Animelerde Ensest Neden Bu Kadar Çok Yer Alıyor?

Dikkat etmişsinizdir, animelerin çoğunda ana karakter kardeşiyle romantik bir yakınlaşma yaşar, hatta söz konusu anime eğer harem türünde ise adayların arasında mutlaka bir kardeş de vardır. Hiçbir şey olmazsa romantizm çağrıştıran bir olay olur akabinde de bir kızarma utanma hali yaşanır. Yine de örnek isterseniz direkt kardeşlerin aşkını göze soka soka işleyen bu sezondan Eromanga Sensei‘yi ve yine aynı yazara ait Ore no Imouto ga Konnani Kawaii Wake ga Nai (OreImo – My Little Sister Can’t Be This Cute)‘yı verebiliriz. Animelerde kardeşler böyle rahat takılırken, normal insanların evlerinde böyle ensest şeyler olmaz. Ya kardeş dediğin kavga eder, birbirlerine şakalar yapar, hayatı zorlaştırır. Animelerde ise bu ilişki bile tsundere‘liğe yorulur. Peki ensest dünyanın her yerinde bu kadar büyük bir tabu iken animelerde kendine bu kadar çok yer buluyor?

Sagiri – Eromanga Sensei

Öncelikle açıklığa kavuşturmamız gereken birkaç nokta var, o da dünyanın farklı noktalarında enseste toplum gözünde ve yasalar karşısında nasıl bakıldığı. Hristiyan ağırlıklı batı toplumunda, dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi istikrah edilen ensest, diğer toplumlardan bile daha ağır bir tabu olarak görülür. İncil’de açık bir şekilde yer almamasına rağmen Katolik Hristiyanlarında, kuzenlerin bile evlenmesi yasaktır. Protestanlarda ise kuzen evliliğine izin verilmesi dışında enseste bakış daha hafif sayılmaz. Yasalar söz konusu olduğunda ise ensest ilişki genellikle hapis cezası ile cezalandırılır. Yalnızca bazı Avrupa ülkeleri ve Amerika’nın birkaç eyaletinde rıza olan ilişkilerde ceza söz konusu değildir. Yani konu ensest bile olsa özgürlük adına bir müsamaha söz konusu.

Diğer bölgelerde durum nasıl?

Ortadoğu ve Asya’da da tablo benzer. İslamın yaygın olduğu Ortadoğu coğrafyasındaki mahrem anlayışına göre anne, baba, çocuklar, büyük anne, büyük baba, amca, dayı, teyze, hala, yeğen, evlilikle (kayın baba ve kayın ana vb.) ve emzirme (süt kardeş, süt anne vb.) ile edinilen akrabalar, evlatlıklar  mahremdir yani evlenilemez. Kuzenler ise evlenilebilir durumdadır. Yasalara göre mahremiyle ilişkiye girenler hapis ve ölüm gibi cezalara çarptırılır.  Asya’da ensest kan bağıyla tanımlanmış ve çoğu ülkede yasaklanmıştır. Ülkemizde süt kardeş gibi kan bağı olmayan mahrem evliliğine bir engel olmamasına rağmen kan bağı olan mahrem ile evlenmek yasaktır. Rızalı ilişkinin ise cezası yoktur.

Bu kadar canınızı sıktıktan sonra gelelim Japonya’daki duruma. Japonya’da yasal anlamda enseste bir engel yok. Hatta eskiden Japonya’nın önemli aileleri, soyu “saf” tutabilme adına kuzen, kardeş ve yeğen evlilikleri yaparlardı. Hatta eşi ölen bir baba kendi kızıyla evlenebilirdi. Bu 20. yüzyıla kadar devam etti. 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde, muhtemelen genetik biliminin de ilerlemesiyle enseste olan bakış açısında büyük bir de değişim yaşandı. Geçmişten gelen bu akraba evliliklerinin, Japonların gen havuzunda büyük sıkıntılar yarattığı bilinen bir gerçek halini aldı. Belki de “bu tü kakadır” gibi bir yaklaşımdan ziyade bilimsel, açıklamalı ve örnekli olduğu için ensest Japonya’da da büyük bir tabu haline geldi. Akabinde, her tabu ve yasak gibi de fetişe dönüşmesi de kaçınılmaz oldu. Japon medyasının da ensest gibi konuları işlemede, dünyanın pek çok yerinden daha açık olmasıyla, animeler başta olmak üzere görsel ve yazılı medyada alışılmışın dışında bir sıklıkla görülmesine çanak tuttu.

Kirino – OreImo

Japonların enseste yatkınlığıyla ilgili yakın zamandan bir örneğe parantez açacak olursak, yine Japonların uzun saatler çalışmasının bir sonucu olarak, ev hanımı annelerin cinsel arzularını ergen oğullarıyla tatmin ettiklerine dair söylenti ve haberler kamuoyunda kendine yer bulmuş. Söylenene göre bu kadınlar, oğullarıyla ilişkilerini, onların arzularını dindirerek derslerine odaklanmalarını sağladıkları bahanesiyle meşrulaştırıyorlarmış.

KissxSis

Ensest ile ilgili bizim sicilimiz de çok temiz değil aslına bakarsanız. Haberlere yansımadığına bakmayın, çok kara bir tablo var ensest ile ilgili, özellikle taşra bölgelerde. Japonya’da da durum çok farklı sayılmaz; ensestin şu an çok yaygın olduğunu veya hiç olmadığını gösterecek ne bir rapor ne de bir araştırma söz konusu değil. Bu tip konularda yapılacak araştırmalar genelde mağdurların ve ailelerinin mahremiyeti söz konusu olunca genele ulaşamıyor haliyle. Yine de animelerde ensest içeriğin yoğunluğu düşünülünce, demek ki Japonya’da alıcısı çok ki tepki görmek bir yana dursun, yapılmaya ve satmaya devam ediyor. Fakat bu böyle diye Japonları gömmenin alemi yok. Bu animeler batı dünyasında görünürde tepkiyle karşılaşsalar da, batı dünyasının yetişkin sitelerinde en çok aranan kelimelerin içinde step-sister (üvey kız kardeş) ve step-mother (üvey anne) olması, bu fetişin Japonlara has olmadığını da ispatlar nitelikte.

Toparlayacak olursak, Japonların tarihsel geçmişlerinden dolayı enseste yakınlıklarının diğer kültürlerden daha fazla olduğu söylenebilir. Genetik sıkıntılar doğurduğunun bilinmesi ama yine de yasal olarak ihtimal dahilinde olması ensesti cinsel anlamda cazip bir tabu olmanın yanı sıra, belki de trajik romantik öykülerin varsayılan teması haline getiriyor; “yazık çok sevmişler ama kavuşamamışlar” misali. Bizdeki dizileri düşününce, eğer kültürel altyapımızda böyle bir açıklık olsaydı dizilerin içeriğinde ensestin ne kadar kullanılacağını şöyle bir hayal edince Japonlar’ı gömecek yüzü kendimde bulamıyorum. Yine de bir izleyici olarak bu tema sizin için çok rahatsız ediciyse, yaygın (mainstream) animelerde çok işlenmediğini söyleyerek rahatlatabilirim.

Dışında çıtır çıtır sosyallik çikolatası, içi yumuşacık geek kreması.