Soğuk ve karlı havaları genellikle çoğu kişi sever ama the Long Dark evreninde değilseniz. Sıcak bir battaniyenin altında kahve içerken yapılan keyfin yerini hiçbir şey tutamaz. Ama en önemlisi sıcak bir yerde olmaktır. Eğer sıcak bir yerde değilseniz hatta buz gibi bir hiçlikteyseniz soğuk sizin en büyük düşmanınız olabilir. Hayatta kalma mücadelesinin yanına bir de hava şartları eklenir.
The Long Dark, tam olarak böyle bir oyun. Kanada’nın acımasız soğuğunda hayatta kalmaya çalışırken, kurtlarla ve ayılarla boğuşup eski karınızı bulmak zorundasınız ama nasıl? Gelin nasılını beraber öğrenelim. Eldivenlerinizi ve montunuzu giymeyi ihmal etmeyin ya da isterseniz edin, ne kadar hayatta kalabileceğinizi acı bir şekilde tecrübe etmek yine sizin elinizde!
The Long Dark Nasıl Ortaya Çıktı?
Raphael van Lierop, Kanada merkezli oyun şirketi Relic Entartaiment’te Warhammer oyununun yönetmenliğini yaptıktan sonra kişisel sebeplerden dolayı bıraktıktan sonra ailesini de alıp şehirden uzak Vancouver Adası’nın kuzey kısmına taşındı. Bu gözlerden uzak soğuk şehirden esinlenip Hinterland’ı kurdu. Deneyimlerine ve gözlemlediklerine göre Kanada’daki vahşi yaşamı bir oyuna uyarlamaya karar verdi. The Long Dark bu fikrin bir ürünü olarak tasarlandı ve geliştirme çalışmalarına başlandı. Van Lierop’a göre zombilerle dolu kıyamet sonrası hayatta kalma oyunları çok sık yapılmıştı ama o daha gerçekçi bir hayatta kalma oyunu istiyordu. Hedefi ise ilk önce Kanadalıların kalbini kazanmaktı çünkü büyük oyun firmalarının küresel pazardaki etkilerinden korkmaktaydı, belki de onlarla yarışamayacağını düşünüyordu. Bu yüzden tüm kanadalılara şöyle seslendi: “Ben Kanadalıyım. Bu oyun Kanadalı. Bu oyuna sahip çıkın. “
Van Lierop Eylül iki bin on üç’te Hinterland ekibini duyurdu. Oldukça iddialı bir ekibe sahipti. Üyeler eski adıyla Volition’da lider olan Alan Lawrance, God of War serisinin yazarı Marianne Krawczyk ve BioWare’in ilk ses tasarımcısı David Chan’dı. Bir yıl sonra onlara Elder Scrolls üç: Morrowind’in baş tasarımcısı Ken Rolston da katıldı. Hinterland üyeleri başka şehirlerde, sanal olarak bir araya gelen bir ekipti. Lawrance’a göre Hinterland’a katılma kararındaki en büyük etken evden çalışma olmasıydı. Ekip kurulmuştu, sırada ise finansman bulmak vardı. Hinterland, ilk önce Kanada Medya Fonu’ndan tohum finansmanı aldı ve ardından kickstarter kampanyası başlattı. Kampanya da başarılı olunca yeterli finansman sağlanmış oldu. Seslendirme kadrosu da oluştuktan sonra oyun artık çıkmaya hazırdı. Ekip finansmanı oyun içi içeriklere yüklenerek kullanmaktansa parayı daha kaliteli içeriğe harcamaya yönelmişti. Finansman, ekibin toplanması derken sonunda The Long Dark ortaya çıktı ve Oyun dünyasının en soğuk macerası da böylece başlamış oldu.
The Long Dark Hikayesi
Oyunun hikayesi, küresel bir felaketten (jeomanyetik bir fırtına) sonra hayatta kalmak için mücadele eden uçuş pilotunu konu eder. Arazi pilotu Will Mckenzie, ofisinde otururken kapıdan birden eski karısı Astrid girer. Elinde metal bir çanta ile çıkagelen Astrid, Mckenzi’den onu uzak bir yerleşim birine uçurmasını ister. Gizemli çantanın içinde ne olduğundan bahsetmemesi, aceleci tavırları ve gitmek istediği yerdeki hava şartları sebebiyle Mckenzie başta uçmak istemese de en nihayetinde eski karısını kıramaz ve kabul eder. Uçuş esnasında aniden uçağın motoru durur ve kaza yaparlar. Mckenzie gözünü açtığında kendini uçsuz bucaksız ve karanlık bir soğuğun ortasında tek başına bulur. Eski karısı Astrid’i bulmalı ve gizemi çözmelidir. Bu yolculukta çeşit çeşit insanla tanışacak, türlü zorluklarla mücadele edecek ve en önemlisi hayatta kalmayı öğrenecektir. Oyun sadece hikaye modu olarak değil hayatta kalma moduyla beraber çıktı. Dileyen oyuncular, hikayeden bağımsız hayatta kalma moduyla dünyada bulabilecekleri kaynakları toplayarak ve kullanarak mümkün olduğunca uzun süre hayatta kalmaya çalışma yolunu da tercih edebilirdi. Üstelik bu iki mod arasında oynanış ve malzeme bakımından farklılıklar da konulmuştu. The Long Dar her şeyiyle çok yönlü bir oyun olarak piyasaya çıktı.
Bağımsız stüdyo Hinterland’ın bu sakin ama kaotik oyunu içerdiği detaylar sebebiyle oldukça sevildi. Özellikle hayatta kalma konusunda oyuncuya sunduğu opsiyon ve zorlukların gerçek hayata olabildikçe yakın bir şekilde tasarlanmış olması, oyunun grafikleri ile beraber kalitesi yüksek bir oyun zevki sunmaktaydı. Yalnızlığı ve çaresizliği dibine kadar yaşayan The Long Dark, “ee hani zombiler” sorusuna en büyük cevabı yine sunduğu gerçekçi mücadele ile verdi. Hava şartları, hastalıklar hatta sırt çantanızda taşıyabileceğiniz yükün ağırlığına kadar hesaplanan bu oyunda aslında doğaya karşı ne kadar savunmasız olabileceğimiz anlatılıyor. Bizim zombilere gelene kadar daha büyük bir düşmanımız var mesajını en iyi şekilde veriyor.
The Long Dark, çıkışının ardından oldukça olumlu eleştiriler aldı ve sadece Kanada değil, tüm dünyada çok sevildi. Hayatta kalma türüne özgün bir soluk getiren oyun, yapımcısının bile tahmin edemeyeceği bir başarı elde etti. Bize de “come on little fire” demek düştü.
Yorum (0)