Zehriniz Kaldı Mı? | THE SUICIDE SHOP

Jean Teule’nin ilk göz ağrısı, Patrice Leconte’nin de ilk ve son animasyon film denemesi, mükemmel seslendirme kargosu ve unutulmayan şarkılarıyla bugünkü konuğumuz Le Magasin des Suicides yani The Suicide Shop.

The Suicide Shop Hakkında Biraz Bilgi

Minik bir aktör ve başarılı bir yazar olan Jean Teule’nin ilk basılan ve ona dünya çapında başarı getiren The Suicide Shop kitabını duymuş belki de Sel Yayınlarından çıkan çevirisini hızlıca tüketmişsinizdir. Ben ise bunlardan habersiz bir şekilde animasyon filmleri kurcalarken önüme düşen filmiyle tanıdım kendisini. Ardından bu hatayı kapatmak için kitabını da edinip onun da içine daldım.

Patrice Leconte tarafından yönetilen, aynı adlı romandan uyarlama olan bu eser başta söylemek gerekirse kitaptan farklı bir şekilde işlenmiş ve bu onu çoğu uyarlama gibi kötü kılmak yerine bize farklı bir bakış açısı kazandırmış. Sanki ayrı bir zaman diliminde aynı ailenin başından geçen olayları görüyoruz gibi. Yönetmenin animasyonun içine müzikali dahil etmesi de filmi daha anlamlı ve katmanlı yapmış.

The Suicide Shop
The Suicide Shop

Hayatınız Bir Başarısızlıktan İbaretse, Ölümünüzü Başarılı Yapalım!

Filmimizin evreni bildiğimiz dünyada geçiyor herkesin mutsuz olduğu, gülmek ya da sevinmek için bir sebeplerinin olmadığı bir dünya. Yani yaşamak için de bir sebeplerinin olmadığı, bu yüzden dünyamızda intihar etmek serbest. Bu çözümü seçenler ise yadsınamayacak kadar fazla öyle ki yağmur yağar gibi insan yağıyor, arabaların önüne kendilerini atanların cesetleri özel hizmetliler tarafından kaldırılıp trafiğin oluşması engelleniyor. Bazıları ise bunların yetersiz olduğunu intihar etmek için daha dramatik ya da daha kesin bir çözümün olması gerektiğini düşünüyor ve araştırmaya başlıyorlar. Bu araştırma neticesinde ise her şeyin başlayacağı yere Suicide Shop’a geliyoruz.

Bu mağaza bir aile tarafından asık yüzle hizmet veriyor. Ölmek için bir sürü neden varsa ölmek için de bir sürü alet var. Eski dikenli lahitlerden tutun da silahlara, zehirlerden iplere kadar bir sürü yöntem sunuyor size. Babadan oğula geçen bu şirket bir problem olmadan günümüze kadar hizmet etmiş ve müşteri memnuniyetiyle ün salmış. Fakat bir gün bu aileden yeni doğan bir çocukla işler tamamen tersine dönüyor. Yaşama isteğiyle dolu olan bu çocuk etrafa gülücükler saçıyor, müşterilere yaşamak için bir sürü sebep sayıyor ve en kötüsü ise sürekli şarkı söylüyor. Devam eden bu süreçlerde de ailenin ve çocuğun anlaşmaya çalışmasını, orta bir yol bulmalarını seyrediyoruz

Sonuç

İki boyutlu çizimleriyle ve kasvetli ortamıyla beni cezbeden hikâyenin birden gülücükler açarak gelen bir çocukla bozulması, çocuğun diğer insanlardan tamamen farklı bir şekilde davranması filme ayrı bir çekicilik katıyor. Müziklerin ise yaratıcılığından ve karakterlerin durumlarıyla uyumundan bir kez daha bahsetmek isterim. Son noktayı da koymadan önce filmin bir iyi yanını daha söylemek gerekirse bana nasıl intihar edebileceğime dahil bir sürü yeni ve farklı yöntem öğretmesi diyebilirim.

Animasyon yapımlara ilgi duyuyorsanız sitemizdeki Birdboy incelemesini de okumak isteyebilirsiniz.

Evet, izledim.