Gerek ülkemizde gerekse uluslararası çizgi roman piyasasında, sinematik evrenlerin büyük bir etki yarattığı su götürmez bir gerçek. Ne olursa olsun filmi çekilen/çekilecek karakterlere olan ilgi bir anda katlanarak artıyor. 16-24 Nisan tarihlerinde düzenlenen İzmir Kitap Fuarı’nda buna birinci elden tanıklık etme şansım oldu. İç Savaş ve Deadpool’a duyulan ilgi bir yana Doctor Strange ve Ant-man gibi çizgi romanı yakından takip etmeyen insanların bilmeyebileceği karakterler bile talep ediliyordu. Hal böyleyken vizyon tarihine 6 gün kala İç Savaş için bir yazı hazırlamak farz oldu.
İç Savaş Nedir?
Bu soruyu film ve çizgi roman için ayrı ayrı cevaplamak daha doğru olur sanırım. Çünkü film ve çizgi romanın birbiriyle kesin hatlarla ayrıldığı pek çok nokta mevcut. Her ne kadar filmi izleyenler ”Gelmiş geçmiş en iyi süper kahraman filmi” ”Çizgi romanına en yakın süper kahraman filmi” gibi iddialı ifadeler kullanmaktan çekinmese de önceliğimizi kaynak materyale vererek çizgi romandan başlayalım.
2006 yılında yayınlanan bu olayın ana serisi 7 sayıdan oluşsa da tie-in dediğimiz yan sayılarla birlikte toplamda 110 sayılık bir hikaye mevcut. Yazar koltuğunda Wolverine: Devlet Düşmanı ve Old Man Logan çizgi romanlarından tanıyabileceğiniz Mark Millar oturuyor ve ortaya gerçekten etkileyici bir iş çıkıyor. Söylemeden geçmeyelim İç Savaş’ın çizgi roman ayağında Marvel’daki hemen her karakter ucundan kıyısından olaylara dahil oluyor. Kimisinin rolü önemli kimisinin ki daha silik fakat çizgi romanı okurken adını hiç duymadığınız karakterlerle bile karşılaşmanız mümkün. Fakat bu durum Millar’ın usta kalemi sayesinde anlayamadığınız yüzlerce isim arasında kaybolmak yerine tüm süper insanları etkileyeceğine emin olduğunuz bir olay okumanızı sağlıyor.
İç Savaş’ı birçok çizgi roman severin en sevdiği 10 çizgi roman arasına koyacak olmasının bir diğer nedeni de iki tarafın da çok iyi yansıtılması. ”Kimin tarafındasın?” ya da ”Kim haklıydı?” gibi soruların çizgi roman çıktıktan sonra 10 yıl sonra bile hala soruluyor olmasının en önemli nedeni de bu bence. Ben bile her okuduğumda farklı bir tarafı haklı buluyorum. Sonuçta tarafların ikisi de süper kahramanlardan oluşuyor ve iki tarafın da neden bu şekilde tepki verdiğini anlamak çok kolay.
Hikaye anlatımında çok hoşuma giden bir diğer unsur, bu kadar karakteri bir arada kullanırken onları oldukları kişi yapan değerleri unutmamaları. Daredevil’ın Ironman ile konuşmasındaki Hristiyanlık referansları, Punisher’ın davranışları, Reed-Sue arasındaki ilişki, Dr. Strange’in olaylara tepkisi gibi detaylar sizi olaylara daha da bağlıyor.
Hikayeyle ilgili spoiler vermek istemiyorum fakat filmle arasındaki farkların anlaşılabilmesi için girişinden çok az bahsedeceğim. Süper insanların neden olduğu bir trajedi sonucu dokuz yüze yakın kişi hayatını kaybeder. Bu bardağı taşıran son damla olur ve Amerikan Hükümeti süper insanlara karşı bir şeyler yapmak üzerine toplanır. Bu toplantıya dahil olan Tony Stark herkesi yeni bir yasa tasarısı üzerinde birleşmeye davet eder. Süper İnsan Kayıt Yasası‘na göre süper kahramanlar gizli kimlilklerini açıklayacak ve adeta bir devlet memuru gibi kayıt altına alınacaktır.
Haliyle tüm süper kahramanlar bu yasayı kabul etmez. Captain America ilk karşı çıkan kişi olur ve S.H.İ.E.L.D.’ın elinden kaçarak yer altına çekilir. Bu yasayı kabul etmek istemeyenler için bir sembol haline gelir ve yasa karşıtları Cap’in liderliği altında birleşirler. Öte yandan yasayı kabul edenler de Ironman’in tarafında bir araya gelir ve böylece İç Savaş’ın tarafları oluşmaya başlar.
Tüm bunlar olurken Marvel evrenindeki bazı gruplar tarafsızlıklarını korur. Örneğin mutantların bir çoğu Cap’i desteklemesine rağmen Genosha‘da olanlardan sonra (Biraz da Sentinellerin etkisiyle) hükümet ile ters düşmek istemediklerinden bir taraf seçmeyi reddederler. Bir diğer örnek de Doctor Strange’dir. Kendisi olaylara müdahale etmek istemez ve inzivaya çekilir.
Hikayeden bu kadar bahsetmişken çizimlerden bahsetmeden olmaz. Yine Old Man Logan ve Death of Wolverine’den tanıyabileceğiniz Steve McNiven‘ın çizimleri her sahnenin kafanızda en ince ayrıntısına kadar canlanmasını sağlıyor. Kendisi en saygı duyduğum çizerlerden bir tanesidir ve bu işi de gerçekten takdire değer. Onlarca kahramanın birbirine girdiği sahneleri bile öyle bir ustalıkla çiziyor ki çizgi romanı okurken bir yandan da eşsiz bir görsel şölene tanıklık ediyorsunuz. Özellikle şu an spoiler olmaması için söyleyemediğim bazı önemli sahnelerin tam sayfayı kapladığı sahneler var ki çerçeveletip duvara asmalık desek yeridir. Sadece en bilindiklerden bir tanesini şuraya iliştiriyorum fikir sahibi olmanız için.
Bu olayın evren için ne kadar önemli olduğunu açıklamamız için sadece tarihin gidişatını belirleyecek anlarda ortaya çıkan Watcher‘ın da orada olduğunu söylemek yeterli olur sanırım. Bu olayın etkileri Marvel evreninde uzun süre kendini hissettirmiştir. Reed ve Sue’nun FF’ten ayrılıp yerlerini Black Panther ve Storm’a bırakması bunların en ufak örneklerinden bir tanesi mesela.
Türkiye’de İç Savaş
Bizler İç Savaş’ı okuma şansına ilk kez 2010 yılının Nisan ayında Hoz Comics ile eriştik. Hoz Comics’in kapanmasının ardından İlke Keskin’in çevirisiyle Marmara Çizgi tarafından 2013’ün Ekim ayında yeniden basıldı İç Savaş. O günden beri de ülkemizde en çok satılan çizgi romanlardan birisi. 2016’nın Şubat ayında 4. Baskısı yapıldı. Böyle giderse daha da yapılacak gibi duruyor.
Ayrıca geçtiğimiz günlerde ”Film Özel Kapaklı” bir versiyonu daha çıkarıldı. Normal cildin üzerine giydireceğiniz bir şömizle İç Savaş kapağınızı daha havalı bir hale getirmeniz mümkün. Biz de ”Her eve bir Civil War!” diyerek desteklerimizi sunuyoruz kendilerine.Bunun yanı sıra Hoz Comics zamanında Spider-Man’in İç savaş dönemindeki hikayeleri de basıldı fakat bunların yeniden basımı gerçekleşmediğinden şu anda bulunmaları bir hayli zor. Yan serilerden de basılan olmadı diyorduk ki…
İki yayınevine de bu çizgi romanlar için teşekkür ediyoruz. Darısı diğer yayıncıların başına. Filmden birkaç gün önce ekip olarak bizler de taraflarımızı belirteceğiz. Peki Siz Kimin Tarafındasınız ?
Spoiler içerir 🙂 “Spidy kimi seçerse o haklıdır diyorum”