama zevkli bir dünya. Stardew Valley’i anlatırken aslında çok önemli olan bir konuya da değineceğiz. Köye adımımızı attıktan sonra yardımseverlilikleri ile övünen bu yerli halkın aslında hiçbir işe yaramamasını hatta ekim yapıp, tavuk besleyeceğimiz bir yaşantıyı bize nasıl dar ettiklerini anlatacağız. Hazırsanız simülasyonun derinliklerine iniyoruz.

Stardew Valley Yapım Süreci

Yıldız çiyi vadisinin yerli halkının bize yaşattığı zorluklardan bahsetmeden önce oyunun oldukça ilginç yapım hikayesinden bahsetmek gerekiyor. Takvimler iki bin on altı yılını gösterdiğinde oyun dünyasına Stardew Valley bombası düştü. FPS ve yüksek bütçeli yapımların domine ettiği camiada piksel yapısı ile bir çiftçilik simülasyonunun böylesine dikkat çekmesi takdire şayandı. Üstelik oyun tek bir kişi tarafından 10 yıl gibi uzunca bir süre boyunca yapılmıştı. Oyunun geliştirici Eric Barone oyuna, sadece bir programlama dilinin alıştırmasını yapmak için başlamıştı. Ancak Stardew Valley, geliştiricisi Eric Barone’un bile tahmin edemeyeceği bir etki yarattı. Küçük bir apartman dairesinde geliştirmeye başladığı oyuna sıkıca bağlanan Barone, haftanın 7 günü, günde 12 saatini bu oyunu geliştirmek için harcıyordu. Süreç hem psikolojik hem de maddi anlamda zordu. kız arkadaşı Amber, Eric ve projesinin en büyük destekçilerinden biriydi. Bu süre zarfında çalışıp evi geçindiren de oyduydu çünkü Eric tüm zamanını oyun için harcıyordu. Zaman geçti, oyun tamamlandı. Stardew Valley artık oynanmak için hazırdı. Beş sene gibi uzun bir süre boyunca, zor zamanlardan geçilip hazırlanmıştı. Hatta Barone, zaman zaman içine sinmediği kısımları silip baştan yazmıştı ama yaptığı işin de hakkını vermişti. Stardew Valley, yirmi altı Şubat 2016’da piyasaya sürüldükten yaklaşık iki hafta sonra Steam ve GOG’da dört yüz binden daha fazla kopya satmayı başardı. Büyük oyun şirketleri kenara çekilin, sahne ışıklarını hak eden Stardew Valley.

Neyde Bu Camiayı Altüst Eden Oyun?

Gelelim oyunumuza. Kapital düzeninin yükünün omuzlarımıza acımasızca yüklendiği bir şirkette çalışırken çekmecemizde büyük babamızın bizim için yazdığı bir mektup buluyoruz. Mektupta hepimizin duygularına tercüman olacak sözler yazılı. Büyükbaban bu hayattan yorulduğunu biliyor ve biraz mola vermeni istiyor senden. Mola verip ne yapacağım diye düşünmene gerek yok. Sana  Stardew Valley’deki eski çiftliğini miras olarak bıraktı. Kalitesiz aletler, bakımsız bir çiftlik ve biraz parayla yeni hayatına başlayacaksın. Çiftliğini geliştirecek, köy halkıyla tanışacaksın. Ama kapitalizmin bu vadide de peşini bırakmaya niyeti yok. Jojo Şirketi köyü ele geçirmiş durumda, onunla mücadele edeceksin. 

Çifftliğimize geldiğimizde oldukça bakımsız olduğunu görüyoruz. Zaten çalışmaktan yorulduğumuz için geldiğimiz yerde bir de taş, sopa temizliyoruz. Paramız da yok. Dedemizin senelerce yaşadığı bu yerde öldükten sonra hiçbir köylü gelelim de azcık temizleyelim, bakım yapalım dememiş. Varsa yoksa yıldız kaydı salonunda geceleri içki içelim derdinde hepsi. Büyük bir “ya sabır” çekip çiftliğimizi düzenlemeye girişiyoruz. Arsamızı temizleyip, ekinlerimizi ektikçe müthiş bir huzur hissediyoruz ama o da ne kasabanın muhtarı bir gün kapımızı çalıyor ve bizden bir isteği olduğunu söylüyor. Lewis bizden harabe bir durumda olan halkevini onarmamızı istiyor. kasaba halkının kaynaştığı bu mekana gittiğimizde bir de ne görelim, gerçekten berbat durumda. En az on beş haneli bu kasabada biz gelene kadar neden kimsenin onarmadığını düşünüyoruz. Burada kaç kişi yaşıyorsunuz, imece usulü çalışsanız iki senede toparlanırdı. Belli ki herkes birinin taşın altına elini koymasını beklemiş. Kurban da biziz. Reddetmeye hakkımız yok, iş başa düştüğü için halkevini onarmak adına bir mücadeleye girişiyoruz. Ama kurnaz kasabalı bizim hayır diyemeyeceğimizin artık farkında. Sürekli kapımızı biri çalıyor. Başkanın donu, marangozun baltası derken işin ucunu bir daha alamıyoruz. Komşudan tuz istenir, şeker istenir anlarız da balık isteyenini ilk defa bu köyde görüyoruz. Ufak tefek ödemeler alıyoruz yardımlarımız karşısında ama yoruluyoruz beş saat balık tutmanın karşılığı üç yüz altın olabilir mi?. 

Bir de bu köydeki herkesin başka bir derdi olması durumu var. Biraz kaynaştık mı görüyoruz ki adeta köyün Müge Anlı’sı oluyoruz. Herkesin büyük bir derdi, dramatik bir hikayesi var. Hatta yasak aşk bile mevcut. Biz nereye düştük böyle? Büyücüsü bile olan bir köyde yaşam mücadelesi veriyoruz. Dertlerini dinleyip kaynaştıkça bize ufak tefek hediyeler gönderiyorlar ama zararı faydasından çok bu halkın. Tek başımıza, kendi yağımızda kavrulup gitsek huzuru bulacağız halbuki ama sürekli negatif basıyorlar. Yani anlayacağınız bu köylüler hiçbir işe yaramadıkları gibi bir de sürekli sorun çıkartıyorlar bize. Köyün hayvan dükkanı sahibi bile bizden hayvansal bir yardım istiyor. Kimse yardımcı olayım demiyor, hep bana hep bana durumu var.

Son Söz

Stardew Valley’deki köylü halkın şark kurnazlığını anlattık. Tabii halkın yoruculuğu işin şakası. Oyunumuz saatlerce, günlerce oynayabileceğiniz bir yapıya sahip. Her ilerlemede bambaşka bir şey keşfediyorsunuz. Her keşifin ardından Eric Barone’un hayal gücüne ve yaratıcı zekasına şaşırmamak elde değil. Yer yer gözlerinizi dolduracak hikayeler bile mevcut ama ah bir de şu köylüler biraz daha yardımsever olsaydı!

arwein

arwein

okur, yazar, izler

Yorum (1)