“2015 – 2016 Sezonunda Ne İzlesem?” diyenler için “Dizi Rehberi”

"Bu sene ne izlesem?" sorusunu soranlara, çok alternatifli bir menü...

Ekim ayını ortaladığımız bugünlerde, yeni televizyon sezonuna gün geçtikçe yaklaşmaktayız. Dizilere dair ilgimi bilen bazı arkadaşlarımın “bu sezon izlemeye değer ne var?” sorusunu sormaya başladıkları bugünlerde, şuana kadar edinmiş olduğum bilgileri kısaca paylaşmakta fayda var. İşte 2015 – 2016 sezonu için benim radarıma yakalanmış olanlar;

EĞLENCE SEVERLER İÇİN

İster “20 dakika gibi kısa bir sürede bitiyor olmaları”, ister “zorlu anlarınızda kafanızı dağıtmanıza yardımcı oldukları” sebebiyle, komedi programlarından vazgeçemiyorsanız, The Big Bang Theory sizin için fazla eskidiyse, geçen sezon aramıza katılan The Last Man on Earth sizi kesmediyse, ya da You’re the Worst’ün gerçek potansiyelini keşfeden şanslı azınlık arasına giremediyseniz, bir de aşağıdaki isimlere göz atmanızı tavsiye ediyorum.

Moonbeam City
16 Eylül’de Comedy Central’da başlayacak olan Moonbeam City, 1980’lerin popüler polisiyeleri ile dalga geçen tarzı ve çizgilerinin renk paleti ile Archer’ı andırmakta. Polisimiz ve başkarakterimiz Dazzle Novak’ı ise Rob Lowe seslendirmekte…

The Grinder
Rob Lowe demişken, The Grinder’dan bahsetmeden olmaz. Sezonun en başarılı komedisi olacağını düşündüğüm The Grinder’ın konusu ise kısaca şu şekilde: Uzun süre, popüler bir TV dizisinde bir avukatı canlandırmakta olan ve ülke çapında üne kavuşan Dean Sanderson (Rob Lowe), bir süre sonra doğduğu kasabaya dönerek, gerçek bir avukat olan kardeşi Steward Sanderson(Fred Savage) ile birlikte bir avukatlık ofisi kurar, tabi kurulu bir aile düzeni olan Steward bu durumdan hiç memnun olmasa da aile komedilerinde alışılageldiği üzere, bir süre sonra bu ortaklıkta kendine ait birşeyler bulacaktır.

Angel From Hell
5 Kasım’da başlayacak olan Angel From Hell, bir dermatolog olan Allison Fuller(Maggie Lawson) ile Allison’u çocukluğundan beri izlediğini ve kendisinin koruyucu meleği olduğunu iddia eden ama seyirciye “Acaba gerçekten melek mi, yoksa bir deli mi?” sorusunu sorduran Amy(Jane Lynch) arasında geçen tuhaf ilişkiye odaklanacak. Jane Lynch’in 2 Emmy ödüllü olduğunu hatırlatmakta fayda var…

The Muppets
70’li yılların ikinci yarısında, başarı dolu 5 sezon geçiren “The Muppets” ekibi muhteşem bir dönüş yaptı. Hepimizin çocukluk yıllarından hatırlayabileceği, Kermit, Piggy, Foggy ve daha fazlası, bakalım kendilerini 2000’li yılların eğlence anlayışına adapte edebilecekler mi? Konukları da her daim en az kendileri kadar meşhur olan kuklalarımızın bu sene ağırlayacağı isimler arasında, şuan internette dönmekte olan 10 dakikalık tanıtımda yer alan Elizabeth Banks’ın yanısıra, Jay Leno, Laurence Fishburne, Reese Witherspoon, Michelle Pfeiffer ve Jennifer Lawrence gibi isimler var.

Best Time Ever with Neil Patrick Harris
İlk bölümü 15 Eylül tarihinde yayınlanmış olan ve gerçek bir showman Neil Patrick Harris liderliğinde her hafta bizi kahkahaya boğacak olan Best Time Ever, bir show programı. Ünlülere yapılan kamera şakalarından, seyirciyle gerçekleştirilecek yarışmalara kadar birçok içeriğin yer aldığı BTE, “daha çok Neil Patrick Harris” diyenler için vazgeçilmez olacak gibi duruyor. YouTube üzerinde programdan bir çok parçayı bulabilirsiniz.

POLİSİYE SEVERLER

Polisiye isteyene hala Person of Interest, The Blacklist ve en az Sherlock kadar başarılı bir Sherlock Holmes uyarlaması olan Elemantary dizilerini önerdiğim şu dönemde, yavaş yavaş PoI aramızdan ayrılmaya hazırlanırken, bakalım bu sene hangi dizilerde teselli arayacağız.

The Player
Senaryosu fazlasıyla uçuk olsa da (Bir grup zengin iş adamının, eski bir askerin, işlenmekte olan suçları durdurup durdurmayacağına dair bahis oynamaları üzerine kurulu bir senaryodan bahsediyoruz), The Player, başrol oyuncuları Philip Winchester ile Wesley Snipes (evet, evet… o Wesley Snipes) hatrına kendini izlettirecek gibi duruyor. Person of Interest’in son sezonunu izleyeceğimiz bu 2015-2016 sezonunda, The Player’ın yeni bir Person of Interest olup olamayacağını zaman içinde göreceğiz… Wesley Snipes başrolde demiş miydik?

Limitless
Senenin, fantastik polisiyelerinden biri olan Limitless’da, Shameless dizisinden canlandırdığı Mike Pratt karakteri ile hatırlayacağımız Jake McDorman başrolde. NZT-48 isimli bir ilaçla şans eseri yolları kesiştikten sonra, IQ seviyesi dört basamaklı hanelere çıkan ve bu şekilde bir anda bir süper ajana dönüşen Brian Finch’e, kendisiyle çalışacak olan FBI ajanı Rebecca Harris rolünde, Dexter’dan tanıdığımız Jennifer Carpenter eşlik ediyor. Limitless, hayalgücümüzün sınırlarını zorlayacak gibi duruyor…

Blindspot
Marvel dünyasının Thor karakterine ait film serilerinde (ve daha sonra Agents of SHIELD’da) Sif karakteri ile gönülleri fetheden güzeller güzeli Jaimie Alexander’ın başrolünde olduğu Blindspot, bu sezonun ilgi uyandıran isimlerinden. Jaimie, kim olduğunu hatırlamayan, hafıza kaybı yaşamakta olan ve vücudu tamamen dövmelerle kaplı Jane Doe karakterini canlandırıyor. Dövmelerin alamet-i farikası ise, her bir dövmedeki detayların, FBI’a çeşitli suçları engellemelerinde yardımı dokunacak ipuçları sunması.

FANTASTİK & TARİH SEVERLER

İster Game of Thrones, Penny Dreadful ya da Da Vinci’s Demons gibi fantastik kurgunun önde gelen yapımlarını, ister The Vikings ya da Spartacus gibi öyküsünü tarihin derinliklerinden alan yapımları seviyor olun, aşağıdaki isimler arasından mutlak bir favori bulacağınızı tahmin etmek zor değil.

The Man in the High Castle
Philip K. Dick’in 1962 tarihli romanından uyarlanan “MiHC”, daha şimdiden sezonun en çok konuşulan ve en merak edilen yapımlarından biri olmuş durumda. MiHC’in konusu ise kısaca şöyle; İkinci Dünya Savaşı, Almanya önderliğindeki Mihver Kuvvetleri tarafından kazanılırsa ne olur? Cevabın bir parçası ise, Amerika Birleşik Devletleri’nin Almanya ve Japonya arasında pay edileceği ve Yeni Dünya’nın şuan bildiğimiz halinden çok farklı olacağı… Chronicles of Riddick ve Clash of Titans filmlerinden hatırladığımız Alexa Davalos’un başrolünde bulunduğu (ve en merak ettiğim performanslardan birinin DJ Qualls’a ait olduğu) dizinin ilk sezonu, 20 Kasım tarihinde, Amazon üzerinden tek seferde yayınlanacak.

The Bastard Executioner
14 yüzyıl İngiltere’sinde geçen ve Kral 1. Edward’ın ordusunda yer almasına rağmen, savaşın kendisini yıpratması sebebiyle inzivaya çekilen Wilkin Brattle’ın hikayesini anlatan proje, Mel Gibson’ın filmi The Patriot(Vatansever) ile de benzerlikler göstermekte. Zira, Brattle’ın emeklilik hayatı, ailesinin gördüğü zulüm üzerine kısa sürer ve kahramanımız ailesinin intikamını almak için yeniden savaş meydanına döner.

The Last Kingdom
The Vikings severler buraya… 9. Yüzyılda, şuan İngiltere olarak bilinen topraklar, farklı krallıklara ayrılmış durumdadır, Anglosakson toprakları ise Vikings saldırısı altındadır. Bernard Cornwell’in Sakson Hikayeleri adlı roman serisinden uyarlanan dizinin başkahramanı ise, aslında bir Sakson beyinin oğlu olsada Vikingler tarafından kaçırıldıktan sonra, kuzeyli barbarlar tarafından büyütülerek bir savaş komutanına dönüştürülen Uhtred’dir. Seyirciye düşen de, Uthred’in bağlılığının hangi tarafa ait olduğunu keşfetmek için çıktığı yolculuğa şahit olmaktır. “Doğuran mı, besleyen mi?” sorusuna Viking bakış açısından gelen bir cevap isteyenler için, yeni adres Last Kingdom…

KAHRAMANLIK ÖYKÜSÜ & ÇİZGİ ROMAN UYARLAMA SEVERLER

Önce Marvel’dan “Agents of SHIELD” geldi, daha sonra Marvel, Agents evrenini “Agent Carter” ile genişletti. Arada Netflix ile birlikte “Daredevil” gibi bir şahesere imza attılar. Beyazperde de, Batman hariç hiçbir başarısı olmayan DC ise savaşa Arrow ve The Flash ile katıldı, geçen sene de Gotham ile, birçok eleştiriye rağmen, bence gayet keyifle seyredilen bir projeye daha imza attılar. Bakalım süper kahramanlar arası bu savaşın bu seneki askerleri kimlerden…

Legends of Tomorrow
DC, kurduğu Arrow evrenini bu sene de genişletmeye devam edecek gibi duruyor. Arrow’dan Brandon Routh (Atom) ve Caity Lotz (White Canary), The Flash’dan Victor Garber (Firestorm) ve “Prison Break” zamanından bu yana hayranların gözdesi ikililerden olan Dominic Purcell(Heat Wave) ile Wentworth Miller(Captain Cold) ile birleşiyor. Arthur Darvill tarafından canlandırılan zaman yolcusu Rip Hunter tarafından yönetilecek takımın yeni transferleri ise Ciara Renee(Hawkgirl) ve Falk Hentschel(Hawkman). Arrow ve Flash fırsat buldukça kendi dizilerinden konuk karakter olarak katılacak gibi gözüküyorlar (senede ortalama 1-2 bölüm olur bu “konukluk” süreci). Yani, beyazperdede görmek için gün saydığımız “Suicice Squad” projesinin bir benzeri de bu kış televizyon ekranlarımıza geliyor.

Supergirl
“Şimdi, yukarıdaki kadroya baktıktan sonra kim takar Supergirl’ü?” sorusu akıllara gelebilir, ancak Superman mitini sevenler ya da “Bu, Arrow kabakçiçeği gibi açıldıkça açılmaya devam edecek, ben hiç oralara giremem, şöyle Gotham gibi tek başına izlenecek bir şey olsa ya!” diyenler için 26 Ekim tarihli Supergirl ilaç gibi gelecektir. Kahramanımızı, Al Pacino ve Jennifer Garner ile birlikte Danny Collins filminde rol almış Melissa Benoist canlandırırken, bol ödüllü aktris Callista Flockhart’ı da kilit rollerden birinde izleyeceğiz.

Ash vs. Evil Dead
Hayranları arasında kült statüsü kazanmış, Sam Raimi’nin unutulmaz serisi Evil Dead’in devam niteliği olan “Ash vs. Evil Dead”, yeni sezonun merakla beklenen projelerinden olmasının yanısıra, korku-komedi gibi pek de rastlanmayan bir türü ekranlara getirecek. Supernatural’ın son sezonlarda, eski günlerini mumla arattığını düşünecek olursak, üstelik başrolün yine orijinal seride olduğu gibi Bruce Campbell tarafından canlandırıldığını hesaba katarsak, Ash bizleri eğlendirmeye kaldığı yerden devam edecek gibi duruyor.

Into the Badlands
16. yüzyılda Wu Cheng’en tarafından yazılmış Journey to the West(Batı’ya Yolculuk) ekranlarımıza geliyor, üstelik bizleri The Walking Dead ile tanıştıran AMC tarafından… Birçok dövüş sanatları filminden hatırlayacağımız ve bugünlerde Warcraft filminde Gul’dan olarak karşımıza çıkmaya hazırlanan Daniel Wu tarafından canlandırılacak olan Sunny, adalet için savaşırken, karate ve kovboy filmlerinden aşina olduğumuz birçok numarayı, bu sefer bir dizi kurgusu içinde izlememize vesile olacak. Üstelik dizinin yapımcısının Smallville’den hatırlayacağımız Miles Millar olduğu düşünülürse, 15 Kasım tarihini de takvimlerimize eklemeye değer…

****

Aslında, daha hakkında yazılabilecek çok proje var. Mesela “Terrorism Thriller” alanında Homeland’e kardeş Quantico geliyor. İlk sezonunu bu hafta sonlandırmış olan ve hayvanseverler ya da hayvan fobisi olanların mutlaka izlemesini tavsiye ettiğim Zoo çoktan geldi geçti. Netflix, çok kısa bir süre önce, ünlü uyuşturucu baronu Pablo Escobar’ın hayatını Narcos adlı diziyle ekranlarımıza getirdi. Sons of Anarchy ile hatrı sayılır bir hayran kitlesi kazanmış olan Ron Perlman, Hand of God ile bizi yeni bir anti-kahraman ile tanıştırdı. Marvel, DC’nin yukarıda bahsettiğimiz tüm ataklarına, 20 Kasım tarihinde, Daredevil projesinin ikinci ayağı olan Jessica Jones ile sağlam bir cevap vermeye hazırlanıyor. Ancak, bu yazının da bir yerde bitmesi gerekiyor ve bu haliyle dahi yeterince uzadı.

Siz bunları bir radarınıza alın da, bakalım sezon bittiğinde hangileri beklentilerimize karşılık vermiş olacak…

3-in-1... Causes addiction like coffee...