2018’de Hala Bir PSP SAHİBİ OLMAK İÇİN 5 Haklı Neden

Takvimler Mayıs 2003‘ü gösterdiğinde SONY, E3 2003 konferansında “21. yüzyılın Walkman’i” olarak adlandırdıkları bir el konsolu duyurdu: Playstation Portable. Yani bilinen adıyla PSP.

İlgili resim

2004 yılında Japonya’da çıkışını yapan bu güzide el konsolu, Avrupa’ya ise 2005 yılında geldi. Henüz her telefonun kamerasının bile olmadığı o zamanlarda, PSP’nin yapabildikleri inanılmazdı. Resim, video oynatabiliyor, müzik dinleyebiliyor ve en önemlisi dilediğiniz her yerde oyun oynayabiliyordunuz. Elbette ki dilediğimiz her yerde oyun oynama imkanını bize ilk kez bu konsol vermedi fakat rakibi Nintendo’nun el konsollarının yanında, PSP adeta bir canavar gibi kalıyordu. Nihayetinde ortalığı da sallamayı başaran Playstation Portable, 2013 verilerine göre 82 milyon satış rakamına ulaştı. 2014’te ise satışı durduruldu. 2012 yılında satışa sunulan varisi PS Vita ise çıktıktan bir süre sonra öldü ve tarihin tozlu sayfalarına karıştı. Çünkü SONY’nin atladığı çok önemli bir şey vardı. Akıllı telefonlar. Artık devir değişmişti. İnsanlar oyun oynamak için bırakın el konsolunu, bir ev konsolu veya bir PC dahi tercih etmez olmuştu. (Yazının geri kalanında sıkça PSP ve akıllı telefonları da kıyaslayacağım bu sebeple.) Peki günümüze geldiğimizde, çıkalı tam 14 yıl olmuş bir el konsolunu neden satın almalıyız? Bunun için haklı 5 nedenimiz var.

1. PSP OLDUKÇA UCUZ

Bugün oyun bazında, hikaye ve kurgu anlamında olmasa da grafiksel olarak PSP’den çok daha iyi performans verebilecek akıllı telefonlarımız var. Fakat hangi birini bugün maximum 100-150₺ gibi bir meblağ karşılığında alabiliriz ki? Herhangi bir spotçuda veya internet üzerinde bulabileceğiniz PSP, mütevazı ücretiyle kalbimizi kazanmayı başarıyor.

2. SONUÇTA BU BİR EL KONSOLU

El konsolu demek, dilediğimiz yerde oyun oynayabilmek demek. Bunu hepimiz biliyoruz. PSP kaliteli binlerce oyunuyla bu keyfi doyasıya yaşatıyor. Bu da tamam. Şimdi yine aynı yere geleceğim ama, artık akıllı telefonlar ile de bir nebze bunu yapabiliyoruz. Fakat şöyle bir sorun ortaya çıkıyor. Hangimiz telefondan “şarjı biter mi” düşüncesi yaşamadan rahat rahat oyun oynayabiliyoruz ki? Sonuçta bu cihazların ana görevi oyun oynatmak değil, haberleşmek. İşte tam bu noktada PSP harika bir çözüm oluveriyor.

3. ZENGİN OYUN KÜTÜPHANESİ

İşte PSP’nin en çok öne çıktığı nokta diyebilirim. PSP’nin kütüphanesi oldukça geniş. J-RPG’lerden tutun da standart AAA oyunlara kadar, PSP’ye çıkışını gerçekleştirmiş binlerce oyun var ve bunlar bir akıllı telefonda asla oynayamayacağınız türden kaliteli yapımlar. PSP’ye çıkışını yapmış 2 God of War oyunu ve Metal Gear Solid oyunları bunun en büyük kanıtı.

4. EMÜLATÖRLER

PSP modlamaya, programlamaya oldukça açık bir konsol. Elbette burada işin korsan tarafından bahsetmiyorum. Bahsettiğim, retro oyunları seven oyuncular için bu harika konsolun birçok SEGA ve Nintendo emülatörünü desteklediği. Kendi kütüphanesindeki binlerce oyunun üzerine bir de bu eklenince tadından yenmiyor.

5. UZUN YOL DOSTU

Şu noktaya kadar sıraladığım nedenlerin yanında, eğer siz de benim gibi işiniz veya okulunuz gereği sık sık seyahat etmek zorunda kalıyorsanız, PSP tam da size göre. Daha önce bahsettiğim o zengin kütüphaneden herhangi bir J-RPG oyunu dahi günlerinizi, hatta aylarınızı sömürebilecek potansiyelde iken yolculuğun nasıl geçtiğini anlamak imkansız oluyor. Size de bu yolculuğu güzelleştirebilecek binlerce seçenekten birini seçip, arkanıza yaslanmak kalıyor.

Son sözlere gelecek olursak, PSP gerçekten harika bir el konsolu ve bugün bile hala yaşamayı hakediyor diyebilirim. PSP’de oyun oynamak bambaşka bir deneyim.

you're face to face with the man who sold the world.